| Konu: | Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 116 |
| Tarih: | 20.07.2016 |
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Çok teşekkür ediyorum öncelikle.
Özellikle, 15 Temmuz gecesi, Sayın Bektaşoğlu'nun söylediği darbe girişiminde, bu darbe girişimini değerlendirirken ve bu darbe girişimiyle ilgili tartışmaları bütün açıklığıyla yaparken kimse, bizim göz bebeğimiz olan ordumuzun tamamını ilzam edecek herhangi bir cümle ortaya koymamıştır, son derece yanlıştır. İfade etmek istiyorum ki tabii, bu darbe çok tartışılacak yani bunun 1960 darbesiyle, 1971 muhtırasıyla, 1980 darbesiyle aynılıkları, farklılıkları tartışılacak ama bu darbenin Türk Silahlı Kuvvetlerinin kendi içerisinde gerçekleştirilen ve Türk Silahlı Kuvvetlerini ele geçirmeye çalışan bir grup tarafından, bir cunta tarafından yapılmaya çalışılan bir darbe olduğu açık ve nettir. Bu, terörle mücadele eden, kahramanca kendisini ortaya koyan, ülkemizin sınırlarını dışarıya karşı koruyan Türk Silahlı Kuvvetlerimizin tamamını kapsayabilecek bir anlayışı ortaya koymak, hem yanıltıcı hem de ordumuza ve Silahlı Kuvvetlerimize büyük bir haksızlığı içermektedir. Bu konuda yapılan açıklamalar da çok net bir şekilde değerlendirilmektedir.
Yine, Ömer Fethi Bey'in çıraklıkla ilgili söylediği... O gün kısa vadeli sigorta olarak ödenen çıraklığın, bugünkü kanunlarımız yani meri kanunlarımız, cari kanunlarımız çerçevesinde uzun vadeli sigortaya getirilmesi elbette ki mümkün değildir, bunu siz de biliyorsunuz. Bu konuda bizim herhangi bir çalışmamız söz konusu değildir çünkü orada sadece kısa vadeli sigorta primleri ödenmektedir. Onlarda genel sağlık sigortasını, meslek hastalıklarını ve iş kazasını ilgilendiren yani uzun vadeli, emekliliği kapsayabilecek bir sigorta primi ödenmemektedir.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Bununla ilgili bir düzenleme yapılamaz mı Sayın Bakan?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Yine, bunun yanı sıra, Erkan Aydın Bey'in sorduğu, taşeronlarla ilgili... "Acaba bu izinlerin kaldırılmasında taşeronlar kapsam dâhilinde midir?" Hayır, kapsam dâhilinde değildir. Yani, sadece, o taşeronların dışında, devlette çalışanların oluşturduğu bir kapsam söz konusudur. Yani, bir taraftan, kamuda çalışan farklı statüdeki memurları, sözleşmelileri, işçileri ve kamu personelini kapsamaktadır. Taşeron işçiler, 2016/1 sayılı Başbakanlık Genelgesi kapsamı içerisinde bulunmamaktadır.
Yine, bunun yanı sıra, Aytuğ Atıcı Bey'in söylediği, "Acaba bugünden önce, Türkiye'de özellikle birkaç yıldır yaşanan olaylarla ilgili, canlı bombalarla ilgili, bu, Türkiye'nin istikrarsızlaştırılması suretiyle darbe zemininin hazırlanmasına yönelik bir operasyon biçimi midir, eylem biçimi midir?" gibi sorusu... Şunu ifade etmek istiyorum ki önceki darbelere bakıldığı zaman bu, çok açık bir şekilde gözükmektedir. Bunu ancak ne zaman darbeden önceki olaylara yorabilirsiniz? Bir darbe teşebbüsünü gördüğünüz zaman. Biz 15 Temmuz akşamı bir darbe teşebbüsü gördük ve bu darbe teşebbüsünde, darbe girişiminde çok net belli olmuştur ki önceki birtakım toplumsal olayların kışkırtılması, aslında darbeye zemin hazırlamak için bir sebep olarak ortaya konulabilir. Bu, 1980 öncesi de öyleydi. Bu, 28 Şubat süreci öncesi de öyleydi. Yani bunun birçok altlığını burada saatlerce anlatabilme kabiliyetine sahibiz. Bu, 1960 darbesi öncesi de öyleydi. Yani, bu istikrarsızlaştırma süreci, toplumu bıktırma süreci, toplumu demokrasiden mümkün olduğunca uzaklaştırma süreci ve bir kurtarıcı oluşturma süreci, maalesef, Türkiye üzerine defalarca oynanan oyunlardan birisi olarak ortada durmaktadır.
