| Konu: | Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 26.10.2016 |
ERKAN AYDIN (Bursa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Asgari ücretin ekim ayından itibaren 1.300 liranın altına düşmesiyle ilgili Gelir Vergisi Kanunu üzerine söz almış bulunmaktayım. Hepinizin malumu olduğu üzere asgari ücret, bu aydan itibaren dar gelirlinin aldığı ücret 1.300 liranın altına düşecek. Bunun düzenlenmesine biz de karşı değiliz, destekliyoruz. Ancak, bu düzenlemeyi yaparken 3 çocuk sahibi olan bir ailenin aldığı ya da bir çalışanın aldığı asgari ücret 1.300 lira, üzerine de sosyal yardım olarak verilen 84 lira bir hakla birlikte, asgari geçim indirimiyle birlikte 1.384 lira oluyor. Çocuğu olmayan bir asgari ücretlinin aldığı ücret de 69 lira olan asgari geçim indirimiyle birlikte 1.300 lirayken o da 1.231 liraya düşüyor yani 1.300 liranın altına düşüyor, o da şimdiki düzenlemeyle 1.300 liraya çıkarılıyor. Biz buna da karşı değiliz ancak çocuğu olan, 2 veya 3 çocuğu olan bir çalışanın alacağı ücret 1.315 lirada kalıyor ekim ayından itibaren yani onu düzenlemeye gerek kalmıyor. Bir başka deyişle 2 veya 3 çocuğu olan bir asgari ücretlinin alacağı aylık 1.300'ün altına düşmediği için âdeta cezalandırılıyor.
Aslında "asgari geçim indirimi" adı altında verilen sosyal yardımın bunun dışında tutulması gerekiyor. Hem diyeceksiniz ki her fırsatta "3 çocuk yapın, fazla çocuk yapın." hem de bu düzenlemeyle 3 çocuk yapan bir aile, bir çalışan burada hak kaybına uğrayacak. Biz bunun, bu düzenlemenin burada düzeltilerek 2 veya 3 çocuk sahibi olan kişinin de bu vergi diliminin yüzde 15'ten yüzde 20'ye çıkmasıyla oluşan hak kaybından zarar görmemesini söylüyoruz.
Bir başka devamlı kullandığınız: "Kişi başı gelir 10 bin dolar." E, böldüğünüzde... İşte, 3'le çarpsanız düz olarak 30 bin. Kişiye böldüğünüzde aylık 2.500 lira yapıyor ama bugün bir ailenin eline geçen ise 1.300 lira. Buradaki çelişkilerin düzeltilmesi adına burada düzenlemelerin de gözden geçirilmesi gerekir diye düşünüyoruz.
Peki, asgari ücretli sadece aldığı bu parada bir düzenlemeyle rahatlık ya da ferahlama hissedecek mi? Maalesef ki hissedemeyecek. Neden hissedemeyecek? Aynı çalışan -veya küçük esnafı da buna katabiliriz- aldığı her şeyde vergi ödüyor; elektriğinde, doğal gazında, petrolünde, iletişiminde, yiyecekte, giyecekte, sigarada vesaire. Bütün bunların hepsini kattığınızda da aslında zam gibi gösterilen de diğer taraftan vergilere yapılan bu zamlarla, düzenlemelerle de ÖTV'yle, KDV'yle de diğer cepten alınıyor yani bir cepten koyulan diğer cepten alınıyor. O yüzden, biz diyoruz ki sosyal devletin gereği olan asgari ücretlinin de Avrupa Birliği standartlarına çıkabilmesi için, millî gelirin de daha yükseklere çıkarılabilmesi için daha yeni düzenlemeler şart. Sadece bunlar olmaz, bunun yanında üretimin desteklenmesi, üretimle birlikte, çalışanın bu gelirden daha adaletli bir şekilde pay sahibi olması gerekir diyorum.
Bu düzenleme de şimdi dört aylık yapılmış ancak daha köklü bir yapılanmanın belki bir dahaki dönem için yapılmasının da elzem olduğunu söylüyorum ve hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)