GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (2/839) esas numaralı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/52) münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:118
Tarih:26.07.2016

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli üyeler; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, 15 Temmuzda yapılan alçakça girişimi lanetlediğimi ifade etmek istiyorum ve 15 Temmuzdan sonra sağlanmış olan Türkiye'deki toplumsal mutabakatın da aynı şekilde devam etmesini, Türkiye'nin ihtiyacı olan kanunları mutabakata vararak, ihtiyaçları belirleyerek birlikte çıkarmamızı temenni ediyor ve diliyorum.

Evet, bugün getirdiğim konu, aslında, belki günün anlam ve manasına uygun değil ama Meclis de bir taraftan yasama görevlerini yerine getirmelidir diye düşünüyorum. Bunu yaparken de komisyonda görüşülmeyen ama kırk beş gün geçtikten sonra, 37'nci maddeye göre Meclis Genel Kuruluna sunmayı düşündüğüm bu kanun teklifinin, özellikle bizim bölgelerimiz için yani bizim bölge derken Kocaeli gibi bölgeler için, sanayinin çok geliştiği bölgeler için elzem bir ihtiyaç olduğunu belirtmek istiyorum.

Evet, çok sayıda sanayi kuruluşu var ve sanayi ilerledikçe yeni yeni sanayi tesislerine ihtiyacımız olduğu ortaya çıktığında, onunla beraber gelen problemleri de ortadan kaldırmak zorundayız. Geçen hafta, yatırımı teşvik eden kanunu Meclisten geçirdik. Yatırımları teşvik etmek yetmiyor, bu sanayi kuruluşlarının getirmiş olduğu tehlikeleri de hep beraber bertaraf etmemiz gerekiyor. Nedir bunlar? En büyüğü, özellikle bizim bölgemizde yaşanan, sanayi yangınları. Sanayi yangınları, gerçekten, bizim bölgemizdeki gibi petrokimya tesisleri olan, rafinerileri olan, ağır sanayi olan, boya sanayisi olan ve yanıcı maddesi yüksek olan bu sanayi kuruluşlarının yarattığı tehlikeler. Buna en basit örneği de 17 Ağustos 1999'da yaşanan Marmara depreminden örnek vermek istiyorum. Marmara depreminde rafinerimizin birinde yangın çıktı, etrafı tanklarla doluydu ve bölgedeki tüm insanlar korkudan bölgeyi boşaltmak zorunda kaldılar; hatta, devletin kamu kurum ve kuruluşları da bölgenin boşaltılması konusunda yayınlar yaptılar ve vatandaşı tahliye ettiler. Ama enkazlar altında yüzlerce vatandaşımız vardı. İnanın, bölge tahliye edildiği için bu vatandaşlarımıza ulaşamadık ve birçok arkadaşımızı, kardeşimizi orada kaybettik, o arkadaşlarımıza ulaşılamadığı için, bölgeye müdahale edilemediği için.

Şimdi, böyle bir tehdit dururken, orada dev akaryakıt tankları, LPG tankları, amonyak tankları dururken burada oluşabilecek bir kazaya normal itfaiye teşkilatlarımızla yani şehir yangınını söndürmek için kullandığımız, evlerdeki, binalardaki yangını söndürmek için kullandığımız itfaiye teşkilatlarıyla müdahale etmek durumunda kalıyoruz. Böyle olunca da bazen günlerce süren yangınlar vuku buluyor. Sadece depremde değil, bakın, depremden sonra, sadece bu yılın ilk yedi ayında yine büyük bir rafineride yangın, Plastikçiler Organize Sanayisinde kimyasal madde yangını, organize sanayi çeltik fabrikası yangını, boyahane fabrikası yangını, otomobil tamirhanesi yangını, metal fabrikası yangını ve başka yerde yine bir kimya fabrikası yangınıyla karşı karşıya kaldık. Gerçekten profesyonel bir yangın ekibi, özel teçhizatlı bir ekip olsaydı inanın bu yangınlar büyümeden, çevreye zarar vermeden, vatandaşın canına zarar vermeden, yine o sermayeyi oraya koyan iş adamının malına zarar vermeden çok hızlı bir şekilde söndürülebilirdi.

Bu kanun teklifini bunun için hazırladık. Teklifimiz, burada, organize sanayi bölgelerinin yoğun olduğu bölgelerde, özellikle bizim gibi 12 tane organize sanayi bölgesinin ve yüzlerce, binlerce fabrikanın olduğu bölgelerde özel teçhizatlı itfaiye teşkilatının kurulmasıdır. Bu teklifin içerisinde uçağı var, helikopteri var, özel teçhizatı var. Bunların gerçekten de elzem olduğunu düşünüyorum. İşte 15 Temmuzda bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldık hepimiz, Meclisimiz bombalandı yani "Kurucu Meclis" dediğimiz, "Gazi Meclis" dediğimiz Meclisimiz bombalandı, çeşitli yerler bombalandı, Emniyet Müdürlüğümüz bombalandı; ola ki akıllarına gelip bir tanesi rafineriye bir bomba atsaydı, Allah korusun, Kocaeli bölgesinde ayakta kalan ya da canını kurtaran bir vatandaşımız kalmayacaktı arkadaşlar. Onun için, bu tedbirleri hem güvenlik anlamında hem de gelecekte orada yaşayan vatandaşların can ve mal güvenliğini garanti altına almak adına bu teklifi sizlerin onayınıza sunuyorum, hep birlikte yapmanın doğru olacağını düşünüyorum. Eğer bu teklif geçerse gerçekten Türkiye'ye ve o bölgelerde yaşayan insanlarımıza faydalı bir iş yapmış olacağımızı düşünüyorum. Eğer bu teklife pozitif oy verirseniz şimdiden hepinize teşekkür ediyorum.

Saygılar sunuyorum Genel Kurula. (CHP sıralarından alkışlar)