| Konu: | Bilirkişilik Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 16 |
| Tarih: | 03.11.2016 |
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum. Bilirkişilik Kanunu Tasarısı üzerine söz aldım.
Tabii, bilirkişilik müessesesi bugüne kadar mahkemelerde gerçekten çok fazla kan kaybına sebebiyet veren bir kurum ve bilirkişilik âdeta bir meslek hâline geldi. Bunun derlenmesi, toparlanması gerekiyordu, ihtiyaç vardı ancak bu şekilde mi yapılmalıydı, bu ayrı bir tartışma konusu. Çünkü dünyaya baktığımız zaman bilirkişilik kurumu açısından serbest bırakılan yani yargıcın takdirine bırakılmış olan sistemler var, bu şekilde kayıt altına alınan sistemler var.
Kayıt altına alınan sistemler olsun veyahut da serbest bırakılan sistemler olsun, hangisine bakarsanız bakın, konuyla ilgili -eğer Sayın Komisyon Başkanları, Sayın Bakan da dinlerlerse faydalı olacak- mevcut olan Anayasa'mızın 74'üncü maddesinde şöyle bir hüküm var: Yabancıların dilekçe kullanma hakkı karşılıklılık ilkesine bağlı. Dilekçe hakkı Anayasa'mızda karşılıklılık ilkesine bağlı iken mevcut olan bilirkişilik kurumunu biz yabancılara da tanımış durumdayız. Yani Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşı dışında, Rusya'dan, Amerika'dan, İsrail'den, hangi ülkeden dilerseniz dileyin, gayet rahat, burada bu yabancılık unsuru engeli olmadığı için onlar da Türkiye'de bilirkişilik yapabilecekler.
Benim Sayın Adalet Bakanlığından ve Komisyondan istirhamım şu: Nasıl Anayasa'mızın 74'üncü maddesinde karşılıklılık ilkesi aranıyorsa, benim Türk vatandaşım yurt dışında bilirkişilik yapamıyorsa, Almanya'da, Amerika'da, İsrail'de, Rusya'da, Hindistan'da yapamıyorsa; onlar da burada yapamasın. Bu anayasal bir hak açısından, karşılıklılık ilkesi açısından... En azından eğer Türkiye Cumhuriyeti devleti hâlen bir sömürge devlet değilse o zaman siyasi bağımsızlık, ekonomik bağımsızlık açısından mutlak suretle Anayasa'mızın 74'üncü maddesindeki karşılıklılık ilkesine burada da yer vermek lazım. Aksi takdirde, bu Bilirkişilik Yasa Tasarısı, yabancılara hizmet eden bir yasa olmuş olacak.
Geliyoruz -ikinci konu aynı zamanda- Sayın Bakan, eğer bu bilirkişilik kanunu yine Ağa Holdinge veyahut da Cengiz İnşaata hizmet edecek olan bir kanunsa eskisini arar olacağız, tüzel kişiler bilirkişilik yapacak. Peki, birinci bölümde ve mevcut olan bugüne kadarki tüm bilirkişilik müesseseleri neydi? Kişinin şahsına bağlı olacak, liyakatine bağlı olacak, ehliyetine bağlı olacak. Şirketi kurdunuz; ehliyet, liyakat nerede kaldı? Şirket İstanbul'da kuruldu, 81 ilde şube açtı. Biraz önce bir başka konuşmacı arkadaşımızın dediği gibi, bu resmen bir ticarete dönüşmüş olacak. Yani, mevcut olan büyük şirketler bu alanı yine kapmış olacak.
Yine, bir başka handikap: Gayet açık, net Türk Ceza Kanunu'nun 20'nci maddesi diyor ki: "Tüzel kişilere ceza verilemez." Peki, mevcut olan bilirkişi, hakikate aykırı rapor düzenledi; mevcut olan Ceza Kanunu'muzun 285'inci maddesinde hüküm var, diyor ki: "Efendim, siz gerçeğe aykırı bilirkişi raporunu düzenlerseniz şuradan şuraya kadar ceza verilir." Peki, burada siz bilirkişiliği tüzel kişiye tevdi ettiniz, gönderdiniz. Diyebilirsiniz ki "Efendim, bilirkişi, raporu düzenleyen şahıs." O zaman o bilirkişilik kavramını oradan çıkarın.
Mevcut olan bu yasal düzenlemeyle -takdir hakkı açısından- liste belirlemede yargıcın takdir hakkını kaldırdığınız için, mevcut olan Anayasa'nın hukuk devleti ilkesine aykırı. Daha iyi bir bilirkişi bulabildim ben; diyelim ki beyefendi kendi alanında daha iyi uzmansa -sayın milletvekilimiz- ondan daha uzmansa ve listedeki kişi akademik anlamda, bilgi anlamında, donanım anlamında o kaliteye sahip değilse benim Anayasa'nın 36'ncı maddesi uyarınca hak arama özgürlüğü çerçevesinde daha kaliteli bilirkişiden yararlanma hakkım olmaz mı? Bu da engellenmiş oluyor. Yani, listeye bağımlılık, hak arama özgürlüğüne de, Anayasa'mızın 2'nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine de aykırılık teşkil eder.
Bu eleştirilerimin nazara alınmasını, düzenlemedeki bu eksiklerin giderilmesini istirham ediyorum.
Daha söylenilecek çok şey var. Sıra geldikçe onları da söylemiş olacağım.
Teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)