Yine "Bu konuda Hükûmetin bir çalışması var mıdır?" diye bir soru geldi. Elbette, bugünden sonra bu konudaki değerlendirmeler muhakkak ki ortaya konulmalıdır, konulacaktır. Yani, o olaylarla bunların bir ilişkisi var mıdır, yok mudur... Zannediyorum, Türkiye Büyük Millet Meclisi de önümüzdeki günlerde grubumuzun vermiş olduğu bir araştırma önergesi çerçevesinde bu darbenin de sebebini araştıracaktır. Bu karşılaştırmalar ve bu kıyaslamalar da yapılmalıdır.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Ortak önerge.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Elbette, doğru. Düzeltiyorum, ortak önerge.
Bu, sadece bu darbeyle ilgili değil; bu, geleceğe ait, demokrasiyi muhafaza edecek en önemli koruma havzalarından bir tanesidir.
Yine, ifade etmek istiyorum, özellikle bir soru daha geldi "Bugün devlet memurlarının bir kısmının görevden uzaklaştırılması, kanuna, hukuka ve anayasal ilkelere uygun mudur?" diye yani ben mealini söylemeye çalışıyorum. Evet, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 137'nci maddesi ve 125'inci maddesi çerçevesinde bütün bu işlemler gerçekleştirilmektedir. Uzun zamandan beri bize defalarca soruldu, kamuoyunda bana ithaf edilen birtakım haberler de var ama ben kendim böyle bir değerlendirmede bugüne kadar hiç bulunmadım, ilk kez böyle bir değerlendirmede bulunuyorum. Öyle zannediyorum, bazen, Türkiye Büyük Millet Meclisinden gelen birtakım soru önergelerine verdiğimiz cevaplardan mülhem olan, oradan bir şekilde haberleştirilen, kaynak olarak da orası kullanılan bir haberleştirme biçimidir. Çünkü, burada, daha önceden itibaren, özellikle Millî Güvenlik Kurulumuzun almış olduğu Fethullahçı terör örgütü yapılanmasıyla ilgili, devlete sızmışların tespitine yönelik bütün bakanlıklarımız çalışmalar yapmışlardır ve bunlara yönelik de ciddi bir şekilde hazırlıklarımız vardı -şu anda da hazırlıklarımız var- bu yakın dönem içerisinde hazırlıklarımız vardı, bu konuda attığımız adımlar da vardı. Yine, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 137'nci ve 125'inci maddeleri uyarınca da bu konuda gerekli kanuni düzenlemeler çerçevesindeki bu eylemleri ortaya koyduğumuzu ve bütün bakanlıkların bu eylemleri ortaya koyduğunu ve bunların da her birinin bir dayanağı olduğunu bir şekilde ifade etmek istiyorum.
Bunu farklı bir şekilde, özellikle yurt dışında yansıtmaya çalışıyorlar, bunu şiddetle reddediyoruz. Yani, "Türkiye'de bir darbe oldu, bu darbe üzerinden şimdi iktidar kendine ait bir tasarruf ortaya koyuyor." diye. Bu, Türkiye'deki demokrasinin muhafaza edilmesi, anayasal sistemin devam edebilmesi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi dâhil olmak üzere tüm kurumlarımızın işlerliğinin sağlanabilmesi için Fethullahçı terör örgütü vasıtasıyla devlete sızmış organların tasfiye edilmesine yönelik ve hem cumhuriyetimizin hem demokrasimizin hem de millî birlik ve beraberliğimizin korunmasına yönelik atılan bir adımdır. Ciddi bir dezenformasyon var.
