| Konu: | Maarif Vakfı Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 103 |
| Tarih: | 16.06.2016 |
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının lehine söz alan milletvekili arkadaşımız maarifin Türkçe anlamını söyledi, eğitim, öğretim ve kültür anlamında kullandı.
Değerli Bakanım, biz hukukçular hep şunu söylüyoruz: Mevcut olan yasaları vatandaşımız anlamıyor, öz Türkçe kavramlar kullanırsak anlaşılabilir bir şekilde kavramın kullanılması gerekir diyoruz. Biraz önceki hatip de aşağı yukarı, maarifin tam anlamını vatandaşımız anlamadığı için bunun Türkçesini anlaşılır vaziyette söyledi. Keşke bu ismi -madem koydunuz- şöyle yapsaydınız, "Türkiye öğretim eğitim vakfı" koysaydınız, daha anlaşılır bir isim olsaydı olmaz mıydı? Yani, bu bir çelişkidir. Yasa yapılırken bir yandan eski dilden uzaklaşıyorsunuz ama isim koymaya gelirken eski kavramları kullanmaya özen gösteriyorsunuz. Bilmiyorum, bu çelişkiden uzaklaşmak lazım.
Bir başka husus: Burada, takdir edersiniz, para konuşuluyor, taşınmazlar konuşuluyor, menkul mallar konuşuluyor. Burada, tüzüğün hükümleri uyarınca, Anayasa hükümleri uyarınca bu tasarının öncelikle Plan ve Bütçe Komisyonuna gitmesi gerekirken Plan ve Bütçenin bu konudan herhangi bir haberi yok, bilgisi yok. Bu kabul edilebilir bir durum değil çünkü burada gerçekten bütçeye getirilen ağır yükler var ama bu görmezlikten geliniyor.
Peki, bu mevcut olan tasarı... Bakın, benim elimde, vakıflarla ilgili kanun burada. Burada mevcut olan bu kanun hükümlerine baktığımız zaman, gerek Medeni Kanun hükümleri... Evet, bulunmayan hükümlerde Medeni Kanun hükümleri geçerli ama mevcut olan Anayasa'mızın tekelleşmeyle ilgili 167'nci maddesi var. Biliyorsunuz, Anayasa 167 "Tekelleşme ve kartelleşme yasaktır." der. Ayrıca, bu vakfa tanınan ayrıcalıklar var, Anayasa'nın 10'uncu maddesi, ayrıca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 14'üncü maddesinde kayırmacılık yasağı, ona aykırı; bu, aynı zamanda Anayasa'mızın 174'üncü madde, devrim yasalarına aykırı; millî eğitimde üniversitelerimizdeki eğitimin tekliği açısından, millî birlik ve beraberlik açısından 42'nci maddesine aykırı.
Bakıyoruz biz burada, hakikaten, yurt dışında örnek neyi gösterdiniz? Alman Lisesini, Fransız Lisesini, Robert Kolejini; bunları gösterdiniz. Şimdi, ben burada soruyorum, içinizde bu tür kolejlerde çocuklarını okutan arkadaşlarımız var: Bu liselerin hiçbirisinde ilkokul yok arkadaşlar, bunların hiçbirinde üniversite yok. Ve bunların hepsi şunu yapıyor: Kendi ülkelerinde kendi mesleğinde en zirvede olan öğretmenleri gönderiyorlar bizlere. Peki, burada madem böyle bir okul açıyorsunuz, gerçekten, Türkiye'de eğitim açısından, öğretmenlik mesleği açısından zirvede olan insanları gönderebilecek misiniz? Görebildiğimiz kadarıyla mümkün değil, burada böyle bir husus yok. Yani, yabancı kolejler Türkiye'de ne yapıyorlar? Aslında, bir kültür emperyalizmi açısından öğrencileri kendi ülkelerine çekiyorlar. Peki, siz yurt dışında iyi eğittiğiniz öğrencileri Türkiye'ye çekebilecek misiniz? Ben sizinle dün görüştüğüm zaman dediniz ki: "Bizim amacımız, bunların Türkiye'ye gelmesi değil, orada kalması." Peki, bir yandan siz buradaki müfredata uygun eğitim vereceksiniz, bir yandan da bu öğrencileri yurt dışında bırakacaksınız. Arkadaşlar, burada dikkat edilirse, Sayın Cumhurbaşkanı, bir önceki Başbakan Sayın Davutoğlu gittiği zaman ne diyordu: "Buradaki ülkelere entegrasyonu sağlayalım, entegre olun." Siz burada uzaklaştırmış olacaksınız bu vaziyette. Yani, burada, geçmişteki Başbakan, Cumhurbaşkanı Almanya'daki söylemlerinde "Buradaki olaya intibak sağlayın, entegre olun." dediği zaman, siz burada tamamen ayrı bir şey yapıyorsunuz. Gerçekten Almanya'da acaba buna izin verecekler mi, efendim, Fransa'da, Amerika'da, başka ülkelerde? Çünkü takdir orada... Dikkat edilirse şu da söz konusu, deniliyor ki: Mütekabiliyet esası. Bunu ne kadar verirler?
Biraz önce siz 66 dönümden bahsettiniz. Ben size şimdi 86 dönüm arsayı veriyorum: Florya Polis Koleji. Siz bunu TOKİ'ye ne karşılığı verdiniz? Polise Ağrı'da yapacağı lojmanın karşılığında. Florya'daki 86 dönüm gayrimenkulün fiyatı ile Ağrı'da polise yapacağı lojmanın fiyatı aynı mı? Elinizi biraz vicdanınıza koyun. Bakın, saat şu anda on iki. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT TANAL (Devamla) - 86 dönüm, Florya Polis Okulu. Bunu nereye devrediyorsunuz? TOKİ'ye. Allahtan korkun Başkanım.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - TOKİ devlet, TOKİ devlet.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Peki, TOKİ devlet... Hükûmet ne karşılığı yapıyor?
BAŞKAN - Sayın Tanal, teşekkür ederim.
MAHMUT TANAL (Devamla) - TOKİ de bunu kime veriyor? Hani millete küfreden bir kişi vardı ya...
BAŞKAN - Sayın Tanal, süreniz bitti.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Göreceksiniz, bakın, kime verildiğini göreceksiniz Sayın Başkan.
Ben hepinize teşekkür ediyorum. Bu kanun Anayasa'ya aykırıdır.
Hepinize saygı ve hürmetlerimi sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)