GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 26 Haziran Birleşmiş Milletlerin İşkence Görenlerle Dayanışma Günü'ne, toplumsal yaşamın her alanında işkencenin sürdüğüne, baskıların şiddetin ve işkencenin arttığı bu süreçte sessiz kalındığına ve herhangi bir adım atılmadığına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:107
Tarih:27.06.2016

ÇAĞLAR DEMİREL (Diyarbakır) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Dün, biliyorsunuz, 26 Haziran günü Birleşmiş Milletlerin İşkence Görenlerle Dayanışma Günü'ydü. Ne yazık ki Türkiye'de "İşkenceye sıfır tolerans." olarak ifade edilmesine rağmen hâlâ işkencenin yoğun bir şekilde yaşamın her alanında sürdüğünü biliyoruz. İşkencenin yaşamın her alanında sürdüğünü söyledik, cezaevinden tutalım toplumsal yaşamın her alanında. İşkencenin arttığı bu süreçte aslında çıkartılan yasalarla da bunu pekiştiren bir süreç olarak görmek mümkündür. Bununla birlikte, cezaevinde işkence ve tecrit uygulamalarının devam ettiğini bir kez daha söyleyebiliriz. Çıplak aramadan tutalım onur kırıcı birçok davranışın geliştirildiğini ve hâlen Aliağa Şakran Cezaevinde bundan kaynaklı insanların açlık grevine girdiğini de biliyoruz.

Yine, sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte temel insan haklarına erişimin engellendiği ve bunun hukuk dışı uygulamalarla gerçekleştiği, cenazelere bile işkencenin yapıldığı bu süreçte, genel olarak baktığımızda, başta abluka alanlarına olmak üzere birçok yerde işkencenin daha fazla görüldüğünü söyleyebiliriz.

Özelde de 1990'lı yılları da aratacak durumda yaşanan bir süreci biz burada tekrar ifade etmek istiyoruz: 27 Mayısta gözaltına alınan ve hâlâ akıbetinden haber alamadığımız Hurşit Külter'in durumuna ve nerede olduğuna, geçen hafta da ifade etmemize rağmen, hâlâ bir cevap alamadık. Hurşit Külter nerede? İşkence gördü mü? İşkence ile gözaltındaki sürecine ilişkin bilgi almak istediğimizi ifade ediyoruz.

Ama, onun dışında, bugün Bingöl, Diyarbakır, Muş, ağırlıklı olarak da Lice'de gerçekleştirilen köy boşaltmaları...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayalım Sayın Demirel.

ÇAĞLAR DEMİREL (Diyarbakır) - Özelde, kendi gözlerimle gördüğüm için ifade edeceğim, 1990'lı yılları da çok aratan bir şekilde Diyarbakır'da, Bingöl'de, Muş'ta, bütün alanlarda, köylerde, yaşam alanlarında sokağa çıkma yasaklarıyla ve yoğun bombardımanlarla karşı karşıya... Köylerin çok yoğun boşaltılmasına, işkenceye maruz kalınmasına, evlerinin yıkılmasına, ormanlık alanlar başta olmak üzere evlerinin yakıldığına dair kendi gözlerimle gördüğüm süreci ifade etmek istiyorum. Bu baskıların ve şiddetin, işkencenin arttığı bu süreçte buna ilişkin sessiz kalındığını ve herhangi bir adım atılmadığını da bir kez daha buradan ifade etmek istiyoruz. Şu anda Lice'nin Licok köyü de denilen köyünde çok yoğun bir yangın olduğu, orada hayvanların telef olduğu ve yaşam alanları olarak bağların, bahçelerin...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÇAĞLAR DEMİREL (Diyarbakır) - ...ürünlerin yakıldığı bir süreci hep birlikte gördük. Buna ilişkin de belli bir duyarlılık sağlanması gerektiğini ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.