GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:96
Tarih:01.06.2016

KADİM DURMAZ (Tokat) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; MHP grup önerisi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyor, yüce Meclisi ve buradan umutla atama bekleyen 414 bin öğretmeni ve AKP iktidarının yok etmek istediği millî eğitimin çok önemli bir dinamiği olan maarif müfettişlerini saygıyla selamlıyorum.

Bir milletin en büyük zenginlik kaynağı yetişmiş, kaliteli insan gücüdür. Bunun temini de herkesin bildiği gibi eğitimdir. Bugün eğitimde geldiğimiz nokta, maalesef, içler acısıdır. Üzülerek söylüyorum ama eğitim AKP iktidarıyla kanayan bir yara olmuştur.

Eğitimi ve öğretmeni önemseyin çünkü biz öğretmenlerimizden sadece alfabeyi öğrenmedik; yurt sevgisini, adalete ve hukuka riayeti, saygıyı, Cumhuriyeti ve değerlerini, özgürlükleri, yetim hakkına, kamu hakkına el uzatmamayı onlardan öğrendik.

Şimdi öğretmenler, öğrenciler ve geleceğimiz adına soruyorum: AKP iktidarı ile eğitim, maalesef, siyasete malzeme yapılmıştır, yazboz tahtasına dönüp kanayan bir yaraya dönüştürülmüştür. Neden değerli arkadaşlar? Akşam yaptığınızı sabah bozuyor, dün doğru dediğinize bugün yanlış diyor yahut bir bakanın söylediğini diğeri yalanlıyor. Buna hangi ülkelerde müsaade edilebilir? Ancak, on dört yıldır övündükleri, "Tek başına iktidarız." dedikleri AKP iktidarıyla ülkemiz eğitimde işte bu durumdadır değerli arkadaşlar. Bunun anlamı şudur: Her şey yarım yamalak, deneme-yanılma yöntemiyle şansa bırakılmış durumda ve böyle gitmektedir. Sayın Başbakan, eski, yeni bakanlarına bir sorsun: "Yahu, siz on dört yılda ne yaptığınızın farkında mısınız?" Ben de Sayın Başbakana soruyorum: 65'inci Hükûmet Programı'nda dahi eğitime bir başlık ayırmadınız Sayın Başbakan, neden? İşte 65'inci Hükûmetin açıklanan programı arkadaşlar. "Yeni Anayasa ve Sistem, İnsani Kalkınma, Güçlü Ekonomi, Yaşanabilir Şehirler ve Çevre, Güçlü Türkiye, Sonuç" başlıkları var ama eğitim yok. Geçmişte hükûmetlerinizin öğretmenler için söyledikleri geleceğini kararttığınız binlerce öğretmen adayının belleğinden silinmeyecektir. Evet, bu sözler tarihe yazıldı, unutulmaz, binlerce genç öğretmen bu sözleri unutmaz ve unutmayacağız.

Değerli milletvekilleri, bakanlarla gelen ve bakanlarla giden politikalar, karartılan hayatlar, genç ve dinamik bir nüfusu olan ülke vatandaşlarımıza zulüm değil de nedir? Bu gençlerin çaresizliğinden, umutsuzluğundan AKP iktidarı sorumludur. Siz hiç bu çaresizliği yaşadınız mı? Ama sizin öyle bir sorununuz zaten yok, okulu bitiren çocuklarınızın müşavirlikleri, kazançlı işleri, gemileri deryada hazır duruyor. On dört yılda sayıları 400 binleri aşan atanamayan öğretmenler ve eğitim alamayan çocuklarımız AKP Hükûmetinin plansız eğitim ve istihdam politikasının bedellerini ödüyor. Biz artık "atanamayan öğretmenler" değil, "atanmayan öğretmenler" diyoruz. Çünkü bu gençler bilinçli bir eğitim projesi olarak atanmıyor. Sizin derdiniz eğitim değil, derdiniz ucuz iş gücü. Ne yazık ki diplomalı işsizlerin tavan yaptığı, eğitim fakültesi mezunlarının bile ucuz iş gücü olmayı kabul eder hâle getirdiğiniz bir Türkiye'deyiz. Hâlbuki, Sayın Cumhurbaşkanı geçen gün yaptığı açıklamada "Eğitimin asıl sorunu müfredattır." diyor. Günaydın Sayın Cumhurbaşkanı, günaydın! Ne yazık ki sizin sayenizde tek sorunumuz bu da değil. Hâlâ görmezden geliyorlar. Yıllardır çileye dönüşen eğitim sistemini şimdi yeni parlak fikirlerle mi çözecekler?

