| Konu: | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı 3'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 48 |
| Tarih: | 29.02.2016 |
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Huzurlarınızda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarılarının görüşülmesi münasebetiyle bulunmaktayım. Sözlerime başlarken, öncelikle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında bugüne kadar hizmet gören, millet, memleket ve devlet hizmetinde bulunan bizden önceki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlarına şükranlarımızı sunuyor, ahirete irtihal edenlere Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Çalışma Bakanlığında çalışan, hem kamu bürokrasisinin içerisinde bulunan hem personel olarak çalışan, bütün şu anda çalışanlara, her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Yine, Çalışma Bakanlığı içerisinde emek hayatının varlığı adına ve alın terinin bir an önce insanla buluşması adına gayret gösteren bütün çalışma arkadaşlarımızdan ahirete irtihal edenlere de hepinizin huzurunda Rahmetirahman diliyorum.
Bugün Çalışma Bakanlığı bütçesiyle birlikte, Mesleki Yeterlilik Kurumu, TODAİE ve Devlet Personel Başkanlığı bütçeleriyle ilgili de değerlendirmeleri arz edeceğim.
MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Bakan, biz de rahmet diliyoruz ama iş cinayetlerinde, iş kazalarında, madenlerde hayatını kaybedenleri de bir rahmetle anın, bir defa da onları anın.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bu bütçenin başta ülkemize, milletimize hayırlı hizmetlere vesile olmasını temenni ediyorum.
21'inci yüzyıla girerken ve onun başında tam da bu etkilenmelerle karşı karşıya kalan bir süreçteydik. Soğuk savaş döneminin sona ermesi, bilgi toplumuna geçiş, Avrupa'da sınırların kalkması, emek ve sermayenin serbest dolaşımı, ülkelerin refah toplumuna yönelik attığı adımlar, dünyada fertlerin gelir seviyelerinin yükselmesi, demokratik standartların yükselmesi, 2008'deki ekonomik kriz, şehirlerin nüfusunun artması, tüm dünyada ortalama yaşam sürelerinin uzaması birçok alanda, ekonomik, sosyal, siyasal alanda değişime ve yenileşmeye yol açarken, elbette çalışma ve sosyal güvenlik alanında ve istihdam politikalarında da önemli değişikliklere yol açmıştır.
Dünyada ve coğrafyamızda birçok ülke bu değişimleri fark ederek gerekli tedbirleri almış ancak bazı ülkeler bu değişikliklerin gerekliliklerini ıskalamıştır. Bu süreçlerde bazı ülkeler insanları mekanikleştirmişlerdir ama bazı ülkeler de insanı merkeze alan, emeği merkeze alan bir yaklaşımla hareket etmişlerdir. Bir kısım ülkeler reform ve değişimden ürkmüşler, kapalı bir yönetimle kendilerini koruyabileceklerini zannetmişler ve planlamışlar; bir kısım ülkeler de gelişen dinamiklerin karşısında reform ve değişimi kendi ülkelerinin ana yönelimi olarak ortaya koymuşlardır. İşte Türkiye'nin 20'nci yüzyıl tecrübesinden sonra 21'inci yüzyılda yakaladığı fırsat tam da buydu. Birçok alanda olduğu gibi, çalışma hayatı, sosyal güvenlik sistemi ve istihdam politikalarında gerçekleştirdiği reform iradesiyle birlikte bu yüzyılda bir taraftan rekabet kabiliyetini, diğer taraftan krizlere karşı dayanıklılığını, diğer taraftan da insan odaklı, insan merkezli politikalarını başarıyla geliştirmiştir.
Bu dönemde dünyanın karşılaştığı krizlerden çok fazla etkilenmemesinin sırrı da bu süreçlerde reforma yönelik karar alma ve uygulama merkezlerinde gösterdiği dirayetti. 2003 yılında AB ve ILO normlarına uygun olarak çıkarılan yeni İş Kanunu, çalışma hayatında başlayan değişimin ilk düğmesinin doğru iliklendiğinin ve zemininin de sağlıklı olduğunun işaret fişeğiydi.
"Gerçekleştirilemez." denilen sosyal güvenlik sisteminin tek çatı altında toplanması, norm ve standart birliğinin sağlanması, genel sağlık sigortasıyla birlikte Türkiye'de herkesin genel sağlık sigortası güvencesine kavuşması, ilaç kuyruklarının sona ermesi, fiş toplamaların sona ermesi ve emekli maaşı kuyruklarının sona ermesi, atılan bu cesur adımlarla sağlık karnelerinin, sağlık vizelerinin kaldırılması, hastane kuyruklarında kalp krizi geçirenlerin, ertesi gün okuduğumuz o vicdanları yaralayan haberlerin sona ermesi, SSK'lıların istediği hastaneye rahatça gidebilmesinin temin edilebilmesi... Yeni doğan çocukların ana babalarına senet karşılığı teslim edilmediği, acillerde rehin kalmaların sona erdiği bir Türkiye tablosunu bugün hep birlikte görüyoruz.
