GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bilirkişilik Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:15
Tarih:02.11.2016

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla ve hürmetle selamlıyorum.

Görüşülmekte olan, Bilirkişilik Kanunu Tasarısı. Dünyada iki tane sistem var; sistemin bir tanesi, hâkimi, savcıları serbest bırakan bir sistem. Bir de, aynı zamanda bilirkişilerin zapturapt altına alınması. Şu anda yapmaya çalıştığımız bir sistem.

Bu sistemlere baktığımız zaman mevcut olan şu andaki uygulamada tüm mevzuatımıza bilirkişinin tarafsız, bağımsız, dürüst olması gerekir ve bunların içerisinde, bugüne kadar bilirkişilik yapacakların içerisinde, listesinde -tabii, Sayın Bakanının mesleki alanına girmiyor ama- Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşı olma şartı var. Mevcut olan bu tasarıda bilirkişilerin bilirkişilik yapabilmesi için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma şartı yok. Bunu sizden istirham ediyorum, bu şekilde eksiklik, vesaire... Siz yabancı ülkelere mi bilirkişilik yaptıracaksınız? Yani, Türkiye'de hangi kaynağımız eksik de "vatandaşlık" ibaresini özellikle yazmıyorsunuz; bir.

İki: Mevcut olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 20'nci maddesi -hukukçu arkadaşlarımız bilebilirler- ne diyor? "Tüzel kişilere ceza verilemez." diyor ve bu Bilirkişilik Kanunu Tasarısı'nda da tüzel kişiler de bilirkişilik yapıyor Sayın Bakan. Tüzel kişi bilirkişi raporunu tanzim etti, hâkimi yanılttı, gerçeğe aykırı rapor verdi, gerçeğe aykırı rapor verdiği için kişi mağdur oldu. Peki, bunun karşılığı yine Türk Ceza Kanunu'nun 285'inci maddesi diyor ki: "Gerçeğe aykırı bilirkişi raporunu veren kişiye şu kadardan şu kadara kadar ceza verilir." Peki, siz bilirkişiyi tüzel kişi yaptınız, 20'nci maddede "Tüzel kişiye ceza verilmez." diyor. Ne yapacaksınız bunu siz? Yani değerli arkadaşlar, bu şekilde hem "Tüzel kişiye ceza verilmez." diyeceksiniz, 20'nci madde açık ve net hem de Ceza Kanunu 285'e göre "Hakikate aykırı rapor verene ceza şu şekilde verilir." diyeceksiniz. Bu, kabul edilebilir bir durum değil.

Bir başka sorun: Cinsel tecavüz suçlarından mahkûm olan veyahut da yargılanan birisi bilirkişilik yapabilecek mi? Mevcut olan bu tasarınıza göre yapabilecek. Olabilecek bir iş mi bu değerli arkadaşlar? Bunu madem yapıyorsunuz gerçekten ehliyet ve liyakat esaslarına göre yapın.

"Bilirkişiler eğitilecek." deniliyor. O zaman, siz hâkiminizi, savcınızı dört yıllık fakülteden ve stajdan geçirecekseniz, bu eğitim de yetmeyecek, ekstra "Ben bunu eğiteceğim, bunu bilirkişi yetiştireceğim."

Arkadaşlar, buna kimse inanmaz ve bu ayrı bir handikaptır, ayrı sorunları bize getirecek. Biz ne diyoruz? "Bilirkişi, mahkeme hâkiminin süjesidir, yardımcısıdır." diyoruz, "Bu rapor hâkimi bağlamaz." diyoruz ve bu raporu denetleyecek olan kişi de mahkemedir, mahkemenin hâkimidir. Burada "Raporu üst kurul denetleyecek." şeklinde bir hüküm var.

Değerli arkadaşlar, üst kurul denetledi, onayladı, yargıca geldi, yargıç eğer "Ben onaylamıyorum." derse, ya ciddi görmezse, yarın öbür gün Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu "Ya, bu Bilirkişi Üst Kurulu bunu kabul etti, sen hangi gerekçeyle kabul etmiyorsun?" derse yargıca, ne yapacaksınız bunu siz?

Kanunun amacı tek bir şey olur, sorun yaratmayacak, adil olan ve gerçekten mevcut olan sorunları giderebilecek ihtiyaca cevap vermesi lazım. Bu düzenlemeyle, biz, idareye bağlı bir bilirkişi getiriyoruz yani bir vesayet kurumu getiriyoruz. Bilirkişinin tarafsızlığı, bağımsızlığı ne olacak?

Şimdi, ileride toplumsal davalar görülecek. Toplumsal davalarla ilgili siz bir bilirkişi heyeti oluşturdunuz, bu kanun da geçti. Onun dışında uzman bir kişiyi o mahkeme hâkimi seçemeyecek. Ergenekon, Balyoz'da 5 kişilik bilirkişi üyesi vardı. Bu 5 kişi de nereden gelmişti, nerede bunlar eğitildi? Amerika'da. Belgelerini istedim. Birer haftalık eğitimle geldiler bunlar. Savcılık aşamasında aynı polisler, Silivri duruşmalarında aynı polisler. Peki, o bilirkişiler ne oldu? Hepsi daha önce oluşturulmuş düzmece bilirkişiler değil miydi? Önümüzdeki toplumsal davalarda aynı düzmece bilirkişileri yargının karşısına çıkarırsanız ne olacak? (CHP sıralarından alkışlar) Yani arkadaşlar, bunlar gerçekten sıkıntı yaratan hususlar.

Hepinize teşekkür ve saygılar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT TANAL (Devamla) - Son cümle şu: Sayın Bakan dedi ki...

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tanal.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - İç Tüzük'ün dışına çıkma.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Son cümle, şunu söyledi: "Biz şunları yaptık, bunları..." Evet, bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti devleti için hakikaten kim taş üstüne taş koymuşsa teşekkür ederim. Ancak...

BAŞKAN - Sayın Tanal, teşekkür ederim.

MAHMUT TANAL (Devamla) - ...döneminizde yaşanan darbe girişiminin ülkeye hakikaten faturası kaldırılabilir bir husus değil. Bunu da sizler yaşattınız. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz.