GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Maarif Vakfı Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:102
Tarih:15.06.2016

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Başkanım, teşekkür ediyorum.

Öncelikle, Sayın Özdemir'in sorusu... Ulusal Öğretmen Strateji Belgesi henüz yayınlanmadı. 2011'de hazırlandı, arkadaşlar hazırladılar ve bana verdiler. Dolayısıyla, üzerinde bir çalışıyorum, en kısa zamanda bunu yayınlayacağız ama şu anda arkadaşlar hazırladılar, bana verdiler, bir gözden geçirdikten sonra, inşallah, tamamsa en kısa zamanda yayınlarız yani bir ay içerisinde yayınlayacağımızı düşünüyorum.

Bir başka, Niğde'yle ilgili sordu sayın vekilimiz: "Köy okullarında eğitim verilebilir mi? Okul eğitimini almayanlara, babaları çalışırken evlatlarına eğitim verilebilir mi?" diye. Arkadaşlarla bir bakalım ama genelde bunların okul bittikten sonra evlatlarının geldiğini düşünüyoruz.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Mayısta gelip ekimde gidiyorlar Sayın Bakanım. Yani iki ay oradan kayıpları var, iki ay oradan. Bunlar mevsimlik işçi. Güneydoğudan geliyor, tarlada, bağda, bahçede çalışıp sonra dönüş yapıyorlar. Altı ay boş, eğitimsiz.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Buna bir bakalım. Yani biz istiyoruz ki öğrencilerimize kesinlikle daha iyi bir eğitim verelim. Bakın, bu terörden dolayı mağdur olan evlatlarımız, öğrencilerimiz vardı, bir telafi eğitimi verdik. Eğer bundan dolayı da eğitimden mahrum kalanlar var ise bir bakacağız. Arkadaşlar "Bununla ilgili bir mevzuat düzenlemesi yaptık." dedi. Eğer o mevzuat düzenlemesi bu kaybedilen eğitim süresini veya açığını kapatmazsa sizin söylediğiniz de değerlendirilebilir diye düşünüyorum.

Bir başka, Sayın Ilıcalı'nın söylediği: Trafikte binlerce kaza oluyor, hayatını kaybeden vatandaşlarımız var ve genelde de bu kazaların büyük bir nedeni insan hatasına bağlanıyor. Dolayısıyla, hatayı gidermenin yolunun okulda eğitimle olabileceğini söyledi. Trafik dersleri seçmeli ders.

MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - Öğretmeni yok.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - İşte siz de "Acaba bu zorunlu hâle getirilebilir mi?" Trafik öğretmeni, seçmeli derslere ilişkin öğretmeni yetiştirebilmek için elimizden geleni yapacağız diye söylüyorum.

Bir başka sayın vekilimiz: "Bak, Türkiye'de bu kadar eğitimin problemleri var, atanamayan öğretmenler var, çifte eğitim var. Bunlar var iken kaynaklarını niye vakfa ayırıyorsun?" Yani cümlesi şu: Muhakkak ki Türkiye'de eğitimin problemleri var. Eğitimin problemleri varken yurt dışında 6 milyona yakın vatandaşının evlatları okul istiyorsa dikkate alma, anaokulunda eğitim istiyorsa dikkate alma, ilkokul, ortaokul, lise, hatta üniversite istiyorsa dikkate alma. Biz de diyoruz ki: Doğrudur, Türkiye'de sorunlarımız, problemlerimiz var, aynen ben de katılıyorum. Dolayısıyla da 6 milyon... Bak, Almanya'da yaklaşık 4 milyona yakın vatandaşımız var, birçoklarının evlatları Türkçeyi unutmak durumunda kalmış. Hatta şöyle deniyor: "Çocuklar Türkçeyi konuşamadıklarından, dedeleri, babaanneleri geldiğinde -çünkü onlar Türkçe konuşacaklar, kendileri onlara çok rahat cevap veremeyeceklerinden, rahatsız olacaklarından- odayı değiştiriyorlar çünkü kendilerini o dille ifade edememenin rahatsızlığını hissetmek istemiyorlar. Bu gerçekten bir ihtiyaç ama şunu söylerseniz, "Yurt dışındaki vatandaşlarımızın eğitim ihtiyacı yoktur, biz bunu vermeyeceğiz." derseniz bu bir tercihtir. O zaman denebilir ki...