IMF'ye emekli maaşları için, 500 milyon dolar için giden Türkiye tablosu bugün sona erdi; sosyal güvenlik sistemindeki kara delikler sona erdi; yurt dışında yaşayan vatandaşımızın emeklilik ve entegrasyon çilesi sona erdi.
E-üyelik sisteminden noter şartının kaldırılmasına, yüzde 10 barajının yüzde 1'e düşürülmesine, memura toplu sözleşme hakkı getirilmesine kadar, sendikal hayatta Türkiye'de yıllarca konuşulan konular teker teker çözüme kavuşturulmuş, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun tüm çalışanları kapsamasıyla, aktif iş gücü ve pasif iş gücü politikalarıyla birlikte birçok reform hayata geçirilmiştir ve daha sayamayacağımız, vatandaşımızın "Acaba, bu sıkıntılarımız ne zaman biter?" diye kafasının karıncalandığı birçok sorun ve dert, reformlarla, değişimlerle, güçlü iradeyle ve güçlü bir siyasi temsille hamdolsun sona erdirilmiştir.
Türkiye'de istihdam alanında gerçekleştirdiğimiz politikalarla, 2005 yılında 19 milyon 633 bin kişi olan istihdam sayımız 7 milyon 43 bin artarak 2015 Kasım ayı itibarıyla on yılda 26 milyon 676 bin kişiye ulaşmıştır. Bu arada dikkatinizi çekeceğim husus, 2007'de bütün dünyayı etkileyen ve uzun yıllar boyunca da dünyayı etkilemekte olan bir krizin yaşandığıdır. 2007-2014 arasında AB'ye üye olan 28 ülkede istihdam oranı 1 puan azalırken ülkemizde bu politikalarla birlikte 4 puan artış kaydetmiştir.
Kadın, genç ve engelli istihdamı konusunda atılan adımlar ve diğer yaklaşımlar iş gücü piyasasının bir taraftan kapsayıcılığını, diğer taraftan da dayanıklılığını artırmıştır. 2005 yılında kadınların iş gücüne katılımı yüzde 23,3'ten 2015 yılında yüzde 31,6'ya, istihdam oranı ise 2005 yılında yüzde 20,7'den yüzde 27,5'a yükselmiştir.
İş gücüne katılım oranının ve istihdam oranının artmasına nazaran işsizlik oranının yüzde 10'lar düzeyinde kalmasında ise bir taraftan Aktif İşgücü Programı'nda attığımız adımların, diğer taraftan ise Pasif İşgücü Programlarının elbette önemli bir etkisi vardır. 2004 yılından 2015 yılı Kasım ayı sonuna kadar tüm teşviklerle birlikte yaklaşık 58 milyar liralık ayırdığımız kaynakla istihdam piyasalarındaki sürdürülebilirliği ve istikrarı sağlamayı hep birlikte başardık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan ve değerli milletvekilleri; bir önemli noktayı daha sizlerle paylaşmak istiyorum. Uygulamayı başardığımız en önemli Aktif İşgücü Programı, İşbaşı Eğitim Programı'dır. 2015 yılında Aktif İşgücü Programı'nda 159 bin kişiyi eğitimle buluşturduk. Ulusal istihdam stratejimizin en önemli ayaklarından bir tanesi eğitim ile istihdam ilişkisini kurabilmektir ve bunu AK PARTİ hükûmetleri başarılı bir şekilde uygulamıştır. Dikkat ederseniz, son reform ve eylem planında çok önemli bir adımı daha attık. Attığımız adım şu idi, altı ay boyunca başlattığımız İşbaşı Eğitim Programı'nda şöyle bir başarıyı yakaladık: İstihdam, bizim ülkemizin üzerinde en önemli şekilde durduğu politikalardan bir tanesidir. İşbaşı Eğitim Programı'na başlayan her 100 kişiden 75'i o iş yerinde daimî olarak istihdam edilmeye hak kazanmış ve buna devam etmiştir. Bu, bütün Avrupa ülkelerinin, bütün gelişmiş ülkelerin ve bütün gelişmekte olan ülkelerin bugün örnek aldığı bir sonuç olarak ortada durmaktadır ama size daha mühim bir rakamı, size daha mühim bir gelişmeyi sunacağım.
