| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 92 |
| Tarih: | 24.05.2016 |
MURAT GÖKTÜRK (Nevşehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve ekranları başında bizleri izleyen çok aziz milletimiz; Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun ülkemizin yargı sisteminin her açıdan araştırılmasına ilişkin Meclis araştırması açılması önergesi aleyhine söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlarken hepinizi en içten saygılarımla selamlıyorum.
Yine, sözlerime başlarken bugün kurulan 65'inci Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin milletimize, vatanımıza hayırlar getirmesini Cenab-ı Allah'tan temenni ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yaklaşık yirmi yıl avukatlık yaptım ve 1991 yılından beri de hukuk camiasının içindeyim. Bizden önceki dönemde de, bizim dönemimizde de yargının tamamen bağımsız ve tarafsız olduğunu iddia etmek doğru değildir ancak yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını temin için ne yapıldığı önemlidir.
Şimdi, ben, kendi gördüğüm tespitleri burada dile getirmek istiyorum. Avukatlık yaptığım dönemde Türkiye'nin birçok yerinde adliye binaları gerçekten yargının yargılama faaliyetinin vakarına yaraşmayacak, yakışmayacak bir hâldeydi. Biz, ilk iş olarak, özellikle ve önemle, bu yargı faaliyetinin ülkenin ve yargının vakarına yakışır bir hâle getirilmesi için çok ciddi çalışmalar yaptık ve bu kapsamda da yüzlerce -fiziki yapıyı düzeltecek- adliye binası ve çalışanların, avukatların, hâkimlerin, savcıların ortamlarını iyileştirecek çalışmalar yaptık.
Bunun yanında, fiziki altyapı kapsamında yargının şeffaflığını ve tarafsızlığını teminat altına alacak "Ulusal Yargı Ağı Projesi" dediğimiz UYAP sistemini işler hâle getirdik. Bugün teknolojinin vermiş olduğu bu imkândan istifade etmek suretiyle, bu sistemle elektronik ortamda dava açılması, takip yapılması ve soruşturma yapılması mümkün hâle geldi.
Yine ihtiyaç duyulan -ki bu her zaman, her aşamada söylenir hâkim, savcı açığı- gerçekten ülkenin ihtiyacını karşılayacak, dosya sayısını eritecek, ortadan kaldıracak, yığılmayı ortadan kaldıracak, önemli bir şekilde azaltacak hâkim, savcı alımları yapmak suretiyle bu beklemeleri, yığılmaları, zaman geçmesini ortadan kaldırmaya çalıştık. İdari yargıda ve adli yargıda bizden önceki dönemde ortalama dava sürelerine baktığımızda, zaten bunun ne kadar önemli olduğu ve ne kadar mesafe katedildiği de yine ortaya çıkmış olacaktır.
Yine AK PARTİ zamanında yapılan reformlarla -mesela sıkıyönetim mahkemeleri, özel nitelikli mahkemeler- Türk Ceza Kanunu'nda ifade özgürlüğünün önünde engel olan maddelerde -işte çok bilinen 141 ve 142'nci gibi maddelerde- özgürlükler ve demokrasi lehine ciddi düzenlemeler yapıldı.
Şimdi burada konuşurken arkadaşlarımız şunları söylediler: İşte, temsilcilerin kendini bağımsız bir şekilde ifade edemez hâle geldiği, işte siyasiler üzerinde siyasi davaların çokluğu ve siyasi baskının oluşturulduğu vesaire. Şimdi, şunu karıştırmamak lazım: Terör ve teröre destek vermek ile siyaset yapmak aynı şey değildir. Teröriste destek vermek, bu ülkenin bölünmez bütünlüğü aleyhine bir şeyler yapanlara arka çıkmak, onların arkasında durmak ile siyaset yapmak farklı şeyler. Siyaset bu ülkenin geleceği, hayrı ve menfaatleri için yapılır; yoksa siyaset siyasetçiler, bu ülkeyi bölmek isteyenler, bu ülkenin sokaklarını kana bulayanlar, tekrar Türkiye'yi karanlık zamanlara götürmek isteyenler için ve bunların destekçileri için yapılmaz. Dolayısıyla, bu ülkenin kanunları buna izin vermez hiçbir zaman vermediği gibi ve kim olursa olsun siyaset değil de teröre destek verenler şeklinde, terör destekçisi şeklinde faaliyette bulunanlar bunun sonuçlarına katlanır. Türkiye'de bir hukuk sistemi vardır ve nihayetinde sistem kendi içerisinde gerekeni yapar ve yapmaktadır.
