| Konu: | Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 110 |
| Tarih: | 30.06.2016 |
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan Danıştay Kanunu Tasarısı'nın 36'ncı maddesi için vermiş olduğumuz önerge üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Avrupa Komisyonu ve kurumlarının, 1999 resmî adaylık sürecimizden itibaren hazırladığı bütün ilerleme raporlarında en başta gelen eleştiri ve olumsuzluklar arasında bugüne kadar istisnasız tek yer alan başlık hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı olmuştur. Bu hafta görüştüğümüz, bugün hızla yasalaştırmaya çalıştığınız Danıştay Kanunu Tasarısı, Avrupa Birliği Uyum Komisyonunun değerlendirmesi yapılmadan Genel Kurulun gündemine getirildi ve sanırım beş on dakika sonra da yasalaşacak.
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan kanun tasarı ve tekliflerinin Avrupa Birliği mevzuatına uygunluklarını inceleyerek ihtisas komisyonlarına görüş sunmak üzere Avrupa Birliği Uyum Komisyonu kurulmuştur. Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan ve tasarı olarak Meclis Başkanlığına sunulan Danıştay Kanunu Tasarısı Avrupa Birliği Uyum Komisyonuna havale edilmemiştir. Ve Meclis Başkanlığı tarafından bastırılan 400 no.lu sıra sayısı içinde Avrupa Birliği Uyum Komisyonunun görüşü yer almamaktadır, eksik kalmıştır. Dün Sayın Bakanın bu konuda görüşünü sormuştum ancak bir yanıt alamadım. İktidar partisi ve Meclis Başkanlığı, Uyum Komisyonunun görüşünü almamakla bir kez daha "Avrupa Birliği müktesebatını, direktiflerini, ilerleme raporlarını tanımıyorum ve Avrupa Birliği müktesebatıyla çelişen bir düzenlemeye gidiyorum." demektedir. Avrupa Birliği müktesebatına, hatta Anayasa'mıza aykırılıklar içeren bu tasarının görüşmelerine başlamadan tasarının Sayın Meclis Başkan Vekili tarafından Avrupa Birliği Uyum Komisyonuna gönderilmesi gerekirdi ancak Sayın Başkan böyle bir tasarrufta bulunmamıştı.
Değerli milletvekilleri, bu uygulama kadar trajik olan başka bir olay bugün Brüksel'de yaşandı. Bugün yeni bir faslın açılması görüşmeleri sonrasında Avrupa Birliği Bakanı ve Dışişleri Bakanı Avrupa Birliğine tam üyelik yolunda bir başarı hikâyesiymiş gibi gülümseyerek kamuoyuna görüntü verdiler.
Sayın milletvekilleri, Brüksel'de Hükûmet tam üyelik yolunda çok önemli bir adım attığımız yönünde görüntü verirken sizler burada Avrupa Birliğinin müktesebatıyla uyumlaştırılmayan, açıkça Avrupa Birliğinin "yargı bağımsızlığı" ve "tam üyelik" kriterleriyle çelişen bir yasa tasarısını Meclisten geçiriyorsunuz. Avrupa Birliği gibi çok önemli ve stratejik üyelik sürecimizi hükûmetleriniz dönemlerinde kişisel ikbal ve çıkarlarınız için dönemsel bir araç olarak kullandığınıza ve halkı yine aldattığınıza şahit oluyoruz. Günü geldiğinde, sanırım, halkımıza yeni bir özür borcunuz daha olacak.
Değerli milletvekilleri, HSYK Başkan Vekili Mehmet Yılmaz "El birliğiyle yargıya güveni yükseltmezsek her birlikte kaybedeceğiz." diyerek devleti, Hükûmeti, muhalefeti ve toplumu uyarıyor. Meclisten geçirilen bu tasarıyla, hep birlikte, yargıya, adalete olan güven zerrelerini de Cumhurbaşkanlığı ve Hükûmetin kişisel ikballeri uğruna, maalesef, feda ediyoruz. Yine, maalesef, kaybeden halk, kazanan Cumhurbaşkanının hırsları oluyor. Bizler biliyoruz ki bir kişinin şahsi hırsı ve güvenliği için çıkarılan bu yasa tasarısı can çekişen yargıya, adalete olan güvene son darbeyi vuracaktır.
Değerli milletvekilleri, görüştüğümüz bu yasa tasarısının açık amacı, yargının üst düzey kurumlarındaki üye dağılımını "bizler" ve "onlar" olarak kadrolaştırmak; örtülü amacı, Cumhurbaşkanlığının her dediğine "evet" diyecek kişilerin seçilmesi, kendinden olmayan tüm üyelerin tasfiye edilecek olmasıdır ve yine bu yasa tasarısının yıkım amacı, Yargıtay ve Danıştaydan sonra hedef Anayasa Mahkemesidir. Biz ana muhalefet partisi olarak bu tasarıyı iptal için Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunacağız. Buradan Anayasa Mahkemesine de sesleniyorum: Danıştay ve Yargıtaydan sonra size sıra geleceği anlaşılmaktadır. Önünüze gelecek iptal başvurumuzu bu gözle incelemenizi tavsiye ediyorum.
Son olarak, bu tasarıyla Cumhurbaşkanlığı ile Hükûmet karanlık ve yaşanılmaz bir ülke yaratmanın son taşlarını döşeyecektir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu yasa tasarısına karşı çıkmamızın halkımıza karşı tarihî sorumluluğumuz ve görevimiz olduğunu bir kez daha dile getiriyorum.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)