Özellikle, biliyorsunuz ki son reform ve eylem programında İşbaşı Eğitim Programı'nı altı aydan on iki aya çıkardık ve bunun etki analizlerinin, sonucunun ve karşılığının ne olacağını aslında hep beraber merak ediyorduk ve şimdi size mutlulukla ifade edebilirim ki 2016 Ocak rakamları bu konuda ne kadar da isabetli bir adım attığımızı belirlemektedir. 2015 yılı Ocak ayında İşbaşı Eğitim Programı'na 5.238 kişi katılmış, 2016 yılının Ocak ayında 17.248 kişi bu programdan istifade etmiştir. Yıl sonu itibarıyla, hedeflediğimiz 200 bin rakamının üzerine çıkacağız, inşallah 250 bin rakamına geleceğiz. Sadece İşbaşı Eğitim Programı'yla birlikte 200 bin insanımızı 2016 yılında bu yüzde 75 oranı üzerinden inşallah daimî bir istihdamla karşı karşıya bırakacağız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Şimdi, İŞKUR'la ilgili bir değerlendirme yapmak istiyorum. İŞKUR, kendi tanımlamamla birlikte, Türkiye'nin inovatif markasıdır. Yani atıl olan bir kurumun nasıl harekete geçirilebileceği, nasıl verimli olabileceği, nasıl çözüm üretebileceğinin en önemli delili bugün İŞKUR'dur. 2002 yılında 125.071 kişiyi işe yerleştiren İŞKUR 2015 yılında 889 bin kişiyi işe yerleştirmiştir ve işe yerleştirme oranını yüzde 7'den yüzde 41,8'e çıkarmıştır. İŞKUR önemli bir açılımı da aslında açık iş konusunda gerçekleştirmiştir. İŞKUR'a kayıtlı iş arayanla işçi arayanı buluşturmak için iş yerlerindeki açık işleri takip eden İŞKUR, 2002'de 139.205 açık iş rakamını -yani işçi ile işvereni buluşturan ve bunu piyasaya arz eden İŞKUR- 2015 yılında 2 milyon 43 bin 256'ya çıkarmıştır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Yine İŞKUR tarafından sadece 2015 yılında 20.455 engellimizin de istihdamı sağlanmıştır. Yine ifade etmek istiyorum ki İŞKUR sadece toplumun özel politika gerektiren gruplarını değil, toplumumuzun bütün kesimlerini bir şekilde kucaklamaktadır. Özellikle kadın istihdamında, İŞKUR her 3 kişiden 1'ini -yani 889 bin kişiden- kadın olarak istihdam etme kabiliyetini ortaya koymuş ve yaklaşık 260.848 kadını işle buluşturmuştur.
Bir başka programımız da Toplum Yararına Çalışma Programı'dır. Evet, Toplum Yararına Çalışma Programı'nın birinci adımı iş gücü katılım oranını artırmaktır, ikinci adımı istihdam bağlantısını kurmak, üçüncü adımı da özel politika gereken grupları desteklemektir. 2007-2015 arasında 30.715 programdan 992.168 vatandaşımız istifade etmiştir. Özellikle, iş gücü piyasalarındaki en önemli adımlardan bir tanesi de, bilmenizi istiyorum ki "Her işsizin bir iş ve meslek danışmanı olacak." anlayışıyla iş arayanlar ile işverenler arasındaki kurduğumuz köprüdür. 3.750 iş ve meslek danışmanımız sadece 2015 yılında 163.795'i engelli olmak üzere 3 milyon 378 bin 949 vatandaşımızla görüşmüş, 477.606 iş yerini ziyaret etmiştir ve bir taraftan, mesleki eğitim kurslarımız Aktif İşgücü Programlarımızın en önemli ayağıdır. İşbaşı Eğitim Programları, girişimcilik eğitim programları ve özel projeler kapsamında 2003 yılından 2015 yılı sonuna kadar -bu rakama da dikkat etmenizi isterim- bu eğitimlerden 1 milyon 683 bin kişi istifade etmiş, 2,4 katrilyon kaynak kullanılmış, sadece 2015 yılında 370.385 kişi eğitimlere katılmıştır. İstihdam politikalarındaki temel hedefimiz: İş gücü piyasasındaki ihtiyaçlara uygun beceri geliştirmek, vasıflı iş gücü oluşturmak. İstihdam-eğitim ilişkisiyle tam da bu politikaları gerçekleştirmeye çalıştığımızı ifade etmek istiyorum. Bu çerçevede, Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri (UMEM) Projesi'yle 2011 yılından günümüze kadar 202 bin vatandaşımız eğitimle buluşturulmuş ve bunların yüzde 80'i de istihdamla karşı karşıya bırakılmıştır.
