| Konu: | Maarif Vakfı Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 102 |
| Tarih: | 15.06.2016 |
SERKAN TOPAL (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
AKP iktidara geldiğinden bu yana ülkelerin gelişmişliğini gösteren hemen hemen bütün endekslerde maalesef alt sıralardayız. AKP, eğitimde her türlü değişikliği yapıyor, bütün itirazlarımıza rağmen öğrencisinden eğitimcisine, velisinden emekçisine koskoca millî eğitimi maalesef yapboz tahtası hâline getirdi. Getirdiği sistemle ülkemiz bilgi ve iletişim teknolojisi endekslerinde maalesef yine de sürekli geriliyor. OECD'nin yaptığı şimdiye kadarki en kapsamlı küresel eğitim araştırmasında Türkiye 76 ülke içerisinde maalesef yine 41'inci sırada. Yetişkinlerin ortaöğretime katılımında da sınıf sonuncusuyuz. Buraya çıkıp kimi milletvekili arkadaşlarımız "Ekonomide iyiyiz, eğitimde iyiyiz." diyor ama rakamlara baktığımızda maalesef sonuncuyuz.
Evet, açılımı Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı olan PISA'yı duymuşsunuzdur. Millî Eğitim Bakanlığı afili bir şekilde İnternet sayfasında buna çok önem veriyor. PISA sonuçlarına göre, Türkiye öğrencileri matematik okuryazarlığı, fen bilimleri okuryazarlığı; 462 puanla Meksika, Şili ve Brezilya'dan sonra maalesef yine sonuncuyuz. Doğru değilse gelip bu kürsüde açıklayabilirsiniz. Bununla övünebilirsiniz sayın AKP milletvekilleri.
Ne olduğu belli olmayan 4+4+4 sistemi getirdiniz, onunla da kalmadınız sınav sistemlerini neredeyse her yıl değiştirdiniz, değiştirmeye çalışıyorsunuz. Sayenizde öğrencilerimiz artık her yıl hangi sınava gireceğini bile şaşırmış durumdalar.
Hatırlıyorsanız, sekiz yıllık kesintisiz eğitim sisteminde öğrencilerin okulda kalma süreleri üç buçuk yıldan altı buçuk yıla çıkmıştı. Ortaokulda yüzde 53 olan okullaşma oranı yüzde 98'e, liselerde ise yüzde 38 olan okullaşma oranı yüzde 67'ye çıkmıştı. Çocuklarımız o zamanlar da okula gidiyordu. Oysa getirdiğiniz ucube sistemle...
Bakın, 1994 yılında 2 milyon 270 bin çocuk işçi sayısı sekiz yıllık kesintisiz eğitimle 2006 yılında 958 bine düşmüştü ancak bugünkü getirdiğiniz sistemle, Sayın Bakanıma soruyorum, acaba bugün kaç öğrenci, kaç çocuk çalışıyor, az sonra umarım cevabını alabilirim.
Bakıyorum bir öğretmene verdiğiniz çiçekle çektirdiğiniz fotoğrafları sosyal medyada servis ediyorsunuz. Bir öğretmene çiçek verirken o servis ettiğiniz fotoğraflara öğretmenlerin, okulun, eğitimin sorunlarını, koca eğitimin sorunlarını o kareye sığdıran ve eğitimin ve öğretmenlerin sorunlarını yok sayan siz AKP milletvekillerinin ağzından ne Sinop'taki evinde av tüfeğiyle intihar eden 35 yaşındaki işsiz kimya öğretmeni Gamze Filiz Aslan'ın hikâyesini ne Balıkesir'in Burhaniye ilçesinde atanamadığı için bir süre vekil öğretmenlik yapıp bu nedenle intihar eden İngilizce öğretmeni Selma Koşan'ın hikâyesini ne de Aydın'ın Kuyucak ilçesinde sekiz sene atama bekleyip atanamadığı için canına kıyan beden eğitimi öğretmeni Alim Koç'un hikâyesini sizlerin ağzından duymadık. Üstelik, atanamayan öğretmenlerin her 3'ünden 1'inin intihar eğiliminde olduğunu ortaya koyan anketin sonuçlarını da duymadık.
Sayın Bakan, açıkçası bir enkaz devraldınız. Bir önceki Millî Eğitim Bakanımızın iyi niyetini suistimal edenler çok oldu. Sizleri de tanıyoruz, bu iyi niyetinize açıkçası inanmak istiyoruz. Bu sıralardan verdiğiniz cevapları umarım uygulamada da görürüz, bunu da zaman gösterecek.
Hepinize teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)