GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: OHAL süresince yaşanan mağduriyetlere ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:11
Tarih:25.10.2016

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Hepinizin bildiği gibi, 15 Temmuz akşamı Türkiye büyük bir ihanet girişimiyle karşı karşıya kaldı. Buna "darbe" demeyi tercih ettiniz.

Tabii, hepimiz biliyoruz ki, askerî darbelerin belli, klasik yöntemleri vardır. Ne ülkemizdeki ne dünyadaki diğer askerî darbelere pek uymayan ama bence onu çok aşan ve ülkedeki laik cumhuriyet rejimini değiştirmeye dönük büyük bir kalkışmayla karşı karşıya kaldık. Arkasından, olağanüstü hâl ilan edildi ve üç aydır, ikinci defa uzattığınız, daha önümüzdeki üç ay daha yaşayacağımız ve Sayın Cumhurbaşkanının söylediğine göre, bir yılın da yetmeyeceği bir olağanüstü süreci yaşıyoruz. Bu süreçle ilgili değişik söylemleriniz hafızalarımızda. Sayın Cumhurbaşkanı daha ilk gün darbeyi Allah'ın lütfu saydı, Başbakanınız da birkaç gün önce darbenin başkanlık kapısını açtığını söyledi. Yani 241 yurttaşımızın hayatını kaybettiği o hain girişim meğer Sayın Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının uzun zamandır takip etmekte olduğu başkanlık kilidini açan bir anahtarmış, bunu öğrendik.

Değerli arkadaşlar, bu darbeyle ilgili ya da kalkışmayla ilgili bir sürü sorunun da cevabı yok, soruyoruz, yanıt da alamıyoruz. Örneğin, darbe gecesi ne oldu? Devleti yönetenler bu darbeden ne zaman haberdar oldular? Saat 15.00'te mi, 16.00'da mı, 19.30'da mı, 20.00'de mi, 20.30'da mı, 21.00'de mi, 22.00'de mi, bunu bilmiyoruz. MİT Müsteşarının Genelkurmayda dört saat ne konuştuğunu ve o süre içinde devletin Cumhurbaşkanının ve Başbakanının kendilerine neden ulaşamadığını bilmiyorum ama sonuçta, İstanbul'da Boğaz Köprüsü'nün bir şeridini tutan birkaç tankı gördük ve bu Meclis bombalandı. Şimdi, böyle bir kalkışmadan sonra ne beklenir? Sizin yaptığınız beklenir. Yani parti genel merkezinize Mustafa Kemal Atatürk'ün büyük posterini asıp, arkasından da "Parlamenter demokrasiyi sonuna kadar işleteceğiz." sözünü yerine getirmeniz beklenir ama öyle değilmiş. Ne anlıyoruz? Başkanlık kilidini açmak içinmiş bu darbe.

Şimdi, değerli milletvekilleri, bakın, on dört yıllık iktidarınızın sonunda bu güzelim ülkeyi darbe yapılabilen bir ülke ayıbıyla yüz yüze bıraktınız. O darbeye kalkışanlar, o darbeyi yapanlar ya da yaptıranlar -hani diyorsunuz ya "Pensilvanya" falan- bunların hepsi sizin kankanız, on dört yıl beraber bu devleti idare ettiğiniz insanlar. Bunları devlete siz yerleştirdiniz, hatta özel yasalar çıkardınız. Şimdi, bütün bunlar bilinirken ortalığa birtakım sis bombaları salıyorsunuz. Bir gün Abdülhamid. Abdülhamid'i çok seviyorsunuz, aynı zamanda Mehmet Akif'i de çok seviyorsunuz. Başka bir gün Misakımillî. Misakımillî ne? Millî Ant yani Millî Yemin. Ya, daha milletvekili yeminini ve Cumhurbaşkanlığı yeminini tutmuyorsunuz, Millî Ant sizin neyinize Allah aşkına, neyinize! (CHP sıralarından alkışlar)

Sevgili arkadaşlar, bakın, iktidara oyla gelinir; doğru ama iktidarda ancak hukuki meşruiyetle oturulur. Bu kürsüden 29 Haziran günü "Kadıyı satın aldığınız gün adaleti öldürürsünüz ve devleti yıkarsınız." dedim. (CHP sıralarından alkışlar) Ve on altı gün sonra darbeyle karşı karşıya kaldınız. Şimdi tekrar sizi uyarmak istiyorum sevgili AKP'li kardeşlerim: Hukukla oynamayın, hukuksuz iş yapmayın. Bir gün diyorsunuz ki: "At izi it izine karıştı.", öbür gün diyorsunuz ki: "Mağdur yok." Evet, hangisi doğru? Eğer at izini it izine karıştırdıysanız bu mağdurlar vardır. Elbette bu ülkede darbe yapan hainler mutlaka cezalandırılmalıdır ama kırk günlük bebeği annesinden ayırmanın adı "darbe takipçiliği" olamaz.

Ve size söylüyorum...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) - Lütfen hukukla oynamayın.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Bozkurt.