GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 667 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname (1/746) ile İç Tüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:7
Tarih:13.10.2016

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, Türkiye Cumhuriyeti tarihine baktığımız zaman, gerçekten darbelerle, sıkıyönetimlerle, olağanüstü hâllerle, muhtıralarla dolu ancak bu olağanüstü hâller, sıkıyönetimler ülkede büyük felaketleri de getirmiyor değil, faturası da çok ağır. Evet, olağanüstü hâl... Bu 15 Temmuz darbe girişiminin öncesi ve sonrasına, olaylara baktığımız zaman, darbeler hukuk devletini, anayasal düzeni, demokrasiyi rafa kaldırma amacını taşır ancak darbe girişimine karşı sert tedbirlerin alınması hem gereklidir hem de meşrudur. Biz, darbelere karşı sert tedbirlerin alınması gereklidir ve meşrudur dediğimiz zaman, bunu iki örnekle canlandırmak isterim: Nasıl bir evde yangın çıkınca, itfaiye eri içeride bulunan insanları kurtarmak için o evin camını kırıyorsa, darbe girişiminde, darbelerde de aynı şekilde o geçici olan anlık olayı bitirebilmek için, kamu düzenini sağlamak için sert tedbirler alabilir ama hukuk içerisinde kalarak alabilir. İtfaiyeci nasıl o yangını söndürdükten sonra, yangın sona erdikten sonra sağlam olan bir camı kıramıyorsa, kırdığı takdirde mesken masuniyeti suçunu teşkil ediyorsa bizim mevcut olan Anayasa'mızın olağanüstü hâl ve sıkıyönetimi düzenleyen 119'uncu ve 120'nci maddelerinde açık ve net yazar; 119'uncu maddede, olağanüstü hâlle ilgili tabii afetleri yazar, 120'nci maddede ise şiddet olaylarının yaygınlaşması, kamu düzeninin ciddi bir şekilde bozulması hâlinde olağanüstü hâli yazar.

Peki, değerli arkadaşlar, şu anda mevcut duruma baktığımız zaman, ülkede artık şiddet olayları sona ermiş, kamu düzeni tesis edilmiş ve şiddet olayları bittiği gibi, kamu düzeni tesis edildiği gibi anayasal değişiklikler düşünülüyor, başkanlık sistemleri düşünülüyor, seçimler düşünülüyor. Onun için, mevcut olan, bu anlık, geçici olan tedbirlerin kalıcı hâle dönüşmesi bize iki tehlike getirir. Bir: Olağanüstü hâlin sürekli kalıcı hâle getirilmesi hâlinde otoriter, diktatör rejimlere doğru gideriz ve gidilen hadise bu amaca yönelik.

Değerli Grup Başkan Vekilimiz Sayın Levent Bey, biraz önce, 2014 tarihinde Millî Eğitim Bakanlığının, Türkiye'deki seksen bir valiliğe gönderilen genelgede... Sendikanın kurulması için, değerli arkadaşlar, 3 bakanın onayı gerekiyor. Bir: İçişleri Bakanının Aktif Sendikasının iç ve dış tehdit anlamında sakıncası olmadığına ilişkin oluru vardır. İki: Millî Eğitim Bakanının Aktif Sendikasının kurulmasında ve üye olunmasında sakınca olmadığına ilişkin oluru vardır. Üç: Çalışma Bakanının bu sendikanın kurulmasında sakınca yoktur diye izni vardır değerli arkadaşlarım. Siz, 3 bakanlık, sendikanın kurulmasına izin verip üye olan vatandaşa da "Kardeşim, sen teröristsin, sen teröre yardım yataklık ettin." derseniz, o zaman, gerçekten -bu teröre yardım yataklık yapan bu 3 bakanlık- oluru veren bakanların ilk önce cezaevine atılması lazım.

Geliyoruz daha ötesine. Şu anda Kocaeli Belediyesi... Kocaeli Belediyesi, emlak vergilerinden tutun, belediyeye ödenmesi gereken ne kadar vergi varsa, efendim, Bank Asyanın adını verir, hesap numarasını verir, vatandaşa "Paralarınızı Bank Asyaya yatırın." der. Oraya yatıran vatandaş, kamu görevlileri açıkta; bu işi vatandaşa öneren, teşvik eden Belediye Başkanı görevinin başında.

Üç: Darbenin iki numaralı kişisi Dişli cezaevinde, onun ağabeyi Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkan Yardımcısı.

Şimdi, vatandaş, suçu işleyip işlemediği hâlen... Biz ne diyoruz? "Masumdur." diyoruz ya; o kişi, suçu işleyen birisi varsa, cezaevine alınıyorsa kardeşi, torunu, eşi, gelini herkes işten atılıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT TANAL (Devamla) - Peki, siz niye bunu Genel Başkan Yardımcılığından almıyorsunuz? (CHP sıralarından alkışlar) Böyle bir çifte standart olabilir mi? Onun için, siyasi iktidar, ilk önce iğneyi kendisine batırsın, sonra çuvaldızı vatandaşa batırsın.

Teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)