GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:105
Tarih:22.06.2016

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1'inci madde üzerindeki değişiklik önergesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlarım.

Değerli arkadaşlar, yasayı dikkatle inceledim, gündeme geldiğinden beri de inceliyorum. Tabii, zor bir dönemden geçiyoruz. Bu zor dönemde bir taraftan terörle mücadele var, o adla yürütülen bir ortam var, diğer taraftan da bu ortam nedeniyle gündeme getirilen bu yasa var. Şimdi, bu yasayla ilgili hangi aykırılığı ileri sürsek hazır bir karşı çıkış var "Sen terörle mücadeleden yana mısın, değil misin?" diye. Bu karşı çıkışın olduğu bir noktada doğru sözler hep böyle havada kalır ve karşılığını bulmaz. Ama, şimdi bu karşı çıkışlar olsa bile ben itirazlarımızı burada kayıtlara geçirmek istiyorum.

Şimdi, gerçekten, bu yasanın 12'nci maddesinde getirilen yetkilere neden ihtiyaç duyuluyor? Bakın, iki gün önce yanı başımızda, Ankara Adliyesinde JİTEM dosyası vardı, 14 köylünün öldürüldüğü Kulp davası vardı ve generaller yargılanıyordu. Yarın, İzmir'de zaman aşımına bir gün kala açılan, 1993'te Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın öldürüldüğü dava dosyası var; Diyarbakır'dan İzmir'e sürgün edildi, o davanın dosyası var. Yargılananlar rütbeli subaylar. Ne yapmışlardı 1990'lı yıllarda? Haklarında birçok iddia var, ölüm iddiası var, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden geçmiş iddialar var. Şimdi, askerler bir dönemi yakalamışlar. Bu dönem ne? "Biz terörle mücadele ediyoruz, dolayısıyla 2013'ten beri bu yasayı gündeme getirdik, şimdi bize mecbursunuz, bu yasayı çıkartacaksınız." 2013'ten beri kaç kez bu Hükûmeti zorladığını biliyoruz, getirilmediğini biliyoruz. Hükûmet değişikliğinden sonra da ilk defa gündeme geldi ve buranın da gündemine geldi. Olay budur. Yoksa, ortalama koşullar içerisinde en az bu grubun yarısının böyle bir yasadaki yetkileri kabul etmeyeceğini ben biliyorum, ortalama koşullar içerisinde.

Ama ne oldu? Biz, bu Parlamento bu yasaya, bu hukuk dışı yasaya mecbur edildik değerli arkadaşlar ve çok yanlış bir iş yapıyoruz, bugün çok yanlış bir hukuksal düzenlemenin temelleri burada atılıyor, hepimizin ve Türkiye'nin zarar göreceği düzenlemeler yapılıyor ve burada biz bunu doğru dürüst eleştirmekten yoksun bir ortamdayız. Bakın, bunu söyleyeyim: Evet, EMASYA 2010'da kaldırıldı, çok doğru bir biçimde kaldırıldı ama o Başbakanlık genelgesiydi, bir genelgeydi. Şimdi EMASYA'dan daha ağır yetkileri bir yasayla veriyoruz. Şimdi, eğer güvenlik güçleri, silahlı kuvvetler gerçekten hukuk içerisinde davranacaksa, insan haklarını ihlal etmeyeceklerse neden yargı bağışıklığı istiyorlar; neden Başbakandan, Adalet Bakanından veya ilgili yerlerden izinle yargılama şeyi istiyorlar, neden istiyorlar? Çünkü bir vesileyle zaman aşımlarına milim kala davalar açıldı ve sanık oldular. Ha, mahkûm olmadılar Adalet ve Kalkınma Partisi sayesinde. Niye mahkûm olmadılar? Son dakikalarda davalar açıldı, davalar nakledildi Ankara'ya, İzmir'e, Eskişehir'e; cezasızlıktan faydalandılar ama bir vesileyle şimdi bundan sonrası bakımından da böyle bir durumla karşı karşıya kalmak istemiyorlar ve terörle mücadele adı altında, bu sihirli kavram adı altında biz bu hukuk dışı, Anayasa dışı, bizi ileride çok zor durumda bırakacak, bütün yurttaşları zor durumda bırakacak bir yasaya "evet" demek durumunda kalıyoruz. Bu son derece yanlıştır değerli arkadaşlar.

Ben isterdim ki bu yasa, ordunun emekçilerinin, en yoksullarının, uzman çavuşların, astsubayların haklarına ve insan haklarına temas eden bir yasa olsun. Niye onlar yok? Omuzları Samanyolu gibi olan herkes için düzenleme var ama ordunun emekçilerine, uzman çavuşlara, astsubaylara ilişkin bir tek düzenleme yok.

Orduda, ordunun içerisinde, Silahlı Kuvvetlerin içerisinde birçok insan hakkı ihlali var. 2008'den bu yana, tespit edilen 328 şüpheli ölüm var, ordunun kendi içerisinde. İnsan Hakları Komisyonundan biliyorsunuz, bunlar var. Bunların önlenmesi noktasında hangi düzenleme var bunun içerisinde? Hiçbir şey yok.

Evet, 17-18 madde var, o maddelerin çoğu asıl maddeyi gölgelemek amacıyla yapılmış. Gizli OHAL yetkisi var bunun içerisinde, Meclisin yetkisinin Hükûmete devredildiği maddeler var. OHAL konusunda artık bu Meclis karar vermeyecek, doğrudan doğruya Hükûmet karar verecek ve Genelkurmay Başkanlığı bunu yürütecek. İstihbarat toplama yetkisi var, ev arama yetkisi var. Bütün bu yetkiler ellerinde silah olan insanlara veriliyor. Evet, yargı denetimi yirmi dört saat sonra.

Bakın, değerli arkadaşlar, son kez söylüyorum: Bu yasada hukuk dışı, hukuka uymayan birçok düzenleme var ve sizlerin de karşı olduğunuzu biliyorum. 12'nci maddenin bir kez daha gözden geçirilmesi gerekir diye düşünüyorum.

Saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)