NİHAT YEŞİL (Ankara) - Sayın Bakanım, biz bunu Bakanlık olarak veremiyor muyuz?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Ama somut bu.

Bakın, biz bunların bir okul ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz ve bunun da vakıf aracılığıyla verileceğini düşünüyoruz. Eğer ki yurt içindeki bütün problemleri bitirerek bunlara dönersek hayatta bunlara sıra gelmez. Yine, buradan giderekten şu söylenebilir, onu söyleyen arkadaşlarımız olur -biz biliyorsunuz, millî gelirine oranla dünyada en fazla yardım eden ülkeyiz- o zaman "Ya bak, -bir kardeşim de söyledi, bir sayın vekilimiz de söyledi- evine iftarlık götüremeyen vatandaşlarımız var. Bu vatandaşlarımız varken o hâlde başkasına niye yardım ediyorsunuz?" da denebilir ama devletler böyle çalışmıyor. Devletler olarak her probleme her an bakabilmek lazım. Hem yurt dışına yardım edebilmek lazım hem yurt dışındaki vatandaşın yapabildiğin kadar eğitimine imkânlarını sunmak lazım. Bu da onlardan birisi. Bu bizim tercihimiz. Biz istiyoruz ki böyle olursa... Bu vakıf bir devlet vakfı, bu vakıf bir kamu vakfı. Dolayısıyla da iki kamu vakfının hizmet yaptığı bir yerde bir başka kamu kurumu gelip bir hizmet yapsa bu sefer de "Kaynak israfı olmayacak mı?" denilir yani.

NİHAT YEŞİL (Ankara) - Sayın Bakan, Bakanlıkla niye yapmıyorsunuz, Bakanlıkla?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Dolayısıyla da biz bunun daha doğru olduğunu düşünüyoruz.

NİHAT YEŞİL (Ankara) - Sayın Bakanım, Bakanlıkla niye yapmıyorsunuz? Kültür ataşeleri var, Millî Eğitim ataşeleri var, onlarla yapmayıp da niye vakıfla yapıyorsunuz?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Millî eğitim ataşesi gönderdiğimiz tek kimse bir okul açabilir mi?

BAŞKAN - Sayın Bakan, bir dakikalık bir süre daha veriyorum.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Teşekkür ediyorum.

Ya, bir kişiyle... "Tek bir okul ihtiyacı var." diyorsunuz, "Millî Eğitim ataşeniz yapsın." diyorsunuz. Öğretmen olması lazım, öğretmenleri yetiştirmeniz lazım, materyalleri göndermeniz lazım, o ülkenin hükûmetleriyle anlaşmaları yapmanız lazım, mevcut okulları varsa buraya almanız lazım. İnanın ki bu kurulduktan sonra bu vakıf hakkındaki olumsuz imajların, algıların hepsinin değişeceğini düşünüyorum.

Yine, bir başka sayın vekilimiz dedi ki: "Ya bakın, yurt dışındaki okulları merkezileştirmek istiyorsunuz."

Bir başkası ise Millî Eğitim Bakanlığı yetkilerini devrediyor yani "yerelleşiyorsunuz" dedi. Dolayısıyla 2 farklı vekilimizin görüşü var; birisi "merkezîleşiyorsunuz", birisi "yerelleşiyorsunuz" diyor. Çünkü, yetki devri yerelleşme demektir. Demek ki ne yerelleşme ne merkezîleşme, vatandaşın ihtiyacı neyse onu verme diyorum.

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.