GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:122
Tarih:03.08.2016

MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Teklifi'nin 4'üncü maddesi üzerinde verilmiş olan önerge üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, aslında, bu maddede gecikme faizleri ve cezalara ilişkin aflar getirilmekte, oranları şu ya da bu. İşin doğrusu, bu oranları oturup tartışmanın kimseye bir faydası olduğunu da düşünmüyorum. Çünkü konunun bu tarafından tartışılması aslında havanda su dövmekten başka bir şey değil.

Bakın, buradaki asıl sorun, çarpık, yanlı ve yanlış sistemin sonuçları, çıktıları üzerinde konuşmaktır. Vergi barışı diyoruz, varlık barışı diyoruz, stok affı diyoruz, vergi affı diyoruz; bugüne kadar, son on dört yıl içerisinde 5 barış denemesi yaptık. Barış diyoruz; e, barış olduğuna göre herhâlde küs olanlar da var. Buradaki küs kim? Kim kime küstü? Vatandaş devlete küstü. Niye küstü? Vatandaş vergisini ödeyemedi, ödemedi, cezasını ödemedi. Dolayısıyla, burada mali yükümlülüklerini yerine getiremediği için devlete küsmüş durumda. Aslında, bu mantıktan bakarsak vatandaşın devlete değil devletin vatandaşa küsmesi lazım. Peki, soruyor muyuz -5 barış denemesi yapıyoruz, arkasından yenilerini ilave ediyoruz ki son yapılanın süreci de henüz tamamlanmadan- bu millet neden küsüyor, neden vergisini ödemiyor? Bu çarpık ve yanlış sistemden kaynaklanan bir sonuç. Bunu alışkanlık hâline getirenler de elbette olabilir ama geldiğimiz nokta itibarıyla baktığınızda, uygulanan vergi sisteminin hiçbir adaletli yanının olmadığını görüyoruz. Ekonominin iki temel bileşeni var özü itibarıyla, birisi üretim, diğer ayağı paylaşımdır. Katma değeri yüksek, etkinliği yüksek üretimi yapacaksınız, bunu da hakkaniyetli bir biçimde paylaştıracaksınız. Peki, hakkaniyetli bir paylaşım var mı? Bakın, gayrisafi yurt içi hasılanın üçte 1'ini tekrar topluyoruz. Peki, gayrisafi yurt içi hasılanın oluşumunda adaletli, hakkaniyetli bir paylaşımdan bahsedebilir miyiz? Bırakın sadece ekonomik alanda, birçok alanda, bugünlerde üzerinde durduğumuz, konuştuğumuz merkezî sınavlarda yapılan haksızlıklara bakın, hakça bir rekabet ortamını oluşturabildik mi? Hayır. Hayatın, yaşamın hangi alanına bakarsak bakalım hepsinde bir hakkaniyetsizlik, bir haksızlık var. Peki, gayrisafi yurt içi hasılanın topladığımız o üçte 1'ini ne yapıyoruz? Bir kısmını kamu hizmetlerine kullanıyoruz, transferler yapıyoruz, tekrar dağıtıyoruz. Ne maksatla? O hakkaniyeti, adaleti sağlamak maksadıyla. Bunu yapabiliyor muyuz? Hayır, bunu da yapamıyoruz.

Değerli milletvekilleri, bakın, devlet ne diyor? "Affedelim, barışalım." diyor. Vatandaş barışıyor mu? Hayır, yenilerini getiriyoruz. Peki, o zaman ne yapmamız lazım? Öncelikle bu çarpık sistemi bir bütün olarak ele almamız lazım, adaletli bir vergi sistemini getirmemiz lazım, bu konuları aceleye getirmeden, çalışarak yapmamız lazım. Bakın, bu yasa teklifindeki dile baktığınızda baştan aşağı, ciddi bir şekilde yanlışların olduğunu, yanlış anlaşılmalara neden olabilecek birçok ifadelerin olduğunu görüyoruz. 6'ncı maddeyle ilgili verdiğimiz önergede biraz bu konulara, teknik kısımlarına gireceğim ama artık bu barış olayını, modern ülkelerde, çağdaş ülkelerde olduğu gibi bizim de raflara kaldırmamız lazım, onun için doğru, adaletli, hakkaniyetli sistemleri geliştirmemiz lazım.

Hepinize saygılarımı sunuyorum.