Son on dört yılın en önemli gelişimiyse kendinden öncekilerin maalesef başarısızlığına rağmen İşsizlik Sigortası Fonu'nun ulaştığı nokta, gerek aktif gerekse de pasif iş gücü politikaları konusunda kat ettiği mesafedir. İşsizlik ödeneği, kısa çalışma ödeneği, Ücret Garanti Fonu ve iş kaybı tazminatı özellikle iş gücü piyasalarındaki dalgalanmalarda hem işveren hem de işçi açısından destekleyici olmaktadır. İşsizlik sigortası ödemelerinden 2002 yılı Mart ayından 2015 yılı sonuna kadar 4,3 milyon kişi istifade etmiş; 10,6 milyar lira ödeme yapılmıştır. Sosyal paydaşlarımızla beraber yönetilen İşsizlik Sigorta Fonu bugün 94 milyar 150 milyon liraya ulaşmıştır. Bu önemli bir rakamdır.
Yine, bir taraftan, bununla birlikte, on dört yılda ortaya koyduğumuz en temel başarılarımızdan birisi çalışma hayatında kayıt dışılıkla mücadeledir. Kayıt dışı istihdam oranını -2002'de- yüzde 52,14'ten bugün yüzde 32,6'ya indirdik. Kayıt dışı istihdam oranı bir fotoğraftır, bir sonuçtur. Burada, istihdam politikalarımızın ne kadar da anlamlı ne kadar sürdürülebilir ne kadar sonuca odaklı ve ne kadar insanımıza, emeğe karşı anlamlı bir şekilde yürüdüğünün en önemli tespiti ve delilidir.
Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; şunu ifade etmek istiyorum: Fiyat istikrarından taviz vermeden istihdam ve büyümeyi merkeze alan bir yaklaşımla ekonomi politikalarını belirliyoruz. Para politikası uygulamasında fiyat istikrarını tesis etmenin yanı sıra, maksimum sürdürülebilir çıktı ve istihdamı da desteklemeyi amaçlamaktayız. İstihdam odaklı büyüme politikalarımız çerçevesinde yukarıda uyguladığımız programlar bugünden sonra da aynı kararlılıkla ve aynı dinamik takiple sürdürülecektir.
Türkiye'de bir istihdam araştırmaları merkezi kurulmasının, demografik, sektörel ve coğrafi istihdam analizlerinin yapılmasının gelecekte yol haritamızı daha da belirginleştireceği açıktır.
Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; ülkemizin yüz akı reformlarından birisi de, hepimizin malumudur ki sosyal güvenlik sisteminde gerçekleştirilen reformdur. Bugün iftiharla söyleyebiliriz ki nüfusumuzun yüzde 98,5'u genel sağlık sigortası kapsamındadır. Hükûmetlerimiz, genel sağlık sigortası reformuyla dünyanın en güçlü ülkelerinin dahi cesaret edemediği bir adım atmış, dünyada ve gelişmiş ülkeler içerisinde derinliği ve kapsamı en geniş sağlık paketlerini kendi vatandaşına sunmuştur.
Dikkat edilmelidir ki Sosyal Güvenlik Sistemi Reformu'nda tek çatı dâhil olmak üzere attığımız tüm adımlar birinci faz reform olarak tanımlanmalıdır. Şunu ifade etmek istiyorum: Bu reformların üzerinden tam on yıllık bir süre geçti. Elde ettiğimiz tecrübeler, uygulamada karşılaştığımız sorunlar, ona ait ürettiğimiz çözümlerle birlikte şimdi reformlarımızla birlikte ikinci faz reformlara hazırlanıyoruz. Bütün hazırlığımız sosyal güvenlik sisteminde ikinci faz reformları harekete geçirebilmektir.
Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; 2009 yılında sosyal güvenlik açığının gayrisafi hasılaya oranı, dikkatinizi çekmek isterim ki yüzde 3,01 idi; oysa, 2015 yılında, Kasım ayı itibarıyla bu oran yüzde 0,58 olarak çok önemli bir rakama doğru gelmiştir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu önemli iyileşme Sosyal Güvenlik Kurumu açığı, sosyal güvenlik bütçesi oranında kendini göstermiş, 2009'da yüzde 26,88'den 2015'te yüzde 4,94'e gerilemiştir. Türkiye'de, ekonomide mali disiplin ne kadar önemliyse, sosyal güvenlik sisteminde mali disiplin, gelecek nesiller, verilen hizmetlerin konforunun devam etmesi, ekonomiye ve gelecek nesillere karşılanamayacak mali yükler getirmemesi açısından o derece önemlidir.
