| Konu: | Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 110 |
| Tarih: | 30.06.2016 |
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben size tanımlardan başlamak isterim. Türk Dil Kurumunun darbeyle ilgili tanımına baktığımız zaman, Türk Dil Kurumunda darbenin tanımı şu şekilde yapılmış: Bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükûmeti istifa ettirmeye zorlamak darbe olarak kabul edilmekte. Yani, demokratik yöntemlerle bir başbakanın istifasını sağlamak, Türk Dil Kurumunun darbe tanımına göre bir darbedir bu. Olaya böyle baktığımız zaman, yani Sayın Davutoğlu'nun demokratik yollarla istifaya zorlanması darbe olarak nitelendirildikten sonra, Türk siyasi tarihinde yapılan 27 Mayıs darbesi, 12 Mart muhtırası, 12 Eylül darbesine baktığımız zaman ortak özellikler şu: Bir sefer, Danıştay başkanlarının ve üyelerinin tamamı aynen bugün istifaya kanunla zorlandığı gibi, değiştirildiği gibi 27 Mayıs 1960 darbesinde de olmuştu bu. Yani darbelerin benzerliği açısından söylüyorum.
İki: 1960'ta yani 27 Mayısta, o dönemde, sıkıyönetim yani olağanüstü hâl rejimi vardı ama bugün farklı olan olay, Parlamento feshedilmemiş, o dönem Parlamento feshedilmişti. 12 Eylülde de Parlamento feshedilmişti ancak 12 Mart muhtırasında Parlamento feshedilmemişti. Ne olmuştu yine o dönem? O dönemde de yine Başbakan Demirel istifaya zorlanmıştı. Yani baktığımız zaman, aslında bugün, bal gibi, bir darbenin tüm koşulları oluşmuş durumda.
Geliyoruz 1980 darbesine. Yine, o dönemde de kanunla hem Danıştay Başkanlığı hem de tüm üyeler istifa ettirilmişti.
Sayın Bakanla hukuk fakültesinde aynı dönemdeydik. Okuduğumuz, rahmetli Lütfi Duran Hoca'nın kitaplarıydı, aynı hukuku okuduk ama niye burada aynı şeyi savunmuyoruz, şimdi oraya da geleceğim ben. Yani bunun darbe olduğunu gösteren koşul, bir: 1960 darbesinin de, 1980 darbesinin de, ikisinin de müşterek noktası, o dönemde de Danıştay başkanları, üyelerinin görevleri kanunla sona erdirildi, bugün de sona erdiriliyor; konu müşterek, bu da bir darbenin aynısı. (CHP sıralarından "Saray darbesi!" sesleri, alkışlar)
Geliyorum şimdi Sayın Bakanla aynı dönemde okuduğumuz kitaplara. Ya, Sayın Bakan, sizinle aynı okulda okuduk, rahmetli Lütfi Duran ne derdi? "Çocuklar, hangi merdivenle çıkıyorsanız idari işlemlerde aynı merdivenle de ineceksiniz." diyordu. Bu pratiği gösteriyorum siz bilmediğiniz için, Sayın Bakanım bunu biliyor. (CHP sıralarından alkışlar) Yani Lütfi Duran Hoca bu merdiveni bize böyle gösterdi. Neydi? Bu Yargıtay üyeleri, Danıştay üyeleri neyle çıktılar buraya? Seçimle geldiler. Seçimle geldiler, seçimle indirmeniz lazım. Siz ne yapıyorsunuz? Seçimle gelen üyeleri kanunla indiriyorsunuz siz burada. Burada bu kanunun adı nedir? Boşalt, doldur kanunudur. Önce kanunla boşaltıyorsunuz, sonra kanunla dolduruyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Sizin burada yaptığınız, yargının şalterini indiriyorsunuz. Yani bu beş günlük süre içerisinde yargı ne olacak, şalterini indiriyorsunuz? Bu bir darbe değil de nedir değerli arkadaşlar? Onun için, bu kanun Anayasa'ya aykırıdır, bu kanun bir darbe kanunudur.
Tabii, bu kanunun amacı kamu yararı değil, tamamen siyasi amaçlarla... Hatırlanırsa, Abana ilçesi siyasi nedenlerden dolayı Bozkurt ilçesine bağlanmıştı; hatırlanırsa, 1960 sonrası Cumhuriyet Halk Partisinin mal varlıkları o dönemde kanunla hazineye intikal ettirilmişti. O dönem Anayasa Mahkemesi dedi ki: "Bunların hepsinin amacı siyasi eritme politikasına yöneliktir. Siyasi eritme politikasına yönelik olduğu için kamu yararı burada yoktur ve bu, Anayasa'ya aykırıdır." Onun için, buraya da baktığımız zaman kamu yararı yok, bu tamamen siyasi amaçlara yönelik.
Biz yargıda cemaatçi yapı istemiyoruz, reise bağlı yapı istemiyoruz, siyasi iktidarlara bağlı yargı istemiyoruz (CHP sıralarından alkışlar) kaçak köşke bağlı yargı istemiyoruz; tarafsız, bağımsız, adil, sorgulanabilen, hesap verebilen yargı istiyoruz biz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT TANAL (Devamla) - Hepinize teşekkür ediyorum.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Mehmet Moğultay'a bak, geçmişine bak sen.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Herkesin bayramını kutluyorum ve iyi geceler diliyorum değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)