| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 105 |
| Tarih: | 22.06.2016 |
FATMA BENLİ (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Kıymetli milletvekilleri, HDP grup önerisinin aleyhinde söz almış bulunmaktayım.
Biraz önce bahsedildiği üzere Mecliste, biliyorsunuz, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu mevcut. İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun ana görevlerinden bir tanesi, insan hakları ihlallerinin kendisine bildirilmesi hâlinde gerekli işlemleri yaparak gerekli mercileri bu konu hakkında bilgilendirmek. Bu madde çerçevesinde de tutuklu ve hükümlü haklarıyla alakalı olarak bir alt komisyon kurulmuş bulunmakta. HDP önerisine konu olan İzmir Aliağa Cezaevinde mahpus olan 2 kişi yani Müslüm Şahin ve Nihat Baymış da Meclisteki Tutuklu ve Hükümlü Alt Komisyonuna müracaatta bulundu. Dolayısıyla, bu müracaatın konusu zaten alt komisyonda değerlendirileceği için komisyon neticesinde gerekli görülürse cezaevinde denetim yapılacağı için Mecliste ayrıca bir araştırma komisyonuna gerek olmadığı kanaatindeyiz.
Gönül isterdi ki aslında Meclisimizde böyle bir daimî komisyon olmasın, böyle bir gereklilik olmasın ama İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun altındaki alt komisyon olan Tutuklu ve Hükümlü Hakları Komisyonu 22'nci, 23'üncü, 24'üncü Dönemde de sürekli olarak görev ifa etti. 26'ncı Dönemde tekrar kuruldu ve sürekli olarak cezaevi denetimleri yapmasının ötesinde bizatihi mahpuslardan gelen başvurularla da ilgili incelemelerde bulunuyor. Daha geçtiğimiz hafta, Kırıkkale Cezaevinde incelemede bulundu. Son birkaç ay içerisinde, Ankara'da, Bakırköy'de ya da Tekirdağ Cezaevlerinde Tutuklu ve Hükümlü Hakları Alt Komisyonunun görev yaptığını görüyoruz.
Aslında gönül isterdi ki Meclis kürsüsü içerisinde cezaevlerinden gelen, cezaevlerindeki mahpuslara ilişkin hiçbir başvuruyu görüşmeyelim ama vaka, maalesef, hem Türkiye'de hem dünyada olduğu üzere artık sayısı oldukça fazla olan insanlardan başvuruların olması gerektiği yönünde. Bu yüzden de zaten bir alt komisyonumuz var. Bu yüzden de zaten Meclis dışında ayrıca bağımsız ve bireysel araştırmalar, incelemeler yapmak üzere ek mekanizmalar oluşturuldu. Cezaevi denetim komisyonları dışında ya da Adalet Bakanlığının gerekli müracaatları, kendisine yapılan şikâyetleri irdelediği durumlar dışında, savcılıkların açtığı başvurular dışında da İşkenceyi Önleme Sözleşmesi'ne taraf olduğumuz için OPCAT çerçevesi içerisinde bireysel başvuru yapma şansı bulundu.
Ayrıca, birkaç ay önce Meclis olarak kabul ettiğimiz Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumuna da özgürlüğünden mahrum bırakılan ya da koruma altına alınan kişilerin bulunduğu yerlere haberli ya da habersiz ziyaretler yapma görevi verildi ki bu, daha önceki durumda da Türkiye İnsan Hakları Kurumu tarafından gerçekleştirilmişti.
Aslında Tutuklu ve Hükümlü Hakları Alt Komisyonunun ya da Türkiye İnsan Hakları Kurumunun cezaevlerinde yaptıkları denetimlere ilişkin raporlar irdelendiğinde, bununla ilgili çalışmalara bakıldığında bu komisyon raporlarının objektif olmadığını, bu komisyon raporlarının cezaevlerindeki şartları daha da iyileştirmeye yönelik olmadığını ya da varsa keyfî durumların tespit edilmediğini ifade etmek mümkün değil. O zaman, bu zamana kadar yapılan çalışmalara da haksızlık etmiş oluruz.
Sonuçta Türkiye, işkenceye karşı sıfır toleransı kabul etmiş durumda. Bunu dışarıda olduğu kadar özellikle kendi gözetiminde olan cezaevlerinde bulunan mahpuslar için özellikle kabul etmiş durumda. Bu, Anayasa'nın 17'nci maddesinde işkence özel olarak, madde olarak yer almasa da böyle ya da bu, Avrupa cezaevi kuralları içerisinde kişiye özgürlüğünden yoksun bırakılan herkese insan haklarının gerektirdiği gibi saygılı davranmalı ilkesi bulunmasa da böyle ya da Türkiye'nin uluslararası sözleşmelere uyma yükümlülüğü bulunmasa da böyle. Çünkü Türkiye, ister Türkiye içerisinde, dışarıda olsun ister cezaevleri içerisinde olsun herkesin ayrımcılığa maruz kalmadan insan haklarını kullanması için gerekli uygulamaların yapılması gerektiği konusunda hemfikir. Bunun için keyfî uygulamaları, bunun için fiilî darp olaylarını ya da bireylerin birbirine karşı, hatta mahpusların birbirine karşı gerçekleştirdiği kötü uygulamaları önlemek için çalışmalar gerçekleştiriliyor. Sadece AK PARTİ zamanında son dönemde yapılan iyileştirmelere bakarak dahi bunu gözlemlemek mümkün.
Elbette ki keyfî uygulamalarla ilgili çok fazla şikâyet var. Elbette ki bizim bununla ilgili yapmamız gereken çok fazla çalışma var. Bunu bireysel olarak gerçekleştireceğimiz gibi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun altında bizatihi bunun için kurulmuş olan, bizatihi bunun başvurularını almış olan Tutuklu ve Hükümlü Hakları Komisyonunun yapması gerektiği kanaatindeyim.
O yüzden bu görüşmenin, o yüzden HDP'nin grup önerisinin reddedilmesi kanaatiyle Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)