GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:120
Tarih:28.07.2016

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan 403 sıra sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı'nın 28'inci maddesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, yargı, emniyet, eğitim gibi devlet kurumlarında ve özellikle Türk Silahlı Kuvvetlerimiz içinde yuvalanan cemaat yapılanması ve onların iş birlikçilerinin parlamenter demokrasimize yönelik 15 Temmuz darbe girişimini bir kez daha bu kürsüden lanetliyorum. Bu vesileyle darbeye karşı duran ve yaşamlarını yitiren yurttaşlarımızı saygı ve minnetle anıyor, Allah'tan rahmet, yaralı yurttaşlarımıza da acil şifalar diliyorum.

Ana muhalefet partisi olarak cumhuriyetin temel kurumlarının, parlamenter sistemimizin ve demokrasimizin korunması ve güçlendirilmesi için her türlü çabayı göstermeye devam edeceğimizi bu kürsüden bir kez daha dile getirmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı'nın "Genel Gerekçe" bölümünde, 2000'li yılların başlarında ülkemize yasal yollardan gelen yabancıların daha çok ikincil iş gücü piyasalarında düşük vasıflı işlere yöneldiklerinden dolayı, bu yüzden, nitelikli iş gücünün ülkemize çekilmesinin amaçlandığı belirtilmektedir. Bu vesileyle ekonomimiz için asıl meselenin ülkemize bu yasanın gerekçesi olarak dışarıdan nitelikli iş gücü kazandırılmasının değil, ülkemizin kalkınma, eğitim ve istihdam politikalarının bütüncül bir yaklaşımla yeniden ele alınması gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyorum.

Türkiye, 15 Temmuz darbe girişimi ve ardından ilan edilen olağanüstü hâl ile birlikte içinde bulunduğu belirsizlik ortamından bir an önce çıkmalıdır. Aksi takdirde, ülkemizin zayıf ve düşük olan ekonomik göstergelerinin daha da kötüye gideceği öngörülmektedir. Dünyada 20 en büyük ekonomi arasında yer alan ülkemizin yerini koruyup koruyamayacağı, ekonomik bir kriz ve belirsizlikle karşılaşıp karşılaşmayacağı çoktan tartışılmaya başlanmıştır.

Değerli milletvekilleri, ülkemizin içinde bulunduğu belirsizlik ortamından çıkması için bugün elimizde iki fırsat penceremiz vardır. Bunlardan birincisi istihdama dâhil edilmeyen yüzde 70 oranındaki kadın nüfusumuzdur. Ekonominin canlanması ve Türkiye'nin zenginleşmesi için bu nüfusun ekonomiye kazandırılması gerekmektedir.

İkinci olarak, maalesef Türkiye dünyanın en hızlı yaşlanan ülkelerinden birisi hâline gelmiştir ve Türkiye nüfusunun hiçbir zaman 100 milyonu bulamayacağı ve bu yüzyılı 90 milyonla tamamlayacağı öngörülmektedir. 2023 yılına kadar üretken nüfusumuzun artacağı ve o yıldan sonra ise düşüşe geçeceği tahmin edilmektedir.

Değerli milletvekilleri, bugün kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 32 düzeyindedir. Hane halkı iş gücü araştırması 2015 sonuçlarına göre 15-19 yaş arası kadınlarda işsizlik oranı yüzde 18; 15-24 yaş arası kadınlarda ise istihdam oranı yüzde 22'dir. Nisan 2015-2016 döneminde erkek işsizlerin sayısında bir azalma yaşanırken kadın işsiz sayısında ise tersine bir yükselme yaşanmıştır. Bu dönemde kadın işsiz sayısı 1 milyon 58 binden 1 milyon 76 bine yükselmiştir.

Türkiye, Avrupa Birliğine üye 28 ülke arasında kadın istihdamında son sıralarda yer almaktadır. Yani ülkemiz Avrupa'da istihdam oranında cinsiyet farkının en yüksek olduğu ülke konumundadır. Benzer şekilde OECD ülkeleri arasında da Türkiye kadın istihdamında son sıralardadır ve son günlerde yayınlanan, Uluslararası Para Fonu IMF'nin yayınladığı "Göç ve Doğu Avrupa Üzerindeki Etkileri" başlıklı raporda çok dikkat çekici bir veri bulunmaktadır. Türkiye, emek piyasasına katılımda kadın-erkek uçurumunun yüzde 16'yla Avrupa Birliği ülkeleri arasında son sırada yer aldığı görülmektedir.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin ekonomide ve insani gelişmişlikte saplandığı vasatlığı aşmanın yolu ideolojik kaygılar değil ülkenin, kadınların ve gençlerin yarınlarını önceleyen kalıcı bir eğitim reformudur.

Bir kez daha Hükûmete, iktidar partisine ve muhalefet partilerine seslenmek istiyorum: Gelin, nitelikli, bilimsel, laik ve herkese eşit fırsatlar sunan eğitimi ve bütüncül bir kalkınma, eğitim ve istihdam reformunu birlikte konuşmaya, tartışmaya, uzlaşmaya ve inşa etmeye başlayalım.

Bu vesileyle, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)