| Konu: | Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 120 |
| Tarih: | 28.07.2016 |
YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, Çalışma Bakanlığının değerli bürokratları, Meclisin değerli çalışanları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı'nı görüşmeye devam ediyoruz. Esasen, bu tasarının getirdiği en önemli düzenlemelerden, en önemli maddelerden bir tanesi turkuaz kartı ve bazı düzenlemeleri burada sadece emeğin serbest dolaşımını düzenlemiyor, yabancı sermayeyi Türkiye'ye çekmeye yönelik bir politika olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle sermayenin Türkiye'ye gelmesi önemli ancak bu sermayenin çeşidinin belirlenmesi gerekiyor. Yani Türkiye'ye katkı sağlayacak, üretecek, istihdam yaratacak bir sermaye eğer Türkiye'ye geliyorsa bunun faydası var, bunun dışındakilerin kafamızda hep soru işareti var. Yani ülkemizde istihdam sağlayacak, teknolojik ve stratejik açıdan ülkeyi ileriye götürecek bir sermayenin çekilmesi gerekirken paradan para kazanmayı hedefleyen para transferleri de bu kapsamda bu tasarıyla değerlendirilmiş. Rant sağlayıcı bir sermayenin gelişinin de bu tasarıyla önü açılmış oluyor.
Aynı şekilde, kökeni, kaynağı bilinmeyen sermayenin de gelişine cevaz verilmesi, hatta teşvik edilmesi, yaşadığımız süreçle ilgili... Örneğin, Rıza Sarraf'a verilen vatandaşlığın ülkemize getirmiş olduğu eleştirilere dikkat ettiğimizde, bu getirilen yasal düzenlemenin aslında içerdiği amacı da aştığı görülmektedir.
Değerli milletvekilleri, esas itibarıyla Anayasa'mızın 48, 49 ve 50'nci maddeleri çalışma hak ve özgürlüklerini düzenlemiştir. "Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir." diyor Anayasa'mız. Vatandaş ile yabancıya eşit bir çalışma hakkı düzenlenmiştir. Yabancılara çalışma izninin verilmesi, kamu haklarından tam yararlanma anlamına gelmemelidir. Yani çalışma hakkı ile vatandaşlık hakları birbirinden çok farklı, ona göre değerlendirme yapılmalıdır. Bu konu bu şekliyle geldiği zaman yabancılara Türk vatandaşlarından farklı, daha imtiyazlı olanaklar tanınmaktadır; bu da Anayasa'mıza açık olarak aykırıdır.
Bu yasa değişikliğinin açık anlamı şudur: 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'na göre iki şekilde Türk vatandaşlığı kazanılır. Birincisi, doğum ve kan bağı yoluyladır; ikinci hâl ise yetkili makam kararıyla Türk vatandaşlığının kazanılmasıdır. Bu ikinci hâl için belirli şartlar vardır. İlgili kanunun 11'inci maddesinde bunlar açıkça sıralanmıştır. Türk vatandaşlığına başvurabilmek için bir dizi şartın yanında Türkiye'de beş yıl ikamet etme şartı ve bir de Türkçe konuşma şartı aranmaktadır. Yasamızda, bu durumun bir istisnası olarak, bu şartlardan sadece biri olan, "millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hâli bulunmamak" koşulunu taşıyanların, diğer şartlar aranmaksızın Bakanlar Kurulu kararıyla vatandaş olabileceği düzenlenmiştir. Bu duruma da "istisnalı vatandaşlık hakkı" denmiştir, bunlar da 12'nci maddeyle belirtilmiştir.
Şimdi, önümüze gelen Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı'yla vatandaşlık verilecek kişiler, istisnai kişiler genişletilmektedir. Tasarı "6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 31'inci maddesinin (1)'inci fıkrasının (j) bendi uyarınca ikamet izni alanlar" diyor. Kim bunlar? Bakıyoruz, kanuna gidiyoruz, kanuna bakıyoruz; ilgili kanunun 31'inci maddesinin (1)'inci fıkrasının (j) bendi yok. Yani (j) bendi olmayan bir düzenlemeye, bir kanuna bir kanun maddesi eklemeye çalışıyorsunuz. Bunu Komisyonda Sayın Bakana sorduk, Sayın Bakan da buna "(11)'inci fıkranın (ç) bendiyle 6458 sayılı Yasa'ya (j) bendini ekliyoruz." dedi.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, bu durum, kanun yapım tekniğine açıkça aykırıdır. Olmayan bir bende gönderme yapan bir düzenleme yapılamaz. Bunu geçin, bir de (j) bendi, ne diyor? "Türkiye'de çalışmayan ancak Bakanlar Kurulunca belirlenecek kapsam ve tutarda yatırım yapacaklar ile bunların yabancı eşi, kendisinin ve eşinin ergin olmayan veya bağımlı yabancı çocuğu..." Yani burada şunu soruyor: Hani bu kanunun esas amacı, nitelikli yabancıların Türkiye'de istihdamını sağlayan düzenlemeler yapmaktı? Burada, bu düzenlemeyle bu amacının dışında olduğunu görüyoruz. Burada resmen "Paran varsa gel, beklemeden vatandaşlık vereceğim." deniyor. Bu da kanunun anlamına uygun değildir.
Tabii, süremiz beş dakikayla sınırlı olduğu için...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YAKUP AKKAYA (Devamla) - Bu maddeyle ilgili, bizim, Cumhuriyet Halk Partisi olarak çok ciddi endişelerimiz var ve bu yüzden bu kanun maddesinin tekliften çekilmesini bir kez daha milletvekillerinin onayına sunuyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)