| Konu: | AK PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 96 |
| Tarih: | 01.06.2016 |
MEHMET METİNER (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ Grubumuzun Meclisin çalışma takvimini belirleyen önergesi üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Ancak, konuya girmeden önce Gezi tartışmalarıyla ilgili bazı mülahazalarımı paylaşmak istiyorum. Öncelikle ve önemlilikle belirtmek isterim ki Gezi'de yaşamını yitiren bütün yurttaşlarımıza rahmet diliyorum ama onların ölümlerine sebebiyet verenleri de AK PARTİ adına lanetliyorum. Biz acıları yarıştıran bir parti değiliz. Bu ülkenin bütün acılarını kendi acımız olarak gören bir anlayışın mensuplarıyız. Hiç kimsenin ölümünden asla memnuniyet duymayız ama gencecik fidanları ölüme yatıran terör örgütünü, o terör örgütüne siyasi arka bahçelik yapan zihniyetleri de bu vesileyle kınıyorum.
Değerli arkadaşlar, tabii, sabahtan beri birtakım tartışmalar yapılıyor. Şimdi, bir CHP'li hatip dedi ki: "Siz hep iktidarda olduğunuz için zaten iktidara geliyorsunuz." Vallahi, biz 28 Şubat zulmünü yara yara 2002'de iktidara geldiğimizde arkamızda hiç devlet desteği yoktu. Tek başımıza iktidara geldik. 28 Şubat vesayet rejimine, 28 Şubat zulüm rejimine karşı halkımızın gücüyle iktidara geldik ve o günden beridir de halkımızın gücüyle ayaktayız. Size tavsiyem, kendi siyasi yenilginize, kendi siyasi hezimetinize başka bir bahane arayın. Belki çok çalışırsanız, günün birinde siz de iktidara gelebilirsiniz. Belki halkın değerleriyle barışırsanız, günün birinde siz de iktidara gelebilirsiniz.
Değerli arkadaşlar, Gezi'den "direniş" diye bahsetmek marazi bir zihniyetin ifadesidir. Gezi, soylu bir direniş, bir halk direnişi filan değildir; düpedüz bir darbe girişimidir, düpedüz gayrimeşru, sokaktan iktidar devşirmeye çalışan bir isyan girişimidir. Bunun başkaca bir tanımı yoktur. Gezi'nin ilk günü çevreci duyarlılıkla hareket eden gençlerimizi hep birlikte selamladık, onların duyarlılığına saygı duyduk, duyuyoruz. Ama sonrasında, marjinal sol terör örgütlerinin kendilerine iktidar alanı oluşturmak, dış destekli bir darbe girişiminin taşeronluğunu yapmak için yapmış oldukları Vandalizme, terörizme ve çapulculuğa "Şanlı Gezi direnişi" diye güzelleme yapmak da akıl kârı değildir. Hiçbir yasallığı olmayan, meşruiyeti olmayan, kendini devrim komuta konseyi olarak tanımlayan bir grubun sokaktan iktidar devşirmeye çalışması hiçbir şekilde yasallıkla izah edilemez, "demokratik direniş" diye açıklanamaz.
Değerli arkadaşlar, burada dikkatimi bir şey çekti. Şimdi, şiddeti yüceltenler var, şiddeti kutsayanlar var, ölümü kutsayanlar var ama nedense söz devletin şiddetine geldiğinde bundan rahatsızlık duyduğunu açıklayanlar var. Hatta daha ileri giderek, üzülerek beyan etmek isterim ki, "Devletin şiddeti olmasaydı Gezi'deki o şiddet ortaya çıkmazdı." diyerek o Vandalizmi, terörizmi meşrulaştırmaya çalışan açıklamalar yapıldı. CHP'li bir hatip Gezi'deki şiddetin sebebi olarak devlet şiddetini gösterdi. Arkadaşlar, biz devletin orantısız şiddetini eleştirebiliriz ama devletin şiddetiyle terör örgütlerinin şiddetini bir kefeye koyarak değerlendiremeyiz. Devlet, şiddet uygulayan tek meşru güçtür. Ama orantısız bir şiddet uygulamışsa bu ülkenin vatandaşları olarak, siyasetçileri olarak eleştiririz, sonuna kadar eleştiririz. Ama terör örgütlerinin şiddetini, eylemselliğini, Vandalizmini siz devletin uyguladığı şiddet politikalarına bağlayarak açıklamaya kalkışırsanız şiddeti meşrulaştırmış olursunuz, şiddeti yüceltmiş olursunuz,.
Burada tabii, HDP'den de bazı açıklamalar geldi. İlginçtir, ağaç kesimi konusunda son derece duyarlı olmaları hepimizi sevindirir, çevre, ekoloji konusundaki duyarlılıklar... Keşke aynı duyarlılıklar insan yaşamı için de söz konusu olsa, keşke aynı duyarlılıklar Kürtlerin yaşadığı şehirler için, mahalleler için de sergilense. Kürtlerin evlerini başlarına yıkanları siz elleri öpülesi insanlar olarak takdim ediyorsanız ve onlarca masum vatandaşımızın ölümüne sebebiyet veren bir terör eylemini meşrulaştırmaya çalışıyorsanız kalkıp ağaç kesiminden bahsederseniz, çevreci, ekolojik duyarlılıktan bahsederseniz sadece size gülerler, ilkeli olmak lazım.
