| Konu: | MHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 113 |
| Tarih: | 14.07.2016 |
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi olarak verdiğimiz fındık üreticilerinin sorunlarına ilişkin grup önerisi hakkında söz aldım. Aziz Türk milletini ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Konuşmamın başında elli yedi yıl önce bugün 14 Temmuz 1959'daki Kerkük katliamında şehit edilen Türkmen kardeşlerimizi rahmetle anıyorum. Türkmenlere yönelik olarak bugün de devam eden katliam ve tacizleri kınıyorum ve Hükûmeti bölgede Türkmen odaklı bir politika izlemeye davet ediyorum.
Giresun'da düşen askerî helikopterde şehit olan asker ve yakınlarını da rahmetle anıyorum, ruhları şad olsun.
Yine, Ordu'da yaşanan sel felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza da Allah'tan rahmet diliyorum. Hayatı büyük ölçüde etkileyen sel ve heyelan ev ve iş yerleriyle birlikte fındık bahçelerini tahrip etmiş, arıcılık ve hayvancılık yapan çiftçilerimiz de selden zarar görmüştür. Bu felaketten etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Milliyetçi Hareket Partisi olarak vatandaşlarımızın uğradıkları zararların karşılanması için meselenin takipçisi olacağımızı da ifade etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, fındık Türkiye'nin en değerli ihraç ürünlerindendir, başka alternatifi olmadığı gibi, rakibi de yoktur. Türk fındığı sırf ülkemiz için değil, dünya piyasası için de çok önemlidir. Dünya pazarının yüzde 80'ine bizim fındığımız hitap etmektedir. Üretimden ihraç aşamasına kadar sektör yaklaşık 8 milyon kişiyi ilgilendirmektedir ancak Türkiye, maalesef, elindeki bu hazinenin farkında değildir. Âdeta bu kıymet başına dert olmakta, fındık üreticisi ise bu çaresizlik karşısında mağdur edilmektedir. Her yıl rekolte değişikliği ile arz fazlası arasında çiftçi ezilmektedir. Bizim fındığımızı kullanan Avrupalı fındığın kaymağını yerken ülkemiz hâlen natürel fındık ihracatıyla yetinmektedir. Fındık üreticisi ise ne emeğinin karşılığını alabilmekte ne de geleceğe dair iyimser bir beklenti içerisinde olabilmektedir. Her sezon yeni bir dert, her geçen gün yeni bir mağduriyetle karşı karşıya kalınmaktadır.
Yüz binlerce fındık üreticisi için bir nefes ve arka olan üretici kuruluşu FİSKOBİRLİK on dört yıldır susturulmuş, üreticiye faydası sıfırlanmış ve kâğıt üzerinde kurum olmaya mahkûm edilmiştir. Karadeniz insanının alın teri, maddi ve manevi desteğiyle kurulup bugünlere taşınan ve üreticinin de tek dayanağı olan FİSKOBİRLİK, şimdilerde geçmişten kalan gayrimenkulleri satan, satamadıklarını kiralayan bir kurum hâline gelmiştir. Bu durumun tartışmasız sorumlusu AKP hükûmetleridir. Oyu fındık üreticisinden alıp üreticiyi unutan, fındığı Avrupalı sermayedarlara ve buradaki iş birlikçilerine rehin eden anlayış artık son bulmalıdır.
Son yılların sahipsizliği esasen 2003 yılında başlamış ve alıştıra alıştıra bugünlere gelinmiştir. 2003 yılı sezon başında FİSKOBİRLİK'e fındık teslim etmiş her üretici parasını peşin almış ve kimsenin alacağı kalmamıştır. FİSKOBİRLİK, kasasında bugünkü rakamlarla 230 milyon TL nakit parası, stoklarında hemen satılabilir 80 bin ton kabuklu fındığı olan, sağlıklı saklama şartlarına uygun depolarını tamamlayıp hizmete alan, Ordu Yağ gibi iştirak ve tesislerini tam kapasite çalıştıran, Çotanak gibi yeni markalar üreten, yüzlerce kişiyi istihdam eden, fındıkta arz fazlası sorunu çözülmüş, FİSKOBİRLİK'in yağlık uygulamalarından kaynaklanan görev zararları kaldırılmış, özel bankalara olan borçları silinmiştir. Yani üreticinin emeğinin karşılığını almasını engelleyen yükler fındık üzerinden kaldırılmış bir durumda iken AKP, hükûmeti devralmıştır.