Uluslararası kuruluşlarla biz de görüşüyoruz, bu dezenformasyonu ortadan kaldırmaya çalışıyoruz ve yine bu Fethullahçı terör örgütü yapılanması, Brüksel başta olmak üzere Avrupa'nın her noktasında bu dezenformasyonu bir şekilde ortaya koymaya çalışıyor. Bu, sadece Hükûmetin değil, Türkiye Büyük Millet Meclisinin de en temel görevlerinden bir tanesidir. Uluslararası kuruluşlar nezdinde ve uluslararası medya nezdinde tüm çabalarımızı gerçekleştirdiğimizi ve ortaya koyduğumuzu, doğru bilgiyle bilgilendirdiğimizi, anayasal süreçten ve kanunlardan ayrılmadığımızı, bağımsız yargıyla beraber hareket ettiğimizi ifade etmek istiyorum.
Yine, bunun yanı sıra, en son, Fethullah Gülen'in emekli maaşıyla ilgili bugün kamuoyuna yansıyan bir haber söz konusu. Evet, bu terör örgütünün başı, Türkiye Cumhuriyeti devletinden, daha doğrusu, Türkiye Cumhuriyeti devleti Sosyal Güvenlik Kurumundan emekli maaşı almaktaydı. Bunu arkadaşlarımız tetkik ettiler, nasıl bir şekilde bunun önüne geçilebilir diye ve 17 Temmuz akşamı saat 23.00 civarında bu konuda tekrar maaşının alındığı ve devam ettiği konusundaki bir bilgiye ulaştılar. Bunun üzerinden...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Bu, önemli, bunun için bir dakika...
BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakan.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - ...yurt dışında bulunan ve devletten maaş alan bir kişinin bizim istememiz hâlinde altı ayda bir, ilgili konsolosluğa giderek kendisinin orada varlığını ve yaşadığını beyan etmesini gerektiren bir uygulama nedeniyle, oradaki o altı aylık sürenin ve yoklamanın geçtiğinin tespiti üzerine maaşı kesilmiştir. Benim o gece haberim oldu ama bugün kamuoyuna nasıl yansıdığı konusunda herhangi bir değerlendirmemiz söz konusu değildir çünkü arkadaşlarımızın da burada şu noktada haberleri olduğunu ifade etmek istiyorum. Arkadaşlarımız "Biz, bu maaşı keseceğiz." dediler, kesilmesinin de doğru olduğunu 15 Temmuz akşamı kararlaştırdığımızı daha doğrusu, bu konudaki onayı bizim verdiğimizi ifade etmek istiyorum.
BAŞKAN - Sayın Başkan teşekkür ederim.
MEHMET NECMETTİN AHRAZOĞLU (Hatay) - Sayın Bakanım, diğer terör örgütlerinin üyesi olan, hüküm almış kaç kişinin emekli maaşı kesilmiştir? Bir de onları sormuştuk. O konuda da bilgi verseniz...
BAŞKAN - Cevap verecek misiniz?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - İsterseniz bu konudaki hazırlıkları net yapayım, ona ait bir cevap ortaya koyayım. Yalnız, benim özür dilememe yönelik bir ifade ortaya koydular, ben 2011 yılında bir ifade kullanmışım, onu tam...
MEHMET PARSAK (Ayfonkarahisar) - "Algı operasyonu" demiştiniz.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Efendim?
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - 2011 seçimlerinden hemen önce Sayın Genel Başkanımızın haklı uyarılarına istinaden "Sayın Fethullah Gülen'e bir algı operasyonu yapılmaktadır." Videosunu da izletebilirim; ben, onunla ilgili bir...
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Ben, 2011 seçimlerinden önce siyasetin içerisinde değildim, aktif siyaset de yapmıyordum.
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Demokrat Partideydiniz.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Hayır, hayır, ben 2009'da Demokrat Partinin Genel Başkanıydım, 2010 referandumunda...
MEHMET NECMETTİN AHRAZOĞLU (Hatay) - Ben izlettiririm size.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Sayın Bakan; lütfen...
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Ona bakarız ama 2011 seçimleriyle bir alakam yoktu benim yani 2011 seçimlerinde siyaset yapmıyordum.