Bir rakamı daha sizinle paylaşmak istiyorum. Bazen tartışmalar yürüyor, "Seriler değişti." deniyor ama şunu ifade etmek isterim ki prim gelirlerinin emekli aylıklarına ve sağlık giderlerine oranı aslında belki de sosyal güvenlik sisteminin performansının kıyaslanabileceği en temel oranlardan bir tanesidir, bu da çok nettir. 2002'de yüzde 60,95'ten 2015'te yüzde 75,43'e çıkmıştır ve 2016 yılındaki temel hedefimiz de bunu yüzde 77,16'ya ulaştırmaktır. Sosyal güvenlik sistemimizin en önemli rasyolarından bir tanesi de aktif-pasif dengesidir ve aktif-pasif dengesinde 2009 yılında... Takdir edersiniz ki 1990 yıllarında alınan kararlarla birlikte 1.78'e gerileyen aktif-pasif oranı Sosyal Güvenlik Sistemi Reformu'nda ortaya konulan süreçlerle birlikte bugün sadece kayıt dışı ve emeklilikle ilgili attığımız adımlardan kaynaklanan sonuçlarla birlikte 1,95'e kadar ulaşmıştır. İnşallah bu politikaların sürdürülebilirliğiyle birlikte aktif-pasif oranı bizim istediğimiz noktaya gelebilecektir.
Şunu ifade etmek istiyorum: Aktif sigortalı sayımız 2002 yılında 12 milyon 8 bin 358 kişiden 2015 yılı Kasım ayı itibarıyla 20 milyon 778 bin rakamına ulaşırken, toplam 8 milyon 770 bin aktif sigortalımız artmıştır. Buna karşın, pasif sigortalılarımız, yani emeklilerimiz de 2002'de 6 milyon 550 kişiden 11 milyon 354 bin kişiye çıkmıştır. Burada kayda değer nokta şurasıdır: İşçi emeklilerimizin asgari maaşı 257 liradan 1.292 liraya, reel yüzde 58 artış; BAĞ-KUR esnafımızın maaşı 148 liradan 1.157 liraya, reel yüzde 145 artış; Emekli Sandığı emeklilerimizin asgari maaşı 376 liradan 1.618 liraya, yüzde 35 reel artış göstermiştir. Bu göstergeler on dört yıllık süreç içerisinde emeklilerimizi enflasyona ezdirmediğimizin, Türkiye'nin büyümesinden ve kalkınmasından bu ülkeye hizmet eden insanlarımızın emeğini göz ardı etmediğimizin, refah payından emeklilerimizin de istifade ettiğinin en temel ve açık kanıtıdır. Ayrıca, emeklilerimize söz verdiğimiz gibi, her ay 100 lira, yılda 1.200 lira seyyanen zammı da emeklilerimize vermenin onurunu ve mutluluğunu yaşıyoruz.
Bu arada, dikkatinizi çekeceğini umduğum bir rakamı daha sizinle paylaşacağım. Biliyorsunuz ki sosyal güvenlik destekleme primi ilk önce yüzde 15'ti, daha sonra yüzde 10'a indirdik ve milletimize vadettik, dedik ki: "Bu primi ortadan kaldıracağız." Bakınız, sonucu ne oldu: 2015 yılı Ocak ayında 710 lira olan BAĞ-KUR emeklilerimizin maaşı yapılan zamlar ve SGDP kesintisini kaldırmakla birlikte 1.112,66 liraya çıktı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ATİLA SERTEL (İzmir) - Çok büyük para, çok büyük para(!) Nasıl bir artış bu(!)
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bu ne demektir? Bu artış tam bir yılda yüzde 57'lik, esnaflık yapan emeklilerimize, toplam 656.451 emekliye ulaşan bir rakam olarak ortada durmaktadır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Mevcuttaki küçük esnaf da kepenk kapatıyor.
MUSA ÇAM (İzmir) - BAĞ-KUR primleri çok arttı Sayın Bakan, BAĞ-KUR primleri çok arttı.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Size bir rakam daha vereceğim. Keşke...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Açlık sınırı 2.400 lira.
