| Konu: | Kadınların sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 14 |
| Tarih: | 01.11.2016 |
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'de kadına yönelik şiddet, cinsiyet eşitsizliği, güvencesiz çalışma durumları, mülteci kadınların yaşadığı sorunlar her geçen gün artarak büyük sayılara ulaşmakta maalesef. Ve bunun yanı sıra pek çok kadın, bugün genel tutuklama ve gözaltı hamleleriyle, onlar da nasibini alarak gözaltına alınmakta, işkence görmekte ve darbedilmektedir. Demokrasi ve eşitlik temelinde oluşturulan eş başkanlık sistemi gasbedilmekte, eş başkanlarımız gözaltına alınmakta ve avukatlarıyla dahi günler geçtikten sonra görüştürülmektedir. Hükûmetin kadınları aşağılayan söylemleri, kadınların giydiği giysiler üzerinden tacizi meşru göstermeye çalışan erkeklere "Hoşuna gitmiyorsa mırıldanırsın." diyerek erkekleri daha çok suça teşvik etmekte, suç işleyen erkekleri ise yargı "Akli dengesi yerinde değil." diyerek iyi hâlden serbest bırakmaktadır. Hâkim, örneğin, son olarak metrobüste yüzüne tekme yiyen arkadaşımız Ayşegül Terzi'ye "Başka girişimde bulunursa bildirirsiniz." diyerek yeni tacizlere mahal vermektedir. Bu suçu işleyen erkekler ise taciz ettiği kadınlar için "Tahrik edici giyinmişti." diyerek kendilerini savunmaktadırlar. Yıllardır kadınlar aslında bu muameleleri, bu anlayışı çok iyi biliyorlar ve yıllarca bu anlayışa karşı, bu erkek egemen zihniyete karşı mücadele ettik. Bunun için Mor Çatı gibi kadın sığınma vakıflarını kurduk; bunun için şiddete, dayağa karşı dayanışma yürüyüşleri gerçekleştirdik; bunun için cinsel tacize karşı, tecavüze karşı kampanyalar yürüttük. Bugün 1980'li yıllarda verdiğimiz bu mücadeleden gene aynı noktaya gelmek ve gene kadınların aynı mücadeleleri vermek zorunda kalması gerçekten hazin bir durumdur.
Kadınlar yürüttükleri mücadeleyle çok ciddi kazanımlar elde ettiler, çok ciddi kurumsallaşmalar gerçekleşti ancak yine aynı zihniyet bugün geçmişte olduğundan çok daha fazla ve çok daha erkek egemen bir biçimde, eril bir biçimde, militarist bir biçimde iktidarda olduğu için artık hiçbir şekilde ayrım gözetmeksizin bütün kadınlara gücünü göstermeye çalışmakta.
KJA'ya yapılan baskın, KJA sözcüsü Ayla Akat Ata'nın gözaltına alınması, dünyada tek kadın haber ajansı olan JINHA'nın kapatılması kadın mücadelesini kırmaya yönelik çabalardır. Bu boşuna çabaların sonucudur ki, dikkatinizi çekmek isterim, Türkiye, Dünya Ekonomik Forumu'nun 2016 Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu'na göre cinsiyet eşitliği karnesinde 144 ülke arasında 130'uncu sıradadır. Türkiye, kadınlarla ilgili yaptığı uygulamalar nedeniyle 130'uncu sıraya gerilemiş durumdadır.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsünün yayınladığı raporunda, 2016 yılında kadın işsizliği yüzde 12,4'e yükselmiş, özellikle genç kadın işsizliğinde artış olmuş ve kadın istihdam oranı inanılmaz ölçüde düşmüştür ve kadın cinayetlerinde öldürülen kadınları ise gerçekten saymakla bitiremiyoruz. Kadın cinayetleri, kadınların mücadelesine rağmen tepeden o az önce ifade ettiğim zihniyet nedeniyle, "Kadın-erkek eşitliği fıtratımızda yoktur." diyen zihniyet nedeniyle, "Mırıldanırsın." diyen zihniyet nedeniyle her tarafa daha fazla yayılmıştır ve güncel hayatta kadınlar, evlerin içerisinde, sokaklarda onları sahipleriymiş gibi gören, böyle görmeye çalışan ve bu görüşü de iktidar tarafından desteklenen erkeklerce şiddete uğramaktadırlar.
Evet, bugün ülkede yaşanan savaş, başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere, herkesi ciddi biçimde etkilemektedir. Bundan çıkmadığımız sürece kadınlara yönelik şiddetten de işçi cinayetlerinden de çıkmanın yolu yoktur. Savaş her yeri etkilemektedir ve bu savaşı bitirecek olan yine yıllarca olduğu gibi kadınların mücadelesidir.
Hepinize saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)