| Konu: | Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 26.10.2016 |
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; asgari ücreti 7 Haziran 2015 seçimlerinden önce Cumhuriyet Halk Partisi net 1.500 liraya çıkaracağını açıkladı. Adalet ve Kalkınma Partisi bunun olabilirliğini tartışmaya açtı ancak 1 Kasım 2015 seçimleri öncesi Adalet ve Kalkınma Partisi de 1.300 liraya net asgari ücreti çıkaracağı sözünü verdi. Bununla ilgili Hükûmetin yaptığı düzenlemede asgari ücretin 1.300 liraya çıkarıldığı açıklandı. Ne var ki asgari geçim indirimi net asgari ücrete eklenerek yapılan bu uygulamada, özünde asgari ücret 1.177 lira olarak gerçekleşti. Asgari ücretin vergi dilimi nedeniyle şimdi bir düzenlemeye gidiliyor, asgari ücretteki 70 liralık düşmenin önlenmesi amaçlanıyor. Uygulamayı doğru ancak yetersiz buluyoruz.
Hükûmetin bugün getirmeyi düşündüğü çözümün, asgari ücretin az üzerinde ücret alan kesimler dâhil olmak üzere, geri kalan milyonlarca ücretliye hiçbir katkısı olmayacaktır. Bu böyle yapılacağına göre, geriye bir tek, vergi matrahı ne olursa olsun eğer işçinin eline asgari ücretin altında bir ücret geçiyorsa bunun yukarıya doğru tamamlanması işlemi kalıyor. Bu işlem nasıl yapılacak, henüz net değil. Ancak burada esas soru şu: Asgari ücret değerlendirilirken asgari geçim indirimi tutarı mı esas alınacak yoksa asgari geçim indirimi hariç, çıplak, gerçek asgari ücret yani net 1.177 lira mı? Çünkü asgari geçim tutarları her ücretliye göre farklılık göstermekte, eşinin çalışıp çalışmamasından çocuk sayısına kadar değişiklikler göstermektedir.
Asgari geçim indirimi tutarı dâhil değerlendirildiğinde bu işçileri hâlen vergi kesintileri bekliyor olacak. Bu konuyu irdelemekte ve takip etmekte yarar var çünkü Hükûmet yetkililerinin açıklamaları kimsenin 1.300 TL'nin altında alamayacağı şeklinde.
Yakın zamanda bekleyen başka bir tehlike, zorunlu bireysel emeklilik. 1 Ocak 2017'den itibaren zorunlu bireysel emeklilik sistemi devreye giriyor. Hükûmet darbe ve OHAL'in sağladığı toz duman ortamı içinde Varlık Fonu'yla zorunlu bireysel emeklilik sistemini yasallaştırdı.
Ocak ayından itibaren tüm çalışanların prime esas kazançlarından yüzde 3 oranında zorunlu bireysel emeklilik kesintisi yapılacak. Asgari ücretin bugünkü tutarını esas aldığımızda, her çalışandan ocak ayından itibaren 50 Türk liralık kesinti yapılacak. Kesinti miktarları işçi ve emekçilerin brüt kazançlarına göre ise artacak. Örneğin, 3 bin lira brüt kazancı olandan her ay 90 lira kesinti olacak demek. İki ay içerisinde bu sistemden çıkılabilecek ancak bu sürede çıkılmaz ise sistemden geri çıkış da artık mümkün değil.
Bu konu, 2017 yılı için belirlenecek asgari ücret tartışmalarını ve vergi kesintilerini de yakından ilgilendiriyor.
Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Bakan asgari ücreti "enflasyona yoksulların ezdirilmediği" ifadesiyle tanımlıyor ama ancak uygulamada yoksullar ile varlıklılar arasındaki gelir dengesi, ne yazık ki yoksullar aleyhine giderek bozuluyor.
Bunun yanında 4/B'lilerle, 4/C'lilerle, taşerona verilen kadro sözüyle, yaşa takılan emeklilerin sorunlarıyla; İntibak Yasası'yla, 2000 yılı öncesindeki emeklilerle ilgili düzenlemelerle, emeklilerin ilaç katkı payıyla ilgili sorularımıza ne yazık ki Bakan yanıt vermiyor. Çalışanlar, her alanda olduğu gibi bu konuda da Hükûmetin unuttuğu kesim hâline gelmiş durumda.
Özünde, burada yapılan düzenlemeyle bir mağduriyet giderilmiyor; hak ettiklerini, emeğinin karşılığını alamayan işçilere, gelir vergisi diliminden dolayı kısmen kaybolan haklarının verilmesi şeklinde bir uygulama gerçekleşiyor. Dediğimiz gibi, uygulama doğru ama yeterli bulmuyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)