Değerli arkadaşlar, yine yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını temin açısından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunda yapılan düzenlemeyle, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandumla getirdiğimiz düzenlemeyle samimi bir şekilde hâkimlerin tarafsızlığı ve bağımsızlığı teminat altına alınmak istenmiştir. Ancak zaman içerisinde bu sistemde aksaklıklar ortaya çıkmıştır, tartışılır hâle gelmiştir. Ama, zaten Türkiye Büyük Millet Meclisi ülkenin karşılaşmış olduğu sorunları gerçekten çözme yeridir. İşte, burada bütün meselelerimizi konuşup çözmemiz lazım. Eğer bu hususta bir eksiklik, bu hususta bir farklılık varsa bunu yasal hâle getirmek suretiyle çözebiliriz. Burada bizim çok çalışıp çok fazla iş üretmeye ihtiyacımız var.
Değerli arkadaşlar, yine konuşmacı arkadaşlarımızdan birisi "İdari yargı açısından cumhuriyet tarihinde açılan dava sayısı ile bizim dönemimizde, AK PARTİ döneminde açılan dava sayısı aynı." diye bir şey söyledi. Evet, ben de meslekten biliyorum, şimdi ben de şöyle söylemek ve cevap vermek istiyorum: Gerçekten, idari yargı açısından idarenin eylem ve işlemlerine karşı vatandaşın açmış olduğu davalar olduğuna göre ve cumhuriyet tarihinde yapılan bütün icraatları, hangisi olursa olsun, kalem kalem ele aldığımızda AK PARTİ zamanında yapılan icraatlar hepsine denk olduğuna göre, bu davaların bu oranda fazlalaşmasını anlamamak mümkün değildir. Yani kamulaştırmaya ihtiyaç vardır, yol yaparsınız; cumhuriyet tarihinde, mesela, işte, toplam 6 bin kilometre duble yol yapmışsınızdır ama AK PARTİ zamanında 18 bin kilometreye yakın duble yol yaparsanız, kamulaştırma davaları da o oranda artar. Aynı şekilde hizmet binaları yaparsanız, hastaneler yaparsanız, aynı şekilde vatandaşla bu şekliyle muhatap olunacak işlere girişirseniz nihayetinde dava hususunda bu oranda bir fazlalıkla karşılaşırsınız. Bu, ülkede bir kaos olduğunun değil, daha fazla çalışıldığının, daha fazla iş üretildiğinin, daha fazla hizmet edildiğinin bir göstergesidir; keşke olmasa ama bu kaçınılmaz bir sondur. Herkesin yargıdan yüzde yüz memnun olması -avukatlık tecrübemden gördüğüm kadarını aktarayım- mümkün değildir ama yargının amacı, adil bir şekilde, tarafsız bir şekilde, bağımsız bir şekilde bunun gereğini yerine getirmek, kanunlara ve Anayasa'ya uygun olarak kişiler hakkında karar vermektir.
Şimdi, burada, AK PARTİ zamanında yani partimiz zamanında yapılan icraatların tamamı, ülkenin daha özgür olmasını sağlamak, daha demokratik bir ortamda insanların yaşamasını sağlamak ve aynı şekilde yargıda yargı mensuplarının tarafsız ve bağımsız bir şekilde yargılama faaliyetini yerine getirmesine imkân sağlamak içindir. Bu hususta da yaptığımız şeylerle ilgili memnuniyet de zaten ortada.
Bunun yanında, geçtiğimiz dönemde, 24'üncü Dönemde yaptığımız yargı açısından yargı mensuplarının maddi durumlarını iyileştirici çalışmalarımızı da hatırlatarak sözlerime son vermek istiyorum. Gerçekten, hâkim ve savcılarımızın ekonomik olarak ciddi anlamda bir iyileştirmeye ihtiyaçları vardı. Buna Hükûmetimiz kulak verdi ve bu hususta önemli çalışma yaptık, birlikte yaptık bunu; Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak gerekli iyileştirmeyi yapmak suretiyle bu husustaki eksikliği de bir nebze... Tabii hiçbir şey mükemmel olmuyor ama en azından samimi bir şekilde iyileştirmek ve düzeltmek için bir gayret göstermek gerekiyor. Bu hususta da bir gayret gösterdiğimizi, yine bunu hep birlikte yaptığımızı düşünüyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle, ülkemizin karşılaşmış olduğu yargı tarafsızlığı ve bağımsızlığıyla ilgili sorunlarda AK PARTİ'nin samimi bir şekilde bugüne kadar bunların iyileştirilmesi noktasında çalıştığını ve bundan sonra da aynı gayretle ve aynı azimle çalışmaya devam edeceğini bildiriyor, yüce heyetinizi ve aziz milletimizi saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)