GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:108
Tarih:28.06.2016

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkanım, saygıdeğer milletvekilleri; öncelikle Atatürk Havalimanı Dış Hatları girişte meydana gelen terör saldırısı hakkında Genel Kurulu bilgilendirmek istiyorum. Tabii, öncelikle bu menfur terör saldırısını gerçekleştirenleri, gerçekleştirme talimatı verenleri, hepiniz gibi, nefretle lanetlediğimi bir kez daha ifade etmek isterim.

İçişleri Bakanlığından aldığım bilgilere göre... Tabii, bu bilgiler daha sıcak bilgiler, gelişmeler takip ediliyor. Benim vereceğim bilgiler ilk etapta ulaşan bilgilerdir. Bu bilgilerde zaman içerisinde farklılaşmalar olabilecektir. Bana verilen bilgeye göre Atatürk Havalimanı Dış Hatlar girişte bir terörist önce Keleşle etrafı tarayıp sonra kendisini patlatmıştır ve ilk belirlemelere göre yaklaşık 10 civarında şehidimiz var, 20 civarında da yaralı olduğu söylenmektedir. Ancak bunların hepsi -demin de ifade ettim, bir kez daha söylüyorum- tabii ilk bilgiler. Daha olay sıcak olduğu için, olay yerinde bunlar teyit edilebilir veya aksi de çıkabilir. Onun için bu kayıtla bu bilgileri paylaştığımı bir kez daha ifade etmek isterim çünkü teyitli bilgiler değil.

Ayrıca havaalanı metro girişinde de bir patlama olduğuna dair haberler var.

Diyarbakır Lice'de 1 polisimiz şehit; 1 polis ve 7 de yaralı var. Lice'de arama noktalarına saldırı yapıldı ve orada da 1 şehit, 3 yaralı var.

Van-Başkale yolunda da araç patlaması var ve bu patlama sonucunda da 2 asker, 2 vatandaşımız yaralı durumdadır. Bu terör saldırılarında şehadet mertebesine eren şehitlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.

Tabii, Türkiye terörle uzun bir zamandır mücadele etmektedir, bu mücadele bu terör saldırılarıyla sonlandırılabilecek bir mücadele değildir. Bu saldırılar sona erene kadar, terör bitene kadar kararlı ve etkili bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti devletinin terörle mücadelesi devam edecektir. Ülkemizde bugüne kadar hiçbir terör örgütü terör eylemleriyle bir netice elde edememiştir, bundan sonra da herhangi bir netice elde edemeyecektir.

Saldırıyı gerçekleştiren teröristin üyesi olduğu terör örgütüne dair şu anda birtakım veriler var ama henüz onlar netleşmediği için Genel Kurulla paylaşamıyorum ancak netleştikten sonra bunlar zaten paylaşılacaktır. Ama bunun bir terör saldırısı olduğu kesindir ve tahminî olarak şu andaki ilk bulgulara, verilere göre hangi terör örgütü tarafından gerçekleştirildiği de bilinmektedir ancak bunun tabii, teyide muhtaç yönü var, onlar teyit edildikten sonra kamuoyuyla da paylaşılacaktır.

Tabii, Türkiye bir yandan terörle mücadelesini yaparken öte yandan da devletin hizmetlerini sürdürmesi için de üzerine düşenleri yapacak, yasama organı çalışacak, terör, devleti ve devletin işleyişini durduramayacaktır. Onlarla mücadele yapanlar mücadelesini yapacak, milletimize ve devletimize başka alanlarda hizmetini edenler de o vazifelerini devam ettirecektir, tıpkı bugün Genel Kurulumuzun çalıştığı ve milletimize hizmet ettiği gibi.

Ben tekrar şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Rabb'im bir daha böylesi acıları milletimize yaşatmasın temennisinde bulunuyorum.

Şimdi sorulara izniniz olursa cevap vermek istiyorum.