Değerli milletvekilleri, tarımsal ürün ihracatımızda yaklaşık yüzde 15-20'lik payı olan fındığın en önemli özelliklerinden birisi ülkemize getirdiği döviz girdisinin tamamını millî kaynaklardan sağlamasıdır. Çiftçi Kayıt Sistemi'ne göre Türkiye'de 43 ilde fındık yetiştiriciliği yapılmaktadır. TÜİK verilerine göre 2015 yılında 701 bin hektarlık alanda fındık yetiştirilmekte ve dikim alanlarının yaklaşık yüzde 70'i Doğu Karadeniz'de yer almaktadır. Türkiye'de dekar başına üretim diğer ülkelere nazaran daha düşüktür. Dünya Gıda Örgütü verilerine göre 2013 yılında dekar başına fındık verimi Türkiye'de 130 kilogram iken ABD'de 364, Gürcistan'da 249 kilogramdır. Ülkemizde 2002 yılında dekar başına kabuklu fındık üretimi 113 kilo iken 2015 yılında 78 kiloya düşmüştür. Verimlilik düşüşü devam etmektedir ve bu önemli bir sorundur. Üretim ve fiyat politikasındaki yanlışlık ise fındığın temel sorunlarıdır. Fiyatları bir ya da birkaç firmanın kontrol ettiği tekelci durum bugün fındık fiyatlarını maliyetinin çok altına, 8 liraya kadar geriletmiştir. Fındığın hak ettiği değerlere ulaşamaması üreticinin refah artışı beklentisini de boşa çıkartmaktadır. Üreticinin millî gelirden aldığı pay göreceli olarak azalmaktadır. İllerin genel sosyoekonomik gelişmişlik endeksine göre yaygın fındık üretilen Ordu, Giresun ve Samsun gelişmişlik düzeyi sıralamasında gerilere düşmüştür. 2000-2011 karşılaştırmasına göre 45'inci sırada olan Giresun 52'nci sıraya, 57'nci sırada olan Ordu 61'inci sıraya ve 27'nci sırada olan Samsun 33'üncü sıraya gerilemiştir. Bu göstergeler ekonomisi fındığa dayalı olan illerimizin geride kaldığını, geçim kaynağı fındık olan üreticilerin fakirleştiğini göstermektedir.
Değerli milletvekilleri, fındık üreticisinin bir diğer önemli sorunu ise girdi maliyetlerinin yüksekliğinden dolayı üretim maliyetini karşılayamama endişesidir. Fındık üretim maliyetlerinin en önemli unsuru gübre, ilaç, yakıt ve işçiliktir. Kullanılan gübre, ilaç, mazot ve bakım maliyetlerinin artması üretimi olumsuz etkilemektedir. Fındık üreticileri destekleniyor gibi görünse de bu destekleme politikaları küçük üreticinin tüccara ya da tefeciye bağımlılığını ortadan kaldırmamaktadır. Bu yıl alan bazlı desteklemede baz alınan fındık üretim alanları yeni yapılan çalışmalarla daha da daraltılmıştır. Ordu ve Giresun başta olmak üzere diğer il ve birçok ilçede taban arazi gerekçesiyle yıllardır üreticiye ödenen destek miktarı kaldırılmış ya da azaltılmıştır.
Bugün fındık üreticisinin karşı karşıya bulunduğu önemli sorunlar bize göre şunlardır: Bilimsel esaslar çerçevesinde destek, garanti fiyat ve üretim planlama politikalarının hayata geçirilememesi; fındık ağaçlarında oluşan hastalıklar ve buna bağlı kalitesiz ürünün yarattığı olumsuzluklar; yapısal sorunların yanında don ve diğer doğal afetlere bağlı verim düşüklüğü; üretilen fındığın tamamını ihraç edebilecek tanıtım ve pazar araştırma politikalarının yetersizliği; fındığın katma değeri yüksek bir ihraç ürünü hâline getirilememesi; yöre insanının büyük kentlere göç etmesi; FİSKOBİRLİK'in yapısal sorunları, depolama kapasitesi ve şartları nedeniyle bilinçsiz yapılan kurutma ve kalite sorunu; üreticilere modern üretim teknikleri, budama, ilaçlama ve gübreleme konularında yeterli teknik destek verilmemesi; bu kapsamda üreticilere hizmet veren tarım danışmanları sayısının azaltılmasıdır.
Değerli milletvekilleri, yeni bir hasat dönemi yaklaşırken fındık fiyatlarının nasıl belirleneceği, fiyatlarda artış ve devlet desteklerinde azalma olup olmayacağı konusu üreticileri düşündürmektedir. Anlaşıldığı kadarıyla her yıl olduğu gibi fiyatlar, yine rekolte arz fazlası kıskacında belirlenecektir. Bu yaklaşım doğru değildir. Fındık rekolte arz fazlası ikilemine sıkıştırılamayacak kadar değerli, fındık üreticisi de konjonktüre mahkûm edilmeyecek kadar önemlidir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak her dönem üreticilerin en büyük problemi olan fındık alım fiyatına ilişkin görüşümüz fındıkta fiyat garanti sistemidir. Fındık ve diğer bazı stratejik ürünlerde uygulanacak garanti fiyat uygulamasıyla fiyatı alivreciler değil, üretici birlikleri, ziraat odaları ve diğer ilgili kuruluşlar birlikte belirleyeceklerdir. Belirlenen bu asgari fiyat üzerinden devlet alım garantisi verecek, piyasada fiyat daha yüksek ise üreticimiz ürününü bu şekilde değerlendirebilecektir. Çiftçimiz her şartta ürününü belirlenen fiyat veya üzerinde satabileceğini bilecek ve satamama endişesi taşımayacaktır.
Sonuç olarak, uygulanacak politikaların fındık üreticisinin mağduriyetini giderecek, millî gelirden hak ettiği payı almasını temin edecek şekilde tanzim edilmesi şarttır.
Bu düşüncelerle Milliyetçi Hareket Partisi olarak verdiğimiz fındık üreticisinin sorunlarının araştırılmasına dair önergemize yüce Meclisin destek vermesini bekliyoruz.
Hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)