ÖZKAN YALIM (Uşak) - 430 TL'den 575 TL'ye yükseldi primleri Sayın Bakan.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Sevgili Milletvekilim, biz bunları kendimiz için yapmıyoruz, hep beraber aziz milletimiz için yapıyoruz ve bunların kararları bu Millet Meclisinde alınıyor.
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Ama BAĞ-KUR primi bu kadar yükselir mi, enflasyon yüzde 8,8 iken?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Genel sağlık sigortası sistemimizin ulaştığı kapsam hepimiz açısından dikkat çekicidir.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Gazilerimizin maaşlarını da düzeltin, gazilerimizin. Gaziler açlık sınırında.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - 2015 yılı içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarımıza göre 68 milyon 632 bin 869 vatandaşımız -dikkat edin ki- 481 milyon 167 bin 71 kez sağlık hizmetleri sunucularına başvurmuştur. Bir daha söyleyeyim: 481 milyon 167 bin. Her vatandaşımız yılda 7,01 kere hastaneye gitmiştir. Bunu sağlayan ve bunu gerçekleştiren bir sosyal güvenlik sistemimiz ve sağlık sistemimiz var ve bunu sürdürülebilir bir anlayışla devam ettirmek istiyoruz ve bugün bu rakamlara rağmen yüzde 70'lik vatandaş memnuniyetini, sağlıkta vatandaş memnuniyetini en üst seviyede tutmaya özen gösteriyoruz.
Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; belki birçok şey söyleyeceğim ama iki mesele var ki hemen söyleyip konuyu tamamlamak istiyorum. Bir tanesi kıdem tazminatı meselesi. Bu, bu Meclisin kararıdır; bu, Türkiye'deki bütün paydaşlarımızın kararıdır; bu, iktidarıyla muhalefetiyle herkesin kararıdır ama şu rakamlara dikkat etmenizi istiyorum: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin sicilden yaptığı araştırmalarla birlikte, cumhuriyet tarihinden bugüne kadar şirketlerimizin ortalama ömrü, beş yıl ortalama ömrü olan yüzde 35, on yıl ortalama ömrü olan yüzde 57. Bu rakam bir tarafta dursun.
Bugün iş hukukunda her üç mahkemeden birisi kıdem tazminatıyla ilgilidir.
Bilmenizi istiyorum ki bugün, sadece 2015 yılında, 14 milyon çalışanımızın 18 milyon çıkış bildirgesi vardır. Bu sorun ortada durmaktadır. Sessiz çoğunluk bizden bir şey bekliyor, sessiz çoğunluğun bizden beklediği bu problemi çözmektir. Biz, milletimizin bu problemini çözmekle mükellefiz ve sorumluyuz. Biz sosyal hukuk devletiyiz. Yirmi yıl çalışan bir insanın sabahleyin iş yerine gidip iş yerinin kapanmasıyla karşı karşıya kaldığında, evine vereceği cevabın elbette ki sorumluluğu hem siyasi iradededir hem hükûmettedir hem de Türkiye Büyük Millet Meclisindedir.
AKİF EKİCİ (Gaziantep) - İşsizlik Fonu'nda biriken para nerede? Buna cevap verin. Nereye harcadınız o parayı? İşçiye mi harcadınız İşsizlik Fonu'nda biriken parayı?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Yine, bir meseleyi daha burada ifade etmek istiyorum...
AKİF EKİCİ (Gaziantep) - Ona da mı göz diktiniz? İşçinin tazminatına da mı göz diktiniz?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - ...o da şudur: Evet, güvenceli esneklikle ilgili.
Kıymetli milletvekillerimiz, bakınız, bugün Türkiye'de kayıt dışı bir esneklik vardır, kayıt dışı.
AKİF EKİCİ (Gaziantep) - Nerede, nerede İşsizlik Fonu'nda biriken para? Nerede, cevap verin lütfen?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bugün çok net ifade etmek istiyorum ki kamyonun üzerinde 50 tarım işçisinin nereye gittiğini bilmeyen bir tabloyla karşı karşıyayız.
AKİF EKİCİ (Gaziantep) - Nerede o para, nerede?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bugün hepinize soruluyor. Hepinize deniliyor ki: "Ben ne zaman emekli olabilirim?" Eğer evde çalışan kadınlar sigortalı olabilselerdi, eğer okulda çalışırken bir iş yerine giden bir işçi sigortalı olabilseydi...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - ...belki bu konuda herhangi bir ayrım içerisinde olmayacaktık.
AKİF EKİCİ (Gaziantep) - 124 milyar topladınız, nerede?
ALİ ŞEKER (İstanbul) - İşsizlik Fonu'ndaki paralar nerede?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Güvenceli esnekliğin Avrupa ortalaması yüzde 1,7; Amerika'da yüzde 2...
