GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:105
Tarih:22.06.2016

MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Kütahya) - Sayın Başkanım, çok değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu, 12 ton ve üzeri nakliyecilik yapan esnafımıza mazot desteği sağlanmasıyla ilgili Meclis araştırma önergesinin aleyhinde, AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum.

Tabii, burada arkadaşlarımızın bahsettiği konular var. Mazot desteğinden bahsettiler; nakliyeci esnafına verilen benzin ve mazotta destek sağlanmasını istiyorlar. Konular, aslında, birbiriyle bağlantılı. Bütün dünya ülkelerinde bu konulara bakış açışı açısından bazı farklılıklar var, temel bazı anlayışlar var; bunların bir yönü mazot desteğidir, bir yönü de nakliyeci esnafına verilen mazot ve benzindeki sübvansiyondur yani ikisini birden vermiyor, ya birini tercih ediyor ya birini tercih ediyor. Hatta son olarak ben bu konuyla ilgili genel değerlendirmeye geçmeden önce, tam da sorunun cevabını şu notla vermek istiyorum: Aslında bu uygulama, bahsettiğiniz mazot ve benzindeki sübvansiyon dünya genelinde vazgeçilen bir uygulama; sadece Hindistan bu uygulamayı devam ettiriyor.

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Hayır Vekilim, şu anda Avrupa'nın 8-9 ülkesinde "accise" desteği veriliyor.

MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Devamla) - Bir müsaade edin. Ben sizleri dinledim. Ben de söz hakkımı kullanayım, daha sonra itiraz edersiniz.

Çünkü, tabii, benzindeki, petrol fiyatlarındaki yükselişten dolayı bu cazip olmaktan çıktı ve bu ülkeler, G20'nin son toplantısında alınan ortak önergede ülke başkanları yakıt sübvansiyonlarının kesilmesi yönünde ortak karar aldı. Ayrıca, dünyada Kyoto Sözleşmesi var, biliyorsunuz. Fosil yakıtların çevreye verdiği karbondioksit ve benzeri zararlardan dolayı Kyoto Sözleşmesi'ne, Türkiye'nin de taraf olduğu ve imza attığı sözleşmeye göre artık bundan sonra enerji ihtiyacımızı neyle karşılıyoruz? Daha çok, yenilenebilir enerji kaynaklarından. Dolayısıyla, G20 ülkeleri de fosil yakıtlardaki teşviklerini keserek bundan sonra biyoyakıt destekleme kararı alıyor. Cumhuriyet Halk Partisi gibi yenilikçi ve çağdaş olduğunu iddia eden bir partinin herhâlde gündemi daha yakinen takip etmesi... Bu, şimdi, daha çok popülist bir siyasete giriyor, kusura bakmayın ama.

Şimdi, vatandaşımıza her konuda bir şeyler vadedebiliriz. Ülke kaynaklarını, üretimini, gelirini hesap etmeden ortaya attığımız, "vatandaşa, nabza göre şerbet" tabirinden ifade ettiğimiz her türlü şey popülizme girer. İnanın, bu ülke popülizmden çektiğini hiçbir şeyden çekmedi.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Ya, yatı, katı olanlara o fiyatla veriyorsunuz da çiftçiye niye vermiyorsunuz?

MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Devamla) - Bakın, arkadaşlar, bu ülke geçmişte kaynaklarını doğru kullanmadı...

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Gemiciği olanlara veriyorsunuz ya.

MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Devamla) - ...imkânlarını doğru kullanmadı ve bundan önce, 1990'lı yıllarda gerçekten uçurumun kenarından döndü. Artık popülizm yapamayız.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Ne popülizmi ya?

MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Devamla) - AK PARTİ iktidarı on dört yıldır -Sayın Bakanımız da burada- gerçekten makroekonomik bir istikrarı bu ülkede uygulamıştır. Asla, her seçim dönemi de dâhil olmak üzere...

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Çiftçi ölmüş çiftçi, çiftçi kan ağlıyor, kan ağlıyor.

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Ya, şu Başbakanın oğlu bir gün bir traktör alsa da traktöre de verilse.

MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Devamla) - ...gerçekten popülizme fırsat vermemiştir, hakkaniyetli ve adaletli olmuştur, toplumun tamamının...

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Çiftçi, çiftçi; çiftçi diyoruz kardeşim.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen efendim, lütfen hatibi dinleyiniz.

MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Devamla) - Türkiye'nin tarımsal üretiminin hangi noktadan nereye geldiğini ben burada size bilimsel rakamlarla ortaya koyabilirim. Dolayısıyla, tarımda ciddi bir artış var, üretimimizin yükselmesi söz konusu.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Tarım Bakanının Fransa'dan aldığı madalyayı nasıl buluyorsunuz Sayın Vekilim?

MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Devamla) - Bakın, sizin nakliyeci esnafına dediğiniz desteği, tarımda mazot desteği olarak, ilk defa AK PARTİ Hükûmeti verdi ve bu destek daha önce yoktu.

ERKAN HABERAL (Ankara) - Vardı, Milliyetçi Hareket Partisi verdi.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Üretim artarak çürüyor, ürünler çürüyor.

MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Devamla) - Mazot desteğini veren iktidar AK PARTİ iktidarıdır ve şu anda...

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Önergeyi kabul edin, bir görelim.

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Ya, çocuklarınıza birer traktör alın da çiftçi rahat etsin.

MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Devamla) - Şu iki şeyi karıştırmayın: Ben, sahada çok dolaşan ve köyleri de bilen bir insanım.

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Hayır, neyi savunuyorsun, neyi savunuyorsun?

MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Devamla) - Mazot desteğini biz verdik ve bu mazot desteği sayesinde...

ERKAN HABERAL (Ankara) - 57'nci Hükûmet verdi ilk olarak.

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Ya, mazot desteğini gemiye verdiğin gibi ver, yata verdiğin gibi ver.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Cengiz İnşaata verdin.

MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Devamla) - ...hiç, sizin dediğiniz gibi, mazot 4 lira falan da değil. Tarlasında, üretiminde kullandığı traktörünün mazotunu hesap edin, bizim verdiğimiz desteği ondan düşün; inanın, 1 lira ile 1,5 lira arasında bir mazot bedeli ödediğini göreceksiniz. Ben bu hesabı yaptım.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Hiç alakası yok.

MUHARREM VARLI (Adana) - Senin dünyadan haberin yok herhâlde.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Önergeyi kabul edin, hep beraber görelim.

MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Devamla) - Ben bu hesabı yaptım, sizler de yapın, tarım müdürlerinize sorun. Ama, tabii, çiftçimiz eğer buradan traktörle şehre filan gitmek istiyorsa kendi özel ihtiyaçları için, bu hariç.

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Alakası yok.

MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Devamla) - Biz tarlanın sürülmesi esnasındaki mazotu söylüyoruz. Bu esnadaki mazot tüketimi verilen desteklerle doğrudan alakalıdır.

Esnafımızın her zaman yanındayız. Ülkemizde sağlanan istikrar, gelirin artması, büyümenin artması, toplumun tüm kesimlerine eşit olarak adaletli bir gelir artışını zaten ortaya koymuştur. Ben bununla ilgili... Az önceki milletvekilimiz esnaflarımıza verdiğimiz destekleri ortaya koydu ve bunlar da her aşamasıyla devam ediyor. Her şeyden önce nakliyeci esnafımıza gidin -ben kamyon şoförlerini zaman zaman ziyaret ediyorum ve sohbet ediyorum- şu duble yollardan dolayı hepsi dua ediyor.

Bakın, Türkiye kara yolları bundan önce nasıldı, şimdi ne hâle geldi? O tüneller, o viyadükler, o köprüler... Benim kendi ilimde o kadar çok kara nokta vardı, o kadar çok kaza oluyordu ki yani iller arası bağlantılarımızda yollar o kadar kötüydü ki alay konusuydu ve bugün Kütahya'nın gerçekten her istikametinde bütün yollarımız duble yol ve sıcak asfaltla yapıldı. Dolayısıyla, hem nakliyeci esnafımızın can ve mal güvenliğini sağlamış olduk, halkımızın konforunu artırdık ve yol kalitesini inanılmaz yükselttik. Bugün sıcak asfalt gerçekten çok pahalı bir uygulamadır. Sathi kaplamanın yerine sıcak asfalt yapmak ülke ekonomisine bir katkıdır, millî serveti doğru kullanmaktır. Bundan dolayı nakliyeci esnafımız her şeyden önce bize dua ediyor.

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Dua edip etmediğini göreceğiz hep birlikte.

MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Devamla) - Artı, ülkemizin ticari konuda, çok geniş bir yelpazede, bütün kıtalarda tüm ülkelerle yapmış olduğu anlaşmalar, geliştirmiş olduğu ticari anlayış yüzünden nakliyeci esnafımızın zaten, hakikaten yüzü gülmektedir. Bugün dünyanın dört bir tarafına -bizim büyük tırlarla- Türk tırlarının ithalat ve ihracat için gittiğini zaten görmekteyiz.

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Kamyoncular kooperatifine sen bir git.

MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Devamla) - Bir de ben gene kendi mesleğimle ilgili şunları da...

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Akşam kamyoncuların iftarı var, oraya gelmek ister misiniz Sayın Milletvekilim?

MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Devamla) - Bakın, çok yeni, ülkelerle en son -şu anda söyleyeyim size, 27 ülkeye çıktı- ikili karayolu taşıma anlaşmamız olan ülke sayısını 60'a çıkardık. Son olarak Sudan ve Slovakya ikili karayolu anlaşması yapan ülkeler arasına girdi, serbest geçiş sağlayan ülke sayısı da 27'ye çıktı yani taşımacılık adına önemli bir kazanımı gene esnafımıza kazandırmış olduk.

Burada, bu tür, seçim zamanlarında insanlar hakikaten hamasi duygularla, seçimden daha fazla oy almak için birçok şey vadedebilir ama popülizm, dediğim gibi, ülke menfaatine değildir. Cumhuriyet Halk Partili kardeşlerimiz de ekonomik verileri tam bilmeden, petrol üzerine, ülkemizin enerji ihtiyacının ne kadarını yerli üretimden sağladığımızı tam bilemeden meydanlarda belki bu vaatlerde bulunmuş olabilirler. Ama bugün gerçekleri görerek attığımız adımda, daha sakin zamanlarda bunları değerlendirdiğimizde bizim bunu vermemizin çok mümkün olmadığını, veren ülkelerin de bundan geri adım attığı gerçeğini bilmemiz lazım. Biz bu desteği, şu anda mazot desteği olarak veriyoruz yani dünyadaki eğilim de bu yöne kaymıştır; biz tercihimizi bu yönde kullandık, bunu vermeye de devam edeceğiz.

Bir de şunu ifade edeyim: Türkiye, gerçekten... Burada, ben, sabırla Genel Kurulu takip eden ve muhalefet partisindeki arkadaşlarımı dinleyen bir insanım ve şu konuşmalara da şahit oldum ve çok üzüldüm. Bakın, biz Türkiye olarak enerji ihtiyacımızın büyük bir kısmını dışarıdan karşılıyoruz. 2014 yılında 88,6 milyar dolar dışarıya para ödedik ve şu anda enerjide dışa bağımlılığımız yüzde 74 civarında. Bunun önemli kısmı ham petrol ve doğal gaz 32 milyar dolar yani biz enerji ham maddeleri ithalatına toplam 55 milyar dolar para ödüyoruz. Ama bizim için üzücü olan taraf şu: Bazı enerji maddeleri bu ülkede var, bunları çıkarmak istiyoruz. Jeotermal kaynaklarımız var, kömür var, bakır var. Bunlarda ithalat yapmak zorunda kalıyoruz, aslında mecbur değiliz, kendi yerli kaynaklarımızı burada üretebiliriz. Ama -çok üzülerek- arkadaşlarımız buraya çıkıyor, jeotermal enerjiden bile enerji üretmenin çevreyi kirlettiğine dair bir şeyden bahsediyor; çok üzücü, bilim dışı, gerçek dışı. Kyoto Sözleşmesi'nde -yenilenebilir enerji kaynakları- tüm dünyadaki bilim adamları tarafından, jeotermal, su enerjisi ve güneş enerjisinin çevreyi kirletmediğine dair ortak anlaşma var. Cerattepe'de bakır madenini çıkarmaya karşı çıkmak, Kütahya'da gümüş madenine karşı çıkmak, Balıkesir'de altın madenine karşı çıkmak bu ülkeye iyilik yapmak değildir. Bizi dışa bağımlılıktan kurtarın. Gelin, bunlarla oynamayın, Türkiye'nin kaynaklarını çıkartalım, dışa bağımlılıktan kurtaralım...

MUSA ÇAM (İzmir) - Doğayı katletmeyin, doğayı katletmeyin!

MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Devamla) - ...ondan sonra dediğiniz destekleri hep birlikte verelim.

Ben bu duygularla hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Nazlı.

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Sayın Yalım...

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Sayın Başkan, sayın hatip biraz önce dedi ki... Ben Avrupa ülkelerinde mazot desteği verildiğini bildirdim, söyledim ve de anlattım ancak sayın hatip Avrupa'da bunun verilmediğini, Pakistan'da verildiğini özellikle belirtti. 69'a göre söz istiyorum.

BAŞKAN - Burada bir sataşma yok Sayın Yalım.

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Benim sözümün yanlış olduğunu söylüyor Sayın Başkan.

MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Kütahya) - Hayır, hayır.

BAŞKAN - Hayır, bakın, siz şimdi bir görüş ortaya koydunuz, mazot desteği konusunda...

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Hayır, yanlış söylediğimi, yanlış beyan verdiğimi söylüyor Sayın Başkan.

BAŞKAN - Şimdi, siz mazot desteği konusunda Avrupa ülkelerindeki uygulamaları anlattınız, Sayın Nazlı da bunun Avrupa'da değil Pakistan'da olduğunu söyledi.

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Beni yanlış beyanla itham ediyor Sayın Başkan.

MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Kütahya) - Hayır, hayır.

