GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 667 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname (1/746) ile İç Tüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:8
Tarih:18.10.2016

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 5'inci maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına konuşmak üzere söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Terör örgütü faaliyetlerine irtibatı ve intisabı olanlarla ilgili pasaportlara el konulması ve pasaportların iptal edilmesiyle ilgili olan yasa tasarısı üzerinde Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini açıklıyorum.

Şimdi, pasaportlarla ilgili uygulanan sistem, açığa alma ve ihraçlarla ilgili uygulanan sistemle eğer aynı yapılacaksa burada birçok mağduriyetler ortaya çıkacaktır. Açığa almalarda okul, dershane ve banka kriterleri uygulandı. Şimdi, pasaportla ilgili, zaten terör örgütünün bir faaliyetine katılmışsa, bulaşmışsa, irtibatı varsa buna el koymak için ayrıca bir yasa çıkarma gerektiğine inanmıyorum. Aynı şekilde davranıldığı takdirde birçok mağduriyetler ortaya çıkacaktır. Açığa alma ve ihraçlarla ilgili son iki hafta içerisinde Mersin'de 26 yaşında bir polis ve bir cami imamı, Mersin Zeytinlibahçe Camisinin imamı kendisini camide iple asarak intihar etmiştir. Bunlarla ilgili sürecin dikkatli takip edilmesini, iyi araştırılmasını ve gerçek darbecilerin yargılanmasını talep ediyoruz. Açığa almalarda çok trajikomik hadiselere şahit oluyoruz. Mersin Büyükşehir Belediyesine operasyon yapılıyor, Belediye Başkanının danışmanı gözaltına alınıyor. Danışmana savcılıkta ve emniyette sorulan soru şu: "Ankara'da Crowne Plaza Otelde kalmışsınız, sizden yirmi altı gün sonra da darbeci Adil Öksüz sizin kaldığınız otelde kalmış." Emniyette ve savcılıkta bu ifadeler mevcut, isteyenlere bunun belgelerini de gönderebilirim. "Adil Öksüz'le irtibatınız nedir?" Altı gün gözaltında tutuluyor danışman, sorulan soru bu, başka bir soru yok, bunun sonucunda serbest bırakılıyor. Bunun gibi birçok hadiseyle karşı karşıya kalıyoruz. Belediyede temizlikte çöp kamyonu kullanan, 1.300 lira taşeronda çalışıp asgari ücret alan şoför bankaya para yatırdı diye, 3 bin lira Bank Asyada parası var diye belediyeden işten çıkartılıyor. Bunlar da birçok mağduriyete sebep oluyor. Burada gerçekten çok alt düzeyle uğraşılmamasını, gerçek darbecilerle uğraşılmasını ve Türkiye'nin bir an önce normalleşmesini bekliyoruz. Bugün Mersin'de Paşabahçe Fabrikası kapatılıyor, Türkiye İş Bankasının bir yan kuruluşu olan Paşabahçe Fabrikası kapatılıyor. Mersin'in ekonomisi her gün geriye gidiyor. Sadece bu fabrikada 125 memur, 325 işçi, 150 müteahhit, 400 taşeron çalışmaktadır, hangi siyasi görüşten olursanız olun. Teknik ömrünün bittiği söyleniyor, ekonomik ömrünün bittiği söyleniyor bu fabrikanın ama Mersin'de bugüne kadar bir tane yeni fabrika açmıyoruz, sürekli fabrika kapatıyoruz. Bu işçiler -okul açıldı hepsinin çocukları okula gidiyor- yarın kapının önüne konacaklar. Geçtiğimiz yılda kasım ayında da bu fabrikadan birçok işçi çıkartılmıştı. Ben, bütün siyasi partileri Paşabahçe Fabrikasına sahip çıkmaya davet ediyorum, iktidarıyla muhalefetiyle. Bu işçileri yarın İstanbul'a, Bursa'ya veya diğer yerlerdeki Paşabahçe'nin fabrikalarına gönderdiğiniz zaman bunların hem düzenleri bozulacak hem aileleri bozulacak. Onun için Paşabahçe Fabrikasına sahip çıkmamız gerekiyor.

Mersin'de maalesef -narenciye sezonu başladı- şu anda mandalina 20 kuruş, limon 60 kuruş. Mersin 2015 yılının narenciye teşvikini hâlâ alamadı. Bütün iller teşvikler almasına rağmen Mersin mağdur oluyor. Bu konuda da Hükûmetin ve Sayın Bakanımızın gerekli desteği vermesini istiyoruz. Bunu gündeme getirdiğimiz zaman şunu söylüyorlar: "Geçtiğimiz yıllara göre daha fazla verdik ama hâlâ açık var." Hâlâ 2015 yılından parasını alamayan vatandaşlarımız var, tüccarlarımız var. Trilyonun üzerinde alacağı olanlar var. Bu da Mersinli ihracatçılarımızı etkiliyor. Zaten Rusya krizinden dolayı henüz yaralar sarılamadı. Şu anda çok büyük bir kriz yaşanıyor. 300 bin Suriyeli yaşıyor. Bu konuda Hükûmetin gerekli desteği vermesini bekliyorum.

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)