| Konu: | Maarif Vakfı Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 102 |
| Tarih: | 15.06.2016 |
LEYLA ŞAHİN USTA (Konya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekillerim; öncelikle, ramazan ayının tüm İslam âlemine hayırlı ve uğurlu olmasını, mübarek olmasını dileyerek sözlerime başlamak istiyorum.
Maarif Vakfı Yasa Tasarısı'nın 5'inci maddesi üzerine söz almış bulunuyorum.
Öncelikle, ulusal ve uluslararası alanda örgün ve yaygın eğitim hizmetleri vermek ve geliştirmek amacıyla okul öncesi eğitimden üniversite eğitimine kadar tüm eğitim alanlarında aktif olarak hizmet verecek ve ülkemizin uluslararası arenada eğitim ve kültürel faaliyetlerine artı değer katacak Maarif Vakfının vatanımız, milletimiz, soydaş ve akraba topluluklarımız için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Akşam saatlerinden beri eğitimle ilgili konuşmaları dinliyoruz. "Eğitimi siyasetin arka bahçesi yapmayınız." diyenlere sesleniyorum: Bir gün gençlerin hesap soracağını söylediniz; evet, çok doğru bir söz; buyurun, hesap sorma anı şu an. Siz değil misiniz eğitimi siyasetin arka bahçesi yapıp kızları okul kapılarından içeri sokmayanlar? Eğitim tarihinin en büyük zulümlerinden birini yaşattığınız gençlerden biri olarak sadece kendi adıma değil, şu anda bu sıralarda, bu Meclis koltuğunda oturan, benim gibi aynı sıkıntıları yaşamış, aynı zulmü görmüş diğer bayan vekil arkadaşlarımın adına, aynı zamanda, bu ülkede bu sorunu yaşayan binlerce, bu zulümden ve bu sıkıntılardan geçmiş, kendini ispatlamış ve kamuda, siyasal alanda kadın olarak bugün hâlâ kendini ispatlamaya çalışan tüm kadınlar adına, tüm kızlar adına bugün size soruyorum: Bu yaptıklarınızın hesabını nasıl vereceksiniz? Sekiz yıllık kesintisiz eğitimle neler yaptınız, bunu anlatmanızı beklerdim. Neler başardınız biraz ben anlatayım isterseniz.
Eğitimi tek tipleştirdiniz. Sadece imam-hatipleri kapatmak ve önlerini kesmek için bütün meslek liselerinin önünü kararttınız. Liselerden başlayarak çocukları ötekileştirdiniz, gençleri ayrımcılaştırdınız, okul kapılarından kızları kovdunuz, bir taraftan da "Haydi Kızlar Okula" kampanyaları yaptınız, şimdi de yine liseli gençleri kullanarak siyaset yapmaya çalışıyorsunuz. Yapmayın bunu, siyaseti eğitimin arkabahçesi hâline getirmeyin. Millî ve manevi değerlerine bağlı nesil yetişmesin diye çok çabaladınız, baskının, dayatmanın en ağır dönemlerine de imza attınız. Bunların hesabını bu millete nasıl vereceksiniz? Bugün ben de bunları soruyorum size.
Bir de öğretmenlerimiz var tabii ki konuşuyoruz üzerinde hep. Aynı şekilde, birkaç gün önce bir cani tarafından katledilen Fatma Kaymaz öğretmeni de rahmetle anıyorum. Onun şahsında bugüne kadar gerek terör örgütleri tarafından gerekse kaza vesilesiyle, hangi sebeple olursa olsun hayatını kaybetmiş bütün öğretmenlerimizi rahmetle anıyorum. Sizler bu kadar öğretmenlerimizi düşünüyor muydunuz, bunu da hayretle dinledim. Binlerce kadın öğretmeni 28 Şubat döneminde işinden attınız, kovdunuz, onurlarını kırdınız, incittiniz, yaraladınız, psikolojik sorunların içerisine soktunuz. Bunları hiç düşünmüyorsunuz, bu öğretmenlerle ilgili vereceğiniz bir hesabınızın olduğunun da farkında değilsiniz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Erbakan Başbakandı o dönem. O dönem Başbakan Erbakan'dı.
LEYLA ŞAHİN USTA (Devamla) - Sizlerden bir helallik bekleyen, bir özür bekleyen binlerce bayan öğretmen var. Bu öğretmenlerin de sizlere karşı bir beklentilerinin olduğunu hatırlatmak istiyorum bu konuşmam vesilesiyle.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - O zaman Başbakan Kemal Kılıçdaroğlu muydu?
LEYLA ŞAHİN USTA (Devamla) - Bir de eğitimde haktan, adaletten ve barıştan bahseden HDP'ye sormak istiyorum: Doğu ve Güneydoğu Bölgelerinde okulun bahçesinde çocuklar, öğrenciler oynarken bile roketatarlarla teröristlerin yıktığı okulların hesabını onlara destek verirken nasıl vereceksiniz? Nasıl adaletten ve barıştan bahsedeceksiniz? Çocukların, gençlerin eğitiminden bahsediyorsunuz; çocukların eline taş vererek mi, onları zorla uyuşturucuya mahkûm ederek mi, dağa kaçırarak mı, istismar ederek mi eğiteceksiniz? Böyle eğitemezsiniz. Bu çocukların haklarını, bunların hesabını nasıl vereceksiniz, ben de size bunu sormak istiyorum. Bu çocukların haklarını ve geleceklerini düşünen bugüne kadar hep biz olduk, bundan sonra da biz olacağız inşallah.
Saygıdeğer milletvekillerimiz, bizim hedefimiz büyük, vizyonumuz büyük, bu vakfın da kuruluş amacının çok açık ve net olarak ortada olduğu belli. Yurt dışında yaşayan tüm yurttaşlarımızın ve soydaşlarımızın sorunlarına çözüm olacak bir vakıf kurulmaya çalışılıyor. Bu yüzden, hiç endişe etmeyin, korkmayın, biz bugüne kadar bu ülkeye zarar verecek hiçbir şey yapmadık, bundan sonra da yapmayız.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)