Atanmayan öğretmenleri görmeyen, boş dersleri ve derslikleri görmeyen boş açıklamalardan bıkıp usandık artık. Buradan Sayın Cumhurbaşkanına sesleniyorum: İşte, bu 414 bin atanmayan, umutsuz, genç öğretmen sizin saraya çağırma kampanyanızı bekliyor. Atanmayan öğretmenleri her hafta sarayda ağırlayınız Sayın Cumhurbaşkanı. Onlara söyleyecek ve diyeceklerinizi de bu halk, bu millet merak ediyor. Öğretmen olamayıp kağıt toplayıcısı, taksi şoförü, pazarda limon satmak zorunda bıraktığınız, umutlarını yok ettiğiniz öğretmenlere ne diyeceksiniz merak ediyoruz. 2003-2015 yılları arasında sınava girenlerden sadece yüzde 16'sı öğretmen olarak atanabildi. Geriye kalan yüzde 84'ü ne oldu, ne yapıyor diye hiç sordunuz mu? Evet, bunların 1 milyonu aşkını, değerli arkadaşlar, AKP iktidarından umudunu kesip farklı alanlara çaresiz bir şekilde koşmaktadır.

Değerli milletvekilleri, Sayın eski Bakan Nabi Avcı Bey eğitim sorunlarını çözemedi. Ayrılırken öğretmenlere veda mesajı yolladı "Bakanlar unutulur, öğretmenler unutulmaz" diye. Bu, Sayın Bakanın mesajı. Evet, Sayın Bakan ve AKP iktidarı, öğretmenler sizi unutmayacaktır, bundan emin olabilirsiniz. Ne haksız görevden alınan idareciler, ne yok etmek istediğiniz Millî Eğitim müfettişleri sizleri asla ve asla unutmayacaktır. Ama siz onları çoktan unutmuştunuz. 414 bin öğretmen adayı 22 Mayısta umutsuzca, çaresizce sınava girmek zorunda kaldılar. Ama siz atama sayısını henüz açıklayamadınız. Öğretmenler atanıp atanamayacaklarını bilmeden sınava girdiler, yarın da Meclisi kapatacaksınız belki ama ağustos çabuk geliyor, okullar yeniden açılıyor. Bu gençler 2017 yılına kadar umutsuzca bekleyecek mi? Hükûmetin ve Meclisin öncelikli görevi bu atamaları ivedi olarak gündeme almasıdır. Şimdi, Kabinenin yeni Millî Eğitim Bakanı Sayın İsmet Yılmaz Sayın Cumhurbaşkanının söylediğini tekrarlıyor "En büyük sorunumuz müfredattır." diyor, "öğretmenlere ömür boyu öğrenme" diyor. Ne yazık ki AKP Hükûmeti, sorunları görmekten çok ama çok uzaktasınız.

Sayın İsmet Yılmaz Bakanım, sizden ağustos ataması için, çiçeği burnunda bir Bakan olarak, atanma rakamı, sözü ve tarihi istiyoruz. Bu müjdeyi o umutsuz sınava giren gençler sizden ve Hükûmetinizden beklemektedir.

Binlerce polis alıyorsunuz ama suç istatistiklerine baktığınızda birçok suçun eğitim yoksunluğundan kaynaklandığını dünyada bilmeyen yok. On binlerce polis de alsanız bu suçları önleyemezsiniz. Eğitimin kalitesini yükseltip öğretmenleri bir an önce öğrencisiyle buluşturmak durumundasınız ve sorumlu davranmanızın zamanı geldi, geçmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekillerimiz; geldiğimiz noktada şuradan açık ve net söylüyoruz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizler bu sorunun çözümü için her türlü desteği vermeye hazırız. Ancak, bu öğretmenlerin bu Parlamento kapanana kadar sorunlarını dile getirmeye, sonuna kadar da onlar için mücadele etmeye hazır olduğumuzu buradan beyan ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)