| Konu: | Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 113 |
| Tarih: | 14.07.2016 |
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, buradaki önergemiz şu: Biliyorsunuz, Türkiye'de on yedi yıl kamu görevi yapan memurların yeşil pasaport alma hakkı var ve on yedi yıl kamu personeli olan, adliyede bulunan kâtipten tutun üst dereceye kadar yükselmiş olan müdürüne kadar bunu alırken, yirmi yıl avukatlık yapmış olan birisinin yeşil pasaportu yok. Gerçekten, yurt dışındaki avukatların statüsüyle Türkiye'deki avukatların statüsü arasında, hani, Avrupa Birliğine hep uyum çerçevesinde girmeye çalıştığımız bu ülkeler arasında bir uyumsuzluk var. Nedir?
Bu uyumsuzluğun giderilmesi açısından, Türkiye Barolar Birliğine en az yirmi yıl kayıtlı olan, avukatlık yapmış olan kişilere de yeşil pasaportun verilmesi yönünde önergeyi verdik. Bunun yararı nedir veya hangi zaruretten, hangi ihtiyaçtan doğmuştur? Takdir edersiniz, artık bu küresel dünyada, şirketlerin, hem Türkiye'de hem Avrupa'da iç içe olması nedeniyle, ister istemez mesleklerinin ifası için avukatların seyahat etmesi de elzem olmuştur. Nasıl burada ticaret erbabı için böyle bir teklifi getiriyorsak, buna ilave olarak, hem üniversitelerde, vakıf üniversitelerinde bulunan öğretim üyeleri hem de avukatlar için bu gerekiyor. Bunu tanımamak, hakikaten "Emek nimet karşılığıdır." ilkesine de bir aykırılık teşkil etmektedir. Ben dilerim ve umarım... Tabii, Komisyon "Biz katılmıyoruz." dedi, Sayın Bakan da "Katılmıyoruz." dedi ama gerekçelerini de keşke doyurucu bir vaziyette anlatmış olsalardı bunu da öğrenmiş olurduk.
Benim şu anda Parlamentodan, milletvekili arkadaşlarımdan istirhamım: Bu, sizin oylarınızla olmuş olacak. Bu hakkın, bu özgürlüğün partisi olmaz. Her siyasi partiden, burada, avukat olan, hukukçu olan milletvekili arkadaşlarımız var. Bire bir görüşmelerimizde bunun hakikaten geçmesi gerektiği hususunda hemfikir oluyoruz ama ne hikmetse fiilî duruma geldiğimiz zaman siyasi iktidar bunda destek vermiyor. Umarım ve dilerim bu konuda bizi bugün şaşırtırlar ve bu konuda destek verirler.
Değerli arkadaşlar, Şanlıurfa ilimizde, sulama birlikleri nedeniyle sürekli elektrikler kesiliyor. Elektriklerin kesilmesi nedeniyle Şanlıurfa iline gittik. Orada -sulama birlik başkanlıklarına yaptığımız ziyaretler neticesinde- vatandaşın günlük sekiz saat elektrikleri kesilmekte, orada pamuk ve mısır üretimi yapan insanlarımızın tarlaları kurumakta. Bu anlamda, siyasi iktidardan -hukuka bağlı- ülkenin her tarafında sulama birliğiyle ilgili nasıl bir uygulama yapılıyorsa yani Edirne'de uygulamış olduğunuz sulama birliğinin koşullarını Şanlıurfa'da istiyoruz, Mersin'de uygulamış olduğunuz sulama birliklerinin uygulamasını Şanlıurfa'da istiyoruz, Kayseri'de istiyoruz. Ne yapılıyor? Siz Kayseri'de, Edirne'de, Mersin'de, Balıkesir'de aynı adada, aynı parselde elektrik parasını ödemeyen 5-10 kişi yüzünden o ada, o parselde bulunan herkesin elektriğini kesmiyorsunuz. Peki, Şanlıurfa'da neden kesiyorsunuz değerli arkadaşlar? Bu bir çifte standarttır, bu hukuk birliğinin bozulmasıdır.
Orada, Eyyübiye Belediye Başkanlığının sürekli yolsuzluklarla anılması nedeniyle Eyyübiye Belediye Başkanlığı hakkında yolsuzlukları dile getirdiğimiz için bindirilmiş olan kıtalarla, kendi oğlu, kendi yeğeni, akrabalarına yani Eyyübiye Belediye Başkanlığında çalışan personelin cebine yumurta koyarak, Balıklı Göl'e göndererek siz gidin, bu yolsuzlukları dile getiren Mahmut Tanal'ı yumurta yağmuruna tutun... Değerli arkadaşlar, belediye başkanlıkları yetkilerini böyle kötüye kullanamazlar. Ben Şanlıurfalılara teşekkür ediyorum, orada saygıyla sevgiyle karşıladılar ama orada 10-15 belediye personeliyle şahsıma yönelik olan bu eylem kabul edilebilir bir eylem değil değerli kardeşlerim. Yani, burada zaten mesele, milletvekilinin görevi kamu kurumlarının yanlış giden hususlarını dile getirmektir. Orada yapılan yolsuzluğa hangi milletvekili göz yumacak?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT TANAL (Devamla) - Eğer göz yumulursa bu kabul edilebilir bir durum değil.
MUSA ÇAM (İzmir) - Baskılar bizi susturamaz!
MAHMUT TANAL (Devamla) - Ben bunu da bilgilerinize...
MUSA ÇAM (İzmir) - Baskılar bizi susturamaz!
MAHMUT TANAL (Devamla) - Efendim, bunların ne baskıları, ne şiddetleri, hiçbir şey susturamaz. (CHP sıralarından alkışlar) Biz halk için, hukuk için, özgürlükler için bu mücadeleye devam edeceğiz değerli arkadaşlar.
ALİ AYDINLIOĞLU (Balıkesir) - Ama kaçtınız oradan, kaçtınız. Bak, şimdi, televizyonda izledik, siz kaçtınız oradan.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlar, yani, burada...
MEHMET METİNER (İstanbul) - Tahriklere gelme Mahmutcan.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Biz burada adalet için, özgürlükler için...
BAŞKAN - Sayın Tanal, siz bir haksızlığa uğradığınız için size ek bir süre veriyorum, bir dakika. (CHP sıralarından alkışlar) Lütfen sözünüzü tamamlayınız.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Değerli Başkanım, sizi bu adaletli, özgür, dik duruşunuzdan dolayı kutluyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Ben laf atan değerli arkadaşıma da teşekkür ediyorum. Yani, inşallah birbirimizi dinleriz. Ben de bunu suistimal etmeyeceğim.
İstirhamım şu: Hiçbir siyasi partinin -hangi siyasi partide olursa olsun- oradaki personeline ceplerine yumurta koyarak gidip... Bu şekildeki hukuk dışı eylemi de tüm Parlamentonun kınaması lazım. Bunun şeyi olamaz değerli arkadaşlar, işin doğrusu bu. Yani, o zaman temiz, dürüst ol, pisliklere bulaşma, kimse de anlatmasın.
Ben teşekkür ederim, saygı ve hürmetlerimi sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)