Sayın Tanal özlük haklarıyla ilgili kanunda geçen bir ifadeyi okudu. Tabii, o ifade Yargıtaydaki veya Danıştaydaki on iki yıllık görev süresi dolan bir kişinin ilk derece mahkemelerine veya istinaf mahkemelerine ataması yapılana kadar geçen o süredeki özlük haklarının kim tarafından ödeneceğini düzenliyor. Orada bir boşluk olmaması için son görev yaptığı yerin bu özlük haklarını ödemesi hüküm altına alınmaktadır. Geçici maddedeyse, şu anda görev yapanlardan görevi sona erenlerle ilgili özlük haklarına ilişkin düzenleme var. Orada iki ayrı düzenleme var. Birisi Danıştayla ilgili düzenleme biri Yargıtayla ilgili. Danıştayla ilgili düzenlemede, Danıştayda, bir, Sayın Cumhurbaşkanı tarafından seçilen dörtte 1'lik üye var, bir de HSYK tarafından seçilen üyeler var. HSYK tarafından seçilen üyeler hâkim ve savcı oldukları için hâkim ve savcılık teminatı gereği hâkim ve savcı olarak atanacaklardır. Bunların hepsi birinci sınıf hâkimdir. Bizim mevzuatımıza göre, özlük hakları bakımından birinci sınıf hakimler altı yıl görev yaptıkları zaman Yargıtay üyeleriyle aynı özlük haklara sahiptir. Bunların hepsi de altı yıldan fazla birinci sınıf olarak hâkimlik yaptıkları için ona dair ayrı bir düzenleme yapma gereği duyulmadı çünkü özlük haklarında herhangi bir gerileme söz konusu değil ve Yargıtay üyelerinin sahip olduğu hakları aynen almaya devam edeceklerdir. Cumhurbaşkanı tarafından seçilenlere gelince. Tabii, onlar, bir süreyle kısıtlı olmadığı için üyelik, geldikleri zaman hâkimlik, savcılık teminatını da doğal olarak kazandılar Danıştay üyesi olarak. Şimdi bunlara iki alternatif sunuluyor. Bir: Eğer isterlerse ilk derece mahkemelerinde veya istinafta hâkim olarak HSYK tarafından görevlendirilebilecekler. Bu durumda görevlendirilenler, demin dediğim gibi, aynı özlük hakları almaya devam edecektir ama hâkim olmak istemedikleri takdirde bunlar Başbakanlığı bildirilecek. Bu durumda olanlar kanunun geçici maddesinde açıkça ifade edildiği gibi bütün özlük haklarını hâkimmiş gibi, üyeymiş gibi almaya devam edeceklerdir. Özlük hakları konusunda herhangi bir kayıp söz konusu değildir. Belki açıkça yazıp bunlar gösterilmediği için öyle bir algı çıkıyor ama uygulamayla beraber değerlendirdiğimizde orada bir kayıp ve geriye gidiş yoktur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayınız Sayın Bakan, buyurun.

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Tabii, pek çok soru var Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Tamam, yazılı olarak...

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Belki hepsini cevaplamak çok zaman alacak ama...

BAŞKAN - Zaman alacaklara yazılı cevap verin Sayın Bakanım.

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Ben sadece bir tanesini söyleyeyim yani Sayın Tanal'ın hiç olmazsa sorusunu tamamlayayım.

Şimdi "Yargıtay ve Danıştay üyeliğine yeniden seçilmeyenler bir alt göreve atanmaktadır; bu doğru mu?" dedi. Tabii, bir alt göreve atama yok. Dün de ifade ettim müzakereler sırasında, hâkimler arasında bir hiyerarşik yapı yok, altlık-üstlük ilişkisi yok. Bir günlük hâkimle yirmi yıllık hâkim aynı durumdadır, birbirine eşittir. Tabii, bilgi olarak, tecrübe olarak bir eşitlik elbette söz konusu değil ama Anayasa ve yasalarımız önünde eşittir. Altlık-üstlük ilişkisi olmadığı için bir alt görev olarak değerlendirilmesi söz konusu değildir. Teminatın esası üyelik teminatı değil hâkimlik, savcılık teminatıdır. Bu teminatın gereğine uygun olarak atama yapılacaktır.

Başkanım, diğer sorulara da yazılı olarak cevap verelim.

Teşekkür ediyorum.