GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:9
Tarih:19.10.2016

ERKAN AYDIN (Bursa) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, çok değerli Meclisimizin üyeleri; hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Bu maddeyle ilgili konuşacaktım ancak dün akşamüstü bizim İnegöl İlçe Başkanlığımıza bir vatandaş tarafından bıçaklı saldırı girişiminden dolayı hem onunla başlayarak hem de olağanüstü hâl, KHK'lar ve ülkenin içinde bulunduğu durumla ilgili bir konuşma yapmaya karar verdim.

Bir vatandaş, televizyon programında bizim Genel Başkanımızı izleyerek ve aşırı derecede alkol alarak -179 promil- ondan sonra sinirlenip, kalkıp eline bıçağı alıp -daha önce de siyasi olarak Düzce İl Başkanımıza yapılan gibi, diğer saldırılar gibi- İnegöl İlçe Başkanlığımızın kapısını çalıp, "Nerede ilçe başkanı?" deyip -ki Allah'tan o saniye ilçe başkanımız binada değil- ve hemen kapının kapatılıp polislerin gelmesiyle gözaltına alınıyor ve sorgusunda şunu söylüyor: "İşte, beğenmedim konuşmayı, o yüzden de gidip -şahsi bir meselesi de yok, tanımıyor da- ilçeyi bastım." diyor. Nereden bu sonuca varıyoruz, neden böyle bir davranış içine giriyor? Eğer ülkede o kadar fazla kinle ötekileştirmeye, insanları ayrıştırmaya giderseniz bir konuşmayı beğenmeyen vatandaş eline alıp bıçağı, silahı, gidip bir siyasi partinin ilçe merkezini basabiliyor.

Baktığınızda, vatandaş kim? Sizin bu FETÖ'cüleri içeri atmak için çıkardığınız, 16 tane sabıkası olan, içeriden yeni çıkmış, denetimli serbestlikle salınmış bir vatandaş. Yani FETÖ'cülere yer açarken birçok sabıkalı insanı dışarı saldınız. O insanlar da şimdi, bir ay bile geçmeden aynı suçu işleyip içeri giriyor ve bunlar olurken biz neyi konuşuyoruz? Başkanlık sistemi. Bugün gene sizin Genel Başkan Yardımcınızın açıklamasıyla "Nisanda başkanlık sistemi olabilir." dediniz.

Peki, daha üç ay önce, bu Mecliste 4 partinin imzasıyla, Meclis Başkanının imzasıyla ne konuşuyorduk? Birlik beraberlik, Yenikapı ruhu. Ne deniyordu o metnin bir bölümünde? "Unutulmamalıdır ki Türkiye Büyük Millet Meclisi Kurtuluş Savaşı'nı yöneten, Türkiye'nin demokrasiye geçişini gerçekleştiren, demokratik parlamenter sistemi yıllar içinde geliştirmiş, bir milleti yokluk ve yoksulluktan alıp muasır medeniyetler seviyesine çıkarmış bir parlamento." Yani demokratik parlamenter sistem vurgusu yapmışız 4 parti. Bugün neyi konuşuyoruz? Tek adamın, tek iktidarına doğru referandum yapalım, buradan 330 çıksın, halka soralım. E peki, daha üç ay önce neyin imzasını attık hep birlikte? Demokratik parlamenter sistemin devam etmesinin.

Peki, gerekçe ne? Gerekçe de çok enteresan: "Fiilî durumu hukuki duruma çevirelim." Ya arkadaş, bir vatandaş Anayasa'ya aykırı, kanunlara aykırı bir iş yapsa ne dersiniz? "Kardeşim, kanuna uy, Anayasa'ya uy; fiilî durumu yapma yoksa cezayı alırsın." deriz. Biz ne diyoruz? "Burada hukuka uyulmayan, Anayasa'ya uyulmayan, kanuna uyulmayan bir durum var; biz bunu kanuna uyduralım." Dünyanın hiçbir yerinde görülmeyecek bir şey yapıp buradaki kanunsuzlukları düzelteceğimize kanunsuzluğu kılıfına uydurmaya çalışıyoruz. Bu da ayrı bir tartışma konusu.

Tabii ki önümüzdeki dönemde bunların hepsi halkın nezdine gelecek. Daha bu süreçler bugünkü tartışmayla sıcak olduğu için, ben, buradan, halkın Meclisinden halka da çağrı yapmak istiyorum: Gelin Gazi Meclisi, ikinci defa gazi olan Meclisi, bu demokratik parlamenter sistemi hep birlikte savunalım. Sadece bir kişinin isteği ve arzusu doğrultusunda, dayatmalar doğrultusunda bir işlem yapmayalım. Yaptığımızda geri döşünü olmayan bir yola girebiliriz. Buradan bu uyarıyı yapalım.

En son olarak: Ankara Valiliğinin açıkladığı 30 Kasıma kadar gösteri, toplanma yasağının da yanlış bir karar olduğunu, 29 Ekim ve 10 Kasım anmalarına denk geldiğini... Ki bu millet alıştı 29 Ekimlerde, 19 Mayıslarda, 23 Nisanlarda hep olağanüstü bir durum oluyor ama köprü açılışında davullu zurnalı, ne şehit oluyor ne acı oluyor ne önlem oluyor. Bunları da milletin iyi takdir etmesi gerekir diyorum.

Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak 29 Ekimde bütün coşkumuzla, bütün kalabalığımızla Anıtkabir'de olacağız diyorum. Bursa'da da Nilüfer Belediyemizin yıllardır düzenlediği yürüyüşte hep birlikte olacağız. Bütün herkesi de sokaklara ve bu milletin, bu Meclisin kurucusu Atatürk'ümüzü de anmaya davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Aydın.