GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Tekirdağ ilinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:17
Tarih:08.11.2016

CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugünler ilçelerimizin ve 13 Kasım Tekirdağ'ımızın düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümü. Aslında, gönül isterdi ki bugün Tekirdağlıların kahramanlıklarından, Kurtuluş Savaşı'mızdan, kan dökerek, can vererek kazandığımız bağımsızlıktan söz edebilseydim; 13 Kasımın cumhuriyeti ve onun değerlerini özümseyen Tekirdağlılar için bir gurur günü olduğunu söyleyebilseydim; gönül isterdi ki o günden bugüne cumhuriyeti ve demokrasiyi tüm kurum ve kuruluşlarımızla tesis ettiğimizi, doğamıza, toprağımıza, toplumsal barışımıza sahip çıkabildiğimizi söyleseydim ama maalesef, bugün ne doğamız ne toprağımız ne toplumsal barışımız ne de cumhuriyetimiz güvende. Maalesef, üzülerek ifade ediyorum ki birilerinin rantı uğruna doğamız, ormanlarımız katledilirken birilerinin ihtirası uğruna toplumsal barışımız, cumhuriyetimiz ve demokrasimiz iğdiş ediliyor.

Eğer bir ülkede insanlar gece yatağa "Acaba nasıl bir ülkeye uyanacağım?" diye giriyorlarsa o ülke artık yönetilemez hâle gelmiş demektir. Kimse geleceğe dair umutla bakmıyorsa, herkes kaygı içinde yaşıyorsa o ülkede yaşamanın adı "kâbus" olmuş demektir. İşte, iktidar Türkiye'yi günden güne böyle bir ülke hâline getirmiştir; keyfîlik, adaletsizlik, hukuksuzluk maalesef artık gündelik hâle gelmiş durumda. Artık kocaman bir hapishanede yaşıyoruz hepimiz. Hani bir örnek var, bir düğmeyi yanlış iliklersen hepsi yanlış gider diye. Artık sizler bütün düğmelerin yerlerini karıştırdınız. Dış politikadan güvenliğe, ekonomiden hukuka her şeyi elinize yüzünüze bulaştırdınız. Şu anda darbe girişiminden bir fırsat yaratma, bunu bir fırsata çevirme peşindesiniz. FETÖ'cüler ile FETÖ konusundaki günahlarınızın listesini okusak saatler alacakken burada, gerçekten darbeye bulaşmamış, hiç alakası olmayan insanların hapse atılmasına, gazetecilerin tutuklanmasına nasıl seyirci kalıyorsunuz, nasıl içinize sindiriyorsunuz bilemiyorum.

Değerli milletvekilleri, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu "Seçimle gelen seçimle gider." dediğinde, "Hukuki süreçler tamamlanıp hükmün kesinleşmesi durumundan önce milletvekillerinin tutuklanması Anayasa'ya ve Anayasa Mahkemesinin içtihatlarına aykırıdır." denildiğinde ya, aman Allah'ım, yer yerinden oynadı. Sanki Genel Başkanımız, şehitlerimize "kelle" demiş; sanki Genel Başkanımız, Abdullah Öcalan'a "Sayın Öcalan" deyip ona methiyeler düzmüş, sanki Genel Başkanımız, onun bildirisini meydanlarda okumuş; sanki valiye, askere "PKK'nın şehirlere yığdığı silahları, kazdığı hendekleri görmezden gelin." diye talimat vermiş; sanki bombalar patlarken, herkes acılar içindeyken "Anket yaptırdık, oylarımız artıyor." demiş. Peki, ya, siz değil miydiniz bugün "terörist" dedikleriniz ile Dolmabahçe'de pozlar veren? (CHP sıralarından alkışlar) Siz değil miydiniz onlarla mutabakat metni hazırlayan? Ne değişti? Dün onlar ne söylüyorsa bugün de aynı şeyi söylüyorlar. Peki, ya, siz değil miydiniz bugün "darbeci" dediklerinizle -onları askeriyeye, yargıya, Emniyete elinizle tek tek yerleştiren- beraber orduya kumpas kuran ve örgüt lideri olarak Genelkurmay Başkanını yargılayan? Bunlar sizler değil miydiniz? "Terör örgütübaşı" dediğiniz kişiye methiyeler düzen ve onun için "Artık bu hasret bitsin." diye çağrılar yapan siz değil miydiniz? Ya siz değil miydiniz peki, söz konusu sizin milletvekilleriniz, sizin bakanınız, sizin çocuklarınız, sizin iş adamlarınız olduğunda Mecliste parmaklarınızı kaldırarak tarihimizin en büyük yolsuzluğunu, 17-25 Aralık yolsuzluğunun üstünü örten, bunları yargıdan kaçıran sizler değil miydiniz? Tabii, bugün "Dün dündür, bugün bugündür." diyebilirsiniz. Siz, kendi menfaatleriniz uğruna her yolu mübah görebilirsiniz. Siz, bunları böyle yapabilirsiniz ama bizim anlayışımız şu: Bizim anlayışımızı belirleyen hukuktur, demokrasidir, adalettir ve vicdandır. Bizim anlayışımız, öyle kişisel çıkarlarımız için, kişisel ikballerimiz için değişmez. Biz dün ne söylüyorsak bugün de burada söylemeye devam edeceğiz, gelecekte de bunu söylemeye devam edeceğiz, bu değişmeyecek. Emin olun, sizler için de bir gün bunları söyleyeceğiz, hiç meraklanmayın.

Ben cümleme son verirken tekrar Tekirdağ'ımızın düşman işgalinden kurtuluşunun 94'üncü yılını kutluyorum.

Hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Yüceer.