BAŞKAN - Şimdi bakın, yani "yanlış beyan" kelimesi var ise tutanakları alacağım, inceleyeceğim, bakacağım Sayın Yalım.

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Bakın, ben Avrupa ülkelerinde mazot desteği primi veriliyor diyorum, sayın hatip "Hayır, verilmiyor." dedi.

BAŞKAN - Ama, siz bir görüş ortaya koyuyorsunuz, o da karşı görüş ortaya koyuyor Sayın Yalım.

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Ama, benim beyanımın yanlış olduğunu söylüyor Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Yalım, şimdi, iktidar ve muhalefet partileri...

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Yani, Sayın Başkan, beni bilgisizlikle suçluyor.

MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Kütahya) - Hayır, hayır, öyle bir şey yok. Öyle demedim.

BAŞKAN - Hayır yani öyle bir...

ÖZKAN YALIM (Uşak) - O anlama geliyor Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hayır, o anlama gelmiyor.

Şimdi, siyasi parti gruplarının birbirlerinden farklı görüş ortaya koymaları son derece doğaldır. Bu görüşler birbirlerine son derece ters olabilir, zıt olabilir, birbirinden yüz seksen derece farklı görüşler ortaya konabilir; bunların hiçbirisi sataşma olmaz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Sayın Özel, buyurunuz.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkanım, sayın hatip konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinin sahada olmadıklarını ve gerçeklerden kopuk olduklarını -bu sebepten- söyledi. Bu konuda grubumuza, bütün milletvekillerimize bir sataşma var. Bu konuda cevap hakkı kullanmak istiyoruz.

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Özel.

İki dakika süreyle söz veriyorum.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Efendim, eğer uygun görürseniz grup adına cevap hakkını Özkan Yalım kullansın.

BAŞKAN - Aslında başka bir sataşma cümlesi vardı ama onu kullanmadınız, bir başka cümleyi kullandınız.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Onu kaçırdık herhâlde efendim.

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Yalım. (CHP sıralarından alkışlar)

IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)

6.- Uşak Milletvekili Özkan Yalım'ın, Kütahya Milletvekili Mustafa Şükrü Nazlı'nın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Sayın Başkanım, teşekkür ederim.

Tabii ki benim tecrübem Sayın Özgür Özel kadar olmadığından ben söz hakkımı alamadım. Bundan dolayı da sayın hatibe buradan bu iki dakikada çok güzel cevaplar vereceğimi de özellikle belirtmek istiyorum.

Dedi ki sayın hatip: Avrupa ülkelerinde 12 ton ve üzerine mazot prim desteği verilmediğini iddia etti. Ben de iddia ediyorum, bakın Sayın Hatip, Avrupa ülkelerinde -Pakistan'dan bahsetmiyorum, Avrupa ülkelerinden bahsediyorum, Pakistan Avrupa ülkesi değildir Sayın Hatip- 12 ton ve 12 tonun üzerinde bulunan araçlara, kamyonlara, otobüslere -bakın, Belçika, Fransa, İspanya, Bulgaristan, Çekoslovakya, Polonya gibi ülkelerde- "accise" yani mazot prim desteği verilmektedir. Bunun belgesini isterseniz size sunarım; bu bir.

İkincisi: Popülizmden bahsetti. Sayın Hatip, çiftçimize siz, nasıl, biz mazot desteği verelim derken, siz hayır vermeyeceğiz... Nakliyecimizin, kamyoncumuzun batmasına göz mü yumacaksınız? Bizim çiftçimiz alın teriyle ekiyor, biçiyor. 780 milyon metrekarenin Trakya bölgesi kadar bölümü ekilip biçilmemektedir. Bunun ekilip biçilmesi için giderlerin düşürülmesi lazım. Aynı şekilde Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, Fransa'daki, Belçika'daki, Hollanda'daki, Almanya'daki, hatta Yunanistan'daki gibi, çiftçinin kullandığı traktöre ve de biçerdövere kesinlikle ÖTV'siz ve KDV'siz mazot verilebilir, bu da yaklaşık 1,8'dir bugün itibarıyla. Bu, Avrupa ülkelerinde veriliyor. Verilmediği takdirde biliyorsunuz çiftçilerin Paris-Brüksel otobanını nasıl kapattığını, bunu göz önünde bulundurmanızı istiyorum.

Hiçbir çiftçi traktörüyle de -sizin dediğiniz gibi- şehrin merkezine, İstanbul'a, İzmir'e, Ankara'ya gezmeye gitmemiştir; traktörcü işi için mazotu istemektedir. Bunun için sizi tekrar uyarıyorum; benim traktörcüm, benim çiftçim ihtiyacı için dekar başına 5 litre mazotu ÖTV'siz, KDV'siz hak etmektedir Sayın Vekilim. (CHP sıralarından alkışlar)