GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Maarif Vakfı Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:103
Tarih:16.06.2016

CHP GRUBU ADINA SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 383 sıra sayılı Maarif Kanunu Tasarısı'nın 6'ncı maddesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Millî Eğitim Komisyonunda dile getirdiğimiz üzere bu tasarının neden gündeme getirildiğinin bugün bir kez daha açıkça ortaya konulması gerektiğini düşünüyorum. Hükûmet ya da Cumhurbaşkanlığı neden böyle bir vakfa ihtiyaç duydu? Türkiye'yi ve vatandaşlarımızı yurt dışında daha iyi temsil etmek mi? Gerçekten yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın nitelikli eğitim ihtiyacının karşılanması ve onların sorunlarına çözüm üretmek için mi ya da eğitim, teknoloji, ekonomi alanlarında bütüncül düşünüp buna göre küresel bir strateji mi belirleniyor? Vakfın kuruluş amacının, misyonunun açıkça tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Mevcut iktidarın son on dört yıldır yurt içinde eğitim politikalarındaki sicili ve karnesi çok kötüyken, hâlâ bir sistem karmaşası yaşanırken, modern dünyadan ve çağdaş eğitim sisteminden uzaklaşan uygulamaları tartışırken ve eğitimde başarılı bir Türkiye markası ve imajı yaratılmamışken, yurt dışındaki vatandaşlarımızın sorunlarına çözüm üretmek veya yurt dışında etkin olmak için bu yapıda bir vakfı tartışıyor olmak oldukça düşündürücü.

Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan bu tasarı Hükûmetin uzun dönem paydaşlık yaptığı cemaat ve cemaatin eğitim faaliyetlerinden rahatsız olmasından kaynaklı ortaya çıkan bir düzenleme olması noktasında kaygılar mevcuttur. Millî Eğitim Bakanlığından özerk ve ayrıcalıklı bir yapılanmanın meydana getirilmesi nedeniyle bütün muhalefet ve ana muhalefet partisi olarak biz çok kaygılıyız ve başından itibaren uyarılarımızı yapıyoruz.

Değerli milletvekilleri, gerek Komisyon toplantısında gerekse Genel Kurulda iktidar partili milletvekilleri ve özellikle Sayın Uçma şu tabirleri kullandı: "Vakfın kuruluş amacı Türk gençliğinin yurt dışında temsil edileceği ve dünyaya entegre olabileceği, nitelikli ve evrensel kriterlere uygun eğitim sağlamak, medeniyet değerlerine ülkemizin yaklaştırılması, uluslararası arenada insan yetiştirmektir." Elbette yurt dışında yaşayan ailelerin ve vatandaşlarımızın, özellikle yeni nesillerin en temel ihtiyaçlarının yaşadıkları ülkelerdeki eğitim sistemine uyumları ve bu alanda çok temel ihtiyaçları olduğunu bilmekteyiz.

Değerli milletvekilleri, gerçekten, son on dört yılda 6'ncı Bakanın göreve başladığı -Bakana buradan tekrar başarılar diliyorum- millî eğitim sistemimize baktığımızda hemen hemen her hanenin en temel sorunu eğitim sistemindeki uygulamalardır. Yurt içinde, eğitim sistemimizde nitelikli ve evrensel kriterlere ulaşıp ulaşamadığımızı, medeniyet değerlerine ülkemizin yaklaşıp yaklaşmadığını, uluslararası arenada nitelikli insan kaynağı yetiştirip yetiştiremediğimizi gerçekten tartışmamız gerekmektedir.

Değerli milletvekilleri, ben isterdim ki Sayın Bakanın yeni görevine başlarken kendisinden önce hazırlanmış olan Maarif Vakfı Kanunu Tasarısı görüşmeleriyle ilgili kapsamlı ve bizi dikkatle dinlediği bir komisyon toplantısıyla değil de eğitim sisteminin en temel sorunlarını, mevcut iktidar döneminde eğitimde çözülemeyen kronik sorunlarımızı görüşeceğimiz kapsamlı, çok katılımlı, eğitimdeki bütün tarafların ve paydaşların yer aldığı bir toplantıyla başlayalım ama bu mümkün olmadı.

Değerli milletvekilleri, Sayın Bakan vakfın kurulmasının nedeni olarak "Milletimizin taleplerini karşılamak." dedi. Evet, buradan hareketle ben de Sayın Bakanın döneminde muhalefetin eğitim sistemiyle ilgili kaygı ve muhalefetin taleplerini dikkate alarak buna cevap verecek uygulamaların hayata geçirilmesini temenni ediyorum.

İktidar partisi milletvekillerimiz ise şöyle söylemişlerdi: "Bu vakfın kuruluşuyla medeniyet bileşkesinde incinmişliğimizi gidereceğiz." Hükûmetin ve özellikle Cumhurbaşkanının tek yetkili gibi davranıp uyguladığı tutarsız, belirsiz, başarısız dış politika başta olmak üzere, uluslararası ilişkilerde karşılaştığı muameleyle... Eğitim hizmeti sunacağımız vatandaşlarımızın yaşadığı ülkelerde ülkemizin itibarsızlığını düzeltmeye yönelik bir katkısı olacak mı acaba bu kurduğumuz vakfın, Sayın Bakan? Eğer öyle olacağına ikna olsaydık, biz buna inansaydık elbette ülkemizin çıkarları ve yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın taleplerinin, özellikle eğitim konusundaki ihtiyaçlarının karşılanması noktasında biz de bu vakfın kurulmasına destek verirdik. Bizim kaygımız, elbette, birazdan da belirteceğim üzere, acele ve çok düşünülmeden, hızla düzenlenmiş bir kanun tasarısıyla kurulmak istenen bu vakfın yapısı, yönetimi ve işleyişinde yaşanabilecek sorunlardır.

