| Konu: | Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 113 |
| Tarih: | 14.07.2016 |
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Divan, değerli milletvekilleri; gerçekten bir gün de bu Meclisten çıkarken diyelim ki bugün emeğiyle hayatını kazananlar için bir şey yaptık ve huzurlu bir şekilde eve gidiyoruz ama maalesef, öyle olmuyor.
1 Temmuzda tatile girecek olan Meclis çalışmaya devam ediyor ve çok çalışıyoruz diye kendini avutuyor sanıyorum iktidar vekilleri.
Ne için çalışıyoruz? Uluslararası insan hakları kurumlarının defalarca hakkında uyardığı kanun tasarıları Mecliste birer birer kabul ediliyor. AKP kanunları için mesai yapıyoruz.
İşçiler için mi çalışıyoruz? Hayır. İşçilerin yarattığı değerin bölüşümü sırasındaki adaletsizliği daha da derinleştirecek olan bu yasayı görüşüyoruz. Diyoruz ki: "Ey servet sahibi, sizin bu serveti nasıl kazandığınızın hiç önemi yok, bu beni ilgilendirmiyor; kayıt dışı olabilir, sorun değil. Bu paradan ben vergi de almayacağım. Yeter ki parayı Türkiye'ye getir. Büyük servet sahipleri pastayı alıp götürürken esnafı da vergi affıyla kontrolde tutacağım. Maaşlı çalışanların vergisi ise daha gelirleri ellerine geçmeden kaynağında kesilecek, onlar vergisini vermeye devam edecek."
İşçilerin, ücretli çalışanların yarattığı değer, eğer adil bir vergi sistemiyle işçilere geri dönüyorsa en azından adaletli bir vergi sisteminden söz edilebilir. Karl Marx şöyle der: "Vergileme, sınıf mücadelesinin gerçekleştiği en önemli alanlardan birini oluşturuyor." Bugün ise patronların, sermayenin sırtından tüm vergi yükünü kaldıralım diye uğraşıyor yine Hükûmet. Neden? Yatırımcı gelsin. Peki, telaş niye? Çünkü, artık Türkiye sermaye için güvenli bir ülke olmadığından yatırım yapılmıyor.
Uluslararası Yatırımcılar Derneği, Türkiye'ye doğrudan yabancı yatırımın 2016'nın ilk dört ayında yüzde 45 düştüğünü söylüyor. Hükûmet de biliyor ki her ekonomik kriz iktidarın sonudur. Artık kimse hegemonyanıza, baskınıza boyun eğmez hâle gelir. Korkulan o ki ekonomi, emin adımlarla krize gidiyor. Türkiye İstatistik Kurumunun açıkladığı verilere göre dış ticaret açığı mayısta 5,05 milyar dolara yükseldi. Finansal kesim dışındaki firmaların nisan döneminde net döviz pozisyon açığı 3 milyar 966 milyon dolar artarak 192 milyar 299 milyon dolara yükseldi. Rant odaklı kentleşme ve bunun etrafında şekillenen ekonomik kalkınma projesi de krize doğru emin adımlarla ilerliyor.
Bu yılın ilk yarısında vatandaşların kredi kartı ve tüketici kredisi borçları 394,3 milyar liraya yükseldi. Vatandaş bankalara borcunu zamanında ödeyemediği için icralık olan kredi tutarı 18,3 milyar liraya çıktı. TÜİK verilerine göre 21 milyon ailenin 19 milyonu yani yüzde 90'ı bankalara borçlu durumda. Merkez Bankası verilerine göre ise 2,6 milyon kişi borcunu ödemediği için bankaların kara listesinde yer alıyor. İşte, bu tip yasalar bu tabloyu düzeltmek, üretim ekonomisini güçlendirmek yerine yine sıcak parayı ülkeye çekmeyi amaçlar yani fabrikaların açılıp iş olanaklarının sağlanmasına yol açmaz.
Bugün sermayeye, getirdikleri paradan hiç vergi alınmayacağı ve kaynağına ilişkin hiçbir sorgulamanın yapılmayacağı garantisi veriliyor. Yani, bugün yine işçiden alıp patrona vermenin huzuruyla evlerinize döneceksiniz. 17-25 Aralık operasyonlarıyla anladık ki sermayeye bu kadar pay vermişken onlar da sizi düşünecektir tabii, mutlaka.
1990'lı yıllarda, değerli milletvekilleri, İsviçre Daha Beyaz Yıkar diye bir kitap okumuştum. İsviçre'nin nasıl kara para akladığını anlatıyordu, İsviçre'nin Fransız Kantonundan Parlamenter Jean Ziegler. Gerçi daha sonra Jean Ziegler'in, bu kitabı yazdı diye dokunulmazlığı da kaldırıldı ama olsun. Umarım sizlerin sayesinde bir gün "Türkiye daha beyaz yıkar" diye bir kitap da yazılmaz.
Bu arada, benim bugün dokunulmazlıkla ilgili ifadem için ilk önce Anadolu Ajansına tebligat yapılmış. Eğer Adalet Bakanına iletirseniz, önce bana tebligat yapılsın, ben daha sonra Anadolu Ajansına iletirim.
Sizlere saygılar sunarım, iyi geceler. (HDP sıralarından alkışlar)