GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Danışma Kurulu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:12
Tarih:26.10.2016

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Danışma Kurulunun bir önerisi var. Asgari ücret, malum vergi diliminden dolayı 1.300 TL'nin altına düşüyordu. Biz, tabii ki asgari ücretin bunun altına düşmesini arzu etmediğimiz için, buna ilişkin kanun teklifini zaten hem Komisyonda destekledik hem de burada Genel Kurulda da bir an evvel görüşüp geçirilmesini arzu ediyoruz. Bu, asgari ücretliler açısından, vatandaşlarımız açısından önemli bir olaydır.

Tabii ki burada, temelde asgari ücretin -seçim öncesi hatırlarsanız bu tartışmalar Türkiye'de çok yapıldı- 1.300 lira değil, 1.400 lira net asgari ücret olması Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizim görüşümüzdü. Dolayısıyla, yetersiz de olsa bu 1.300 TL'lik asgari ücreti daha sonraki aşamalarda biz de destekledik.

Şimdi, vergi dilimi nedeniyle kayıp olmaması lazım burada, bu mutlaka olması gereken bir husus. Burada tabii, şunu ifade etmemiz lazım: Yani gelir dağılımı adaletsizliğinde ülkemiz maalesef, OECD ülkeleri arasında en kötü, sondan 2'nci ülke. Dolayısıyla, gelir dağılımı adaletsizliği yüksek olduğu için, çok düşük ücretlerle geçinmek zorunda kalan önemli bir kesim var. Yani, ben ara sıra vurguluyorum bunu, nüfusu 5 gruba, yüzde 20'lik gruplara ayırdığımızda, en düşük olan ilk 3 grup yani yüzde 60'lık kesimde gelirinden daha fazla tüketim var dolayısıyla buralarda gelirin artırılması ihtiyacı var. Bu çok önemli bir husus.

Tabii, diğer taraftan, işin bir de diğer taraftan özel sektör boyutu var, özel sektörün rekabet gücü boyutu var. Kamuda çalışanlar için -zaten asgari ücretin üzerinde bir ücret veriliyor- o anlamda, buradaki kadar bir sorun yok belki ama özel sektör tarafında da istihdam kaybı oluşmaması için, özel sektör de özellikle rekabetçi sektörlerde çok fazla sorun çıkmaması için müteşebbislerin, sanayinin yani imalat sanayisinin bir miktar Hükûmet tarafından desteklenmesi gerekiyor. Maliye politikasının burada biraz daha üretimi artırmaya yönelik olarak dizayn edilmesi lazım. Burada, ben, enerji girdileri ve sosyal güvenlik primi meselesini çok önemli görüyorum. Buralarda biraz daha, Hükûmetin maliye politikasını belirlerken buraya yönelik birtakım işler yapması lazım. Yani, sanayiye verilen enerjinin belki bir miktar daha ucuzlatılması lazım ve sosyal güvenlik primlerinin bir miktar daha düşürülmesi lazım. Bu, hem sanayimizin rekabet gücünü artıracaktır hem de istihdamın artmasına önemli katkıda bulunacaktır. İşin bu kısmını ihmal edersek burada, belki asgari ücret artışının bir kısım olumsuzlukları ortaya çıkar, ondan sonra millet olarak zor durumda kalabiliriz. Dolayısıyla, işi bu şekilde dengeleyip daha fazla istihdamı sağlamamız lazım.

Az önce ifade etmiştim; son üç ayda 385 bin kişi işsiz sayısında artış var, 300 bin kişilik istihdam kaybı var son üç ayda yani nisan-temmuz dönemi. Burada daha son yaşadığımız bu siyasi sıkıntıların da çok fazla etkisi yok. Dolayısıyla, istihdam kayıplarının daha fazla oluşmaması açısından sanayinin rekabet gücünü artırıcı desteklerin de mutlaka yapılması lazım. Dolayısıyla dengeli bir durum olacak; hem işçimizi, çalışanımızı hem de sanayicimizi destekleyici bir maliye politikası çerçevesi çizmemiz lazım.

Burada tabii çok önemli olan husus: Hep söylüyoruz sanayide hep söylüyoruz, üretim kaybı var, üretim azalıyor, imalat sanayisi üretiminin millî gelir içerisindeki payı düşüyor diyoruz. Bunun en önemli nedenlerinden bir tanesi -defalarca vurguladık ama tekrar vurgulamamız gerekiyor- ekonomideki kaynak tahsisindeki sorunlardır. Yani, sanayici bugün parasını alıyor, gayrimenkul tarafına, inşaat tarafına kaydırıyor. Niye kaydırıyor? Buradaki temel mesele de rant geliri meselesidir. Yani, orada bir rant oluşuyor, oluşan rant nedeniyle orası o kadar kârlı hâle geliyor ki hiç kimse işçi çalıştırmak istemiyor, hiç kimse imalat sanayisinde üretim yapmak istemiyor.

Şimdi, bu işin çok önemli olduğu ortadayken ve Hükûmetin de politikaları arasında yer alırken son orta vadeli programdan bu rant vergisinin çıkartılmış olması büyük bir faciadır yani 2017-2019 dönemi. Bakın, plan döneminde geçen bir dönem için bir orta vadeli program çıkartılıyor ve burada rant vergisine yer verilmiyor. Rant vergisi daha önceki programlarda vardı. Yapmasalar da en azından vardı. Belki bir yapma ümidi vardı ortada ama şimdi bu ümidin de olmadığını görüyoruz. Rant vergisinin çıkartılması büyük bir yanlıştır. Bu yanlıştan -Maliye Bakanı da burada- bir an evvel dönülmesinin ben gerekli olduğunu düşünüyorum.

Bu düzenlemeyi yapmadığımız sürece bu ekonomiyi büyütme, bu üretimi artırma imkânımız yok. Zaten başka yanlışlar da yapıyoruz; bir yanlışın üzerine bu yanlış da devam ederse, buradaki bir düzeltme yapılmazsa çok daha istihdam kayıplarıyla Türkiye karşılaşacaktır; bu kaçınılmazdır. Yani, dolayısıyla, asgari ücrette yaptığımız bu düzeltmeler de bizim işimizi görmeyecek, vatandaşımızın işini görmeyecek.

Dolayısıyla, ben, bu konuda, Hükûmeti biraz daha duyarlı olmaya ve bir şeyler yapmaya, bir çaba göstermeye davet ediyorum. Bu rant vergisi meselesinin -orta vadeli programdan çıkartılmış olmakla birlikte- önümüzdeki politika dokümanlarına konup bu yıl mutlaka yapılması gerekir. Bunun hassasiyetle üzerine gidilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Ben Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)