| Konu: | Maarif Vakfı Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 102 |
| Tarih: | 15.06.2016 |
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Maarif Vakfı Kanunu Tasarısı yurt dışında vakıf eliyle okulların açılmasını amaçlamakta ancak sistemin de kontrol altında tutulması yasa tasarısıyla hedeflenmektedir. Böyle bir ihtiyacın nereden kaynaklandığı hepimiz tarafından malumdur.
Değerli milletvekilleri, bu ülke hepimizin. Burada konuştuğumuz, ülkenin ve halkımızın geleceğidir. Ne yazık ki millî eğitim ülkemizde en sorunlu konuma ermiştir. Eğitim, kuşaklar arası bilgi bağı uygulanan sistem koparılmış, sıkça değişen eğitim politikaları bilim ve bilgiden uzak kuşakların yetişmesine neden olmaktadır. Neoliberal ve bilimsellikten uzak eğitim politikaları yeteneklerin açığa çıkmasının önünde set gibi durmaktadır. Eğitim sistemimiz kuşaklar arası bilgi bağı eğitim sisteminin koparılmasından öte, yapılan yatırımlarda akıllı tahta, sınırlı sayıda öğrenciye rağmen bilgiden ve bilimsellikle buluşamayan çocuklarımız ne yazık ki mezun olduktan sonra da başarılı olamamaktadır.
Eğitim sisteminde yaşanan sorunlar, müfredatların sık sık değiştirilmesi, bilgiden, bilimsellikten, araştırmadan, üretimden uzak anlayışın eğitim sisteminin içine girmesi, Atatürk'ün ve değerlerinin kitaplardan çıkarılmasını düşünecek kadar ülkenin gerçeklerinden kopmasının bunda önemli rolü vardır. Rehberlik hizmetlerinden ders kitaplarındaki cinsiyet eşitsizliğine kadar çok sorun ifade edilebilir. Eğitimde bilimsel, çağdaş, toplumcu, laik, hukuktan yana, Atatürk ilkeleri ve düşüncelerinden yana bir anlayışın egemen olması halkımızın da genel beklentisidir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğitimimizin geleceği için yaratıcılık kültürü geliştirilmelidir. Tüketici toplum yerine üretici toplum özendirilmelidir.
Eğitime, ağırlıklı olarak turizmin gelişmesine katkı sağlayacak destek sağlanmalıdır.
Hayal kurmanın kültürü yaratılmalıdır. Hayal deyince çocuklarımızın ve gençlerimizin aklına meslek, buluş, üretim gelecek bir anlayışta eğitim politikaları düşünülmelidir.
Okullarımızda "şehir dersleri" adı altında bulunduğu kenti, yaşadığı coğrafyayı anlatan derslere ağırlık verilmelidir. Ne yazık ki kentine, ülkesine yabancı kuşaklar yetişmekte ve çocuklar bu bağlamda kendi yaşadıkları kenti dahi kültürüyle, sosyal dokusuyla, folkloruyla, var olan yemek anlayışıyla tanıyamamaktadır. Kentin tarihinin, coğrafyasının, turizminin, değerlerinin, söylencesinin, folklorunun, yemeklerinin ve başarılı olanların adlarının da anılarak yaşatılacağı eğitim anlayışının da okullarımızda yer bulması önemlidir.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde atanamayan öğretmenler de önemli bir sorundur. Kimya öğretmenleri gibi, teknik öğretmenler gibi branş öğretmenleri de bu bağlamda büyük mağduriyetler yaşamaktadır.
Meslek liseleri denince aklımıza yalnız imam-hatip okulları gelmektedir. Oysa endüstri meslek liseleri gibi ara eleman yetiştirecek, çocukların meslek edinmelerini sağlayacak okullar önemsenmeli ve bu bağlamda teknik öğretmenlerin atamalarının sağlanması yanında okulların gelişmesi için de destek sağlanmalıdır. Ayrıca, endüstri meslek liselerinin işlevi ve amacı daha da geliştirilmeli, çocuklarımızın bu bağlamda meslek liselerinde meslek öğrenmelerine yönelik teşvikler artırılmalıdır.
Ülkemizde eğitim sisteminin nasıl olması ve ne şekilde gelişmesi düşünülüyorsa geleceğimiz de o şekilde oluşur. Bilgiyle buluşmayan toplum, geleceğinin sorunlu olacağını bilmelidir. Bilimselliğin ve bilginin olduğu, çocuklarımızın özgür düşünceyle büyüdüğü, hakkın, adaletin, eşitliğin onlar için yaşam anlayışı olduğu, yoksulluğa karşı mücadele eden, yalandan, talandan, çalandan uzak bir anlayışla gelişen, bu bağlamda da üreten, düşünen, dünyaya ışık olan çocuklarımız olmasını yaratacak bir eğitim sisteminin amaçlanması gerektiğini belirtiyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)