MUSA ÇAM (İzmir) - Avrupa'da çöpe atıldı, çöpe!
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - ...Japonya yüzde 2'dir. İstihdamın ancak yüzde 2'sini kapsamaktadır. İstihdam kanalı açmaktadır ve tam anlamıyla şunu ifade etmek istiyorum ki var olan kayıt dışı çalışmayı kayıt içine almaktadır.
AKİF EKİCİ (Gaziantep) - Emek satış büroları kuruyorsunuz, emek satış büroları! Emek satış bürolarında ne satacaksınız? İşçinin emeğini mi satacaksınız?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Çok büyük bir gerilim değildir, lütfen bir bardak suda fırtına koparmayalım. Bu, ülkemizin çalışma hayatımızın esnekleşmesi...
MUSA ÇAM (İzmir) - Kölelik Sayın Bakan! O bir kölelik!
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - ...ve insanımızın emeğinin ve alın terinin bir şekilde ulaştırılması...
Şunu da ifade etmek istiyorum ki istihdama insanlarımızın kanalize olmasının en temel yollarından bir tanesidir.
Çok saygıdeğer Başkan, kıymetli milletvekilleri; sözlerimi tamamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Biz size nasıl inanacağız Sayın Bakan? Bundan üç dört yıl önce AK PARTİ'ye bizden fazla saldırıyordunuz, şimdi övüyorsunuz!
ATİLA SERTEL (İzmir) - Kıdem tazminatını kaldırmak istiyorsunuz, açık konuşun, açık söyleyin.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Siz bizden daha fazla saldırıyordunuz.
BAŞKAN - Sayın milletvkelleri...
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Biz ağaç kavuğundan çıkmadık, biz de ana baba evladıyız.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Kıdem tazminatını kaldırmak istiyorsunuz Sayın Bakan.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Kim emekçinin hakkını yerse sadece bu dünyada değil öteki dünyada da bunun hesabını veremez. (AK Parti sıralarından alkışlar)
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Nasıl inanacağız size Sayın Bakan?
ATİLA SERTEL (İzmir) - Nasıl inanacağız, nasıl? Nasıl inanacağız size?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Biz nereden geldiğimizi biliyoruz, hiç merak etmeyin, hiç. O konuda her birimiz aynı şeyi düşünüyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Müsaade ederseniz...
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Sayın Bakan, mültecilere yüzde 20'lik kota verildiğinde işsiz kalacak olan 1 milyon Türk işçisi ne olacak?
BAŞKAN - Bir saniye sayın milletvekilleri... Sayın milletvekilleri, rica ediyorum...
Sayın Bakan...
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Ben biliyorum onu, yüzde 10'dan yüzde 15'e çıkacak işsizlik oranı.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Sayın Başkan, sorularımıza cevap alamadık, mikrofonu açalım bence.
BAŞKAN - Bir saniye efendim, Sayın Bakan bir şey söyleyecek.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Tamam, sorularımıza cevap alamadık ama.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Sayın Başkan, sorduğu soruya cevap vermek istiyorum.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkanım, üç yıl önce Sayın Bakan AKP'ye "hırsız" diyordu, şimdi nasıl savunuyor?
BAŞKAN - Sayın Tanal, rica ediyorum, Sayın Bakan bir şey söyleyecek efendim, dinleyelim kendisini.
LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Bakan, bana mı cevap vereceksiniz?
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Üç yıl öncesinde ne diyordu AKP'ye? Diyordu ki: "Bunlar hırsız." Şimdi çıkıp "Biz bunları yapacağız." diyor. Biz buna nasıl inanacağız, nasıl güveneceğiz?
BAŞKAN - Sayın Bakan, mikrofonunuzu açabilirim ancak Sayın Bakanın konuşma hakkından size vereceğim.
Buyurun Sayın Bakan.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Üç yıl önceye kadar ne diyordunuz?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Sayın grup başkan vekilimizin sorduğu soruya bir dakikayla bir cevap vermek istiyorum.