Bir diğer husus şu: "Gezi'nin en başından en sonuna kadar vardık." denildi. Herhâlde bizim hafızamıza birisi saygısızlık ediyor. Evet, Gezi'nin başında vardınız ama sonradan İmralı'dan gelen talimat üzerine haklı olarak çekildiniz, iyi ki de çekildiniz. "Gezi'de darbeyi gördüm." diyen sizsiniz. İmralı'dan gelen talimatın içeriğinde "Orada bir darbe diyalektiği işletiliyor." diyen Öcalan'ın kendisidir, sonrasında da Gezi'den çekildiniz, iyi ki de çekildiniz. Ha, Gezi ruhuna hâlâ sahip olabilirsiniz ama CHP'li hatibin söyledikleri doğrudur, Gezi'nin ilk başında vardınız fakat sonradan Gezi'de darbeyi gördüğünüzü ilan ederek çekilmekle de çok iyi bir şey yaptınız, şimdi başka şeyler söylemenin manası da yok, anlamı da yok, tarihe doğru not düşmek gerekiyor.
Şimdi, burada "Gezi'de kimler vardı?" diye bir şey soruldu. Efendim, kimler varmış: İnancı yasaklanan Aleviler varmış. Vallahi Diyanet İşleri teşkilatını biz ihdas etmedik, Alevilerin inanç sistemini biz yasaklamadık, dedelerin Alevi köylerinde cem yapmalarını biz yasaklamadık, Diyanet İşleri teşkilatını ihdas eden Cumhuriyet Halk Partisidir. AK PARTİ'nin iktidarına kadar Alevi kimliğini dile getirmeye Alevi kardeşlerimiz cesaret edemiyorlardı yani inancı yasaklanan Aleviler en özgürlükçü bir iktidara tepki duyuyorlar, sevsinler sizi ya!
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Seni de sevsinler.
MEHMET METİNER (Devamla) - Bir de dili yasaklanan Kürtler falan. Ben de bir Kürt'üm, dilim yasaklı değil ama dilimin yasaklı olduğu dönemleri biliyorum. Devletin o zulmünü biliyorum, o inkâr, asimilasyon ve zulüm politikalarını biliyorum, bunun müsebbibi olan bir partiyi de biliyorum. Geçmişinde kan olan, dilinde kan olan o partiyi de biliyoruz. Şimdi, kalkıp AK PARTİ'ye demokrasi dersi veriyorlar, sevsinler sizi!
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Sizi de sevsinler.
MEHMET METİNER (Devamla) - Efendim, gayrimüslim vatandaşlarımıza neler yapıldığını da biliyoruz devriiktidarınızda. Şimdi kalkıyorsunuz, diktatörlük rejimine karşı özgürlük talep edenlerin Gezi'de bir araya geldiğini söylüyorsunuz. Sevsinler sizi! Kendi kendinizi ikna edebilirsiniz ama bu toplumu ikna edemezsiniz.
Gezi'de yapılan nedir biliyor musunuz? Gezi'nin özeti şudur: Seçilmiş güçlü bir Hükûmet var, yeryüzünün ilahlarını rahatsız eden, küresel efendileri rahatsız eden bir Erdoğan liderliği var; sandıkta bir türlü devrilemeyen bu iktidar sokakla devrilmek istenmiştir, işin gerçeği budur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Mısır'da bunu yaptılar, Mısır'da seçilmiş Cumhurbaşkanını devirdiler. O zaman hatırlıyorum, CHP'lilerin attığı "tweet"leri hatırlıyorum, kendileri de hatırlasınlar, efendim "Şimdi sıra Türkiye'nin Mursi'sinde." Siz Türkiye'nin Mursi'sini deviremediniz, o yüzde 52 oyla şu an Cumhurbaşkanı.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Adı Mursi mi oldu!
MEHMET METİNER (Devamla) - İstediğiniz kadar "saray darbesi" deyin, istediğiniz kadar darbelere karşı olduğunuzu söyleyin, biz 27 Nisanda da ne yaptığınızı gördük, 28 Şubatta da kimlerin yanınızda olduğunu gördük, 27 Mayıstaki tarihsel rolünüzü de biliyoruz. Onun için, öyle saray darbesi... Bu grup var ya, bu ak yiğitler var ya, kendi özgür iradeleriyle, entrikasız bir biçimde kendi genel başkanlarını değiştirdiler. Bu grubun iradesine herkes saygı duymak zorunda.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Vay, vay, vay!
MEHMET METİNER (Devamla) - Aramızda hiçbir problem yok, kavga yok, gürültü yok. Kimi genel başkan yapacağımıza, kimi de nereye kadar seveceğimize, ne kadar seveceğimize biz karar veririz, biz, biz karar veririz.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Yeni mi çıktı o söz!
MUSA ÇAM (İzmir) - Hiç alakası yok, hiç alakası yok, köşk karar verir. Yapma bu kadar Metiner, yapma bu kadar.
MEHMET METİNER (Devamla) - Şimdi, Erdoğan'ı sokakta devirmeye çalıştılar, başaramadılar. Mursi'yi başardılar ama Türkiye'nin Mursi'si diye nitelendirdikleri Erdoğan'ı başaramadılar.
Gezi'yi özetleyerek bitiriyorum. Bir: Sokakta iktidar yıkmaya çalışan, sokaktan da iktidar devşirmeye çalışan gayrimeşru bir isyan girişimidir, bir darbe girişimidir.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)