Değerli milletvekilleri, Komisyon toplantılarında da ayrıntılı belirtmiştim. Yurt içinde eğitim sisteminin geldiği durum ve bütün sorunlara rağmen, özellikle vakfın kuruluş amacında söylenen, gençlerimizin dış dünyaya entegre olma konusunda bir şeyler söylemek istiyorum. Bu bütünleşmeyi sağlayacak en temel araç olan ülkemizdeki yabancı dil eğitiminin niteliği ve dünyadaki yerimizi sorgulamamız gerekiyor ki buna uygun bir strateji belirleyelim.

Genel kültür ve yabancı dil bilgisi düzeyi ile dünyaya açılma ve dünyayı tanıma arasında güçlü bir ilişki vardır şüphesiz. Ancak bu iktidar dönemlerinde eğitim alanında yapılan düzenlemeler ülkemizin kalkınmasına, gençlerin dünyayla bütünleşmesine herhangi bir katkı sağlamamıştır maalesef. Yurt içinde eğitim sistemimiz tam bir kaos hâlinde iken bu yaklaşımla yurt dışında başarılı olmanın pek de mümkün olmadığını, böyle bir gerçeği bir eğitimci olarak paylaşmak istiyorum sizlerle. Biz daha ülkemizde kendi vatandaşlarımıza, kendi çocuklarımıza, gençlerimize dış dünyayla entegre olma noktasında en az bir yabancı dili dahi tam anlamıyla öğretemiyoruz. Devlet okullarında okutulan, başta İngilizce olmak üzere, yabancı dil eğitimi ve öğretimi önünde çok ciddi engeller vardır. Bu engellerin ortadan kaldırılmasına yönelik mevcut iktidar döneminde maalesef ciddi politikalar ve uygulamalar üretilemedi.

Değerli milletvekilleri, ulusal ve uluslararası raporlarda Türkiye'de İngilizce seviyesinin düşük olmasının nedenleri arasında genel bir eğitim sorununun varlığına dikkat çekilmiştir. TEPAV'ın hazırladığı "Türkiye'nin İngilizce Açığı" başlıklı raporda Türkiye'deki yanlış eğitim politikaları yüzünden İngilizceyi anlayan ama konuşamayan, yabancı dil eğitimi almasına rağmen yabancı dil bilmeyen nesiller yetişirken, uluslararası düzeyde istenilen başarıya ulaşılamadığının altı çizilmiştir.

Benzer şekillerde, İngilizce öğrenme oranları verilerine göre, Türkiye birçok Avrupa ülkesinin çok gerisindedir. Education First tarafından yapılan, 2011 yılında yapılan bir raporda, İngilizce Yeterlilik Endeksi'nde öğrencilerimiz 44 ülke arasında 43'üncü sırada yer almıştır. Bu nedenlerle Türkiye için başta İngilizce olmak üzere, yabancı dil bilgisi açığı sorunu geleceğe ertelenemeyecek kadar önemli bir sorunudur. Hatta, Maarif Vakfının kurumsallaşmasından daha elzem olan, Sayın Bakanın döneminde gündeme alması gereken temel sorunlardan bir tanesidir.

Değerli milletvekilleri, son dönemlerde, bildiğiniz üzere, eğitim sistemi ve eğitim kurumları ile vakıflar, dernekler arasında ilişki var ki biz bundan çok büyük kaygı duyuyoruz. Bu ilişkiler son dönemlerde gerçekten sizlerin de şahit olduğu üzere çocuklarımızın eğitimlerine büyük zarar vermiştir. Eğitimle ilgili yaklaşık 3 bin vakıf olmasına rağmen, bağımsız bir yapı gibi kurulan ancak Millî Eğitim Bakanlığına bağlı özel statüye sahip bu Maarif Vakfının, Bakanlığın tüm yetkilerine sahip olması ve diğer vakıflara göre ayrıcalıklara sahip olması çok tartışmalıdır ve bunların gerçekten çok büyük sorunlara sebebiyet vereceğini düşünüyorum.

Kurulmakta olan vakfın yapısı -ki Millî Eğitim Bakanlığından tamamen özerk bir kurum- yönetimdeki siyasi etkinliğin ağırlığı, vakfın bünyesindeki yönetim, personelin özlük hakları, vakfın merkezi, denetimi, ismi, sahip olacağı mülkler, aktarılan kaynaklar, bütçeden alacağı pay, özellikle kamu kaynaklarının vakfın hizmetine koşulsuz sunulması gibi çok önemli sorunlar vardır. Özellikle yurt dışında vereceğimiz eğitimin müfredatı, görevlendirme gibi, bu eğitimin içeriği gibi ucu açık, belirsiz ve siyasi iktidarın -maalesef- suistimaline açık sorunlar devam etmiştir ve bu noktada bir sağduyulu çözüme maalesef ulaşılamamıştır. Çok ciddi bir bütçe ayrılmaktadır, bu bütçenin de heba olması ve beklenen başarının sağlanamayacağı noktasında kaygılarımız mevcuttur.

Evet, bu millî eğitim politikasının millî bir politika olması üzerinde çok tartıştık ve bu konuda mutabık olduk. Ben bu noktada şunu söylemek istiyorum: Genel Kurulda muhalefetin çekincelerini ve kaygılarını dikkate almak gerektiğini iktidar partisi milletvekillerine, Sayın Bakana tekrar hatırlatıyor ve takdirlerine sunuyorum bu kaygılarımızı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özdemir.

SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Ve 26'ncı Dönem milletvekilleri olarak bizden sonraki nesillere kalıcı ve başarılı bir miras bırakmayı elbette biz de çok istiyoruz.

Bu düşüncelerle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)