2010 referandumunda Allah nasip etti ben de Türkiye'yi dolaştım ve biz bu Anayasa'ya "Evet." dedik. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının verilmesi bizim en temel arzularımızdan bir tanesiydi. Ama şunu söylemek istiyorum: 2014 yılından 20 bin bireysel başvuru dosyası şu anda bekliyor. 2013 yılından... Hâlâ şu anda 2013 yılının bireysel başvuruları Anayasa Mahkemesinde görülüyor. Sonra, biz bu yetkiyi Anayasa Mahkemesine nasıl verdiğimizi biliyoruz. Anayasa Mahkemesine bu yetkiyi bu tip davaları dairelerde görüşmek için verdik, Genel Kurulda görüşmek için vermedik. Anayasa'nın 19'uncu maddesi, 26 ve 28'inci maddesi... Ve yine ifade etmek istiyorum "Basın özgürlüğüyle ilgili hak ihlali var." demek Anayasa Mahkemesinin bu konuda yetki ihlalinin ta kendisidir çünkü ilgili mahkeme, basın özgürlüğüyle ilgili herhangi bir karar vermemiştir. (CHP sıralarından gürültüler)
Bakın, ilgili mahkeme... Ben hukuk konuşuyorum, siyaset konuşmuyorum. İlgili mahkeme, basın özgürlüğüyle ilgili hak ihlal edici bir karar ortaya koymamıştır. İlgili mahkeme yani alt mahkeme, ilk derece mahkeme bu kararı ortaya koymadan Anayasa Mahkemesinin...
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - Hak ihlali tutuklamadan doğuyor ya!
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - ...basın özgürlüğüyle ilgili bir hak ihlali kararını ortaya koyması bir yetki ihlalidir.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - Mugalata yapma!
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Aynı zamanda da bekleyen binlerce masum insanının dosyasını hangi imtiyaza dayanarak...
AHMET YILDIRIM (Muş) - Dava düşmedi Sayın Bakan, tutuklama da hak ihlalidir.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - ...neye dayanarak olduğunu bilmediğimiz bir baskıyla bugün getirmesi çok net bir şekilde söylüyorum ki tamamen ve tamamen hak ihlalidir.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - Mugalata yapıyorsun ya!
MEHMET EMİN ADIYAMAN (Iğdır) - Yanlış bilgi veriyorsun Bakan, yanlış bilgi! Yanlış ve farklı şeyler söylüyorsunuz, ne alakası var?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Ayrıca başka bir şey daha söyleyeyim. İnsanlar içeri girerler, çıkarlar ama şu çok nettir...
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Sayın Bakan, üç yıl önce söylediklerinizi şimdi söyleseydiniz sizi de tutuklarlardı.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bakın, sordunuz, cevap vermek istiyorum.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - "Tutuklama hak ihlalidir." diyor. Şu kadar çalışmıyor mu? Kapito?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Ben kafamın nerede olduğunu biliyorum. Beyefendi, benim kafam samanlıkta değil, benim kafam Türkiye Büyük Millet Meclisinde. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Şimdi, bakın, ben size bir şey söyleyeyim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Sayın Bakan, Recep Tayyip Erdoğan için üç yıl önce söylediklerinizi şimdi söyleseniz siz de tutuklanmıştınız.
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Siz Anayasa Mahkemesini tanıyor musunuz, tanımıyor musunuz?
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Ya, ne alakası var Anayasa Mahkemesiyle?
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Evet, bu soruyu sana sorduk.
BAŞKAN - Mikrofonunuzu açıyorum Sayın Bakan.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Oradan, hapishaneden çıkan bir kişinin Sayın Cumhurbaşkanımıza "Doğum günü hediyen olsun. İnşallah sen de buraları tadarsın." imasındaki cümleleri bulundurması son derece seviyesizliktir.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Ne olmuş? Diyebilir, dava açsın Sayın Bakan.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Biz bunu kabul ediyor değiliz.
MEHMET EMİN ADIYAMAN (Iğdır) - Cumhurbaşkanı buna dayanarak Anayasa'yı ihlal edemez.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bakınız, burası yüce Meclis.
ATİLA SERTEL (İzmir) - O kişi diyemez mi Sayın Bakan? Dava açsın Sayın Bakan.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Dışarıdaki birtakım siyasi tartışmaları sadece birbirimize rekabet olsun diye buraya getirmek -son derece- hiçbirimize kâr getirmeyecek, zarar verecek bir unsurdur.
Şunu ifade etmek istiyorum...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Basın ve ifade özgürlüğünü, konuşma özgürlüğünü kullandırmayacak mısınız Sayın Bakan?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Basın özgürlüğünden dolayı o insanlar içeride olmadı. Bu ülkenin mahremine olan müdahaleden dolayı içeride oldular. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ATİLA SERTEL (İzmir) - Sayın Bakan, basın ve ifade özgürlüğünü kullandırmayacak mısınız?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Ben konuşmamı bitiriyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla ve muhabbetle selamlıyor, bütçenin ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyor, tamamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar, CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)