GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 669 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması ve Milli Savunma Üniversitesi Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname (1/751) ve İçtüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:18
Tarih:09.11.2016

HALUK PEKŞEN (Trabzon) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; bir grup başkan vekili bir şey söylerse ben bunu çok önemserim. Sayın grup başkan vekili biraz önce buraya geldiğinde, özellikle FETÖ'ye ilişkin görüşlerini buraya aktarırken altını çizerek bir şey söyledi, bir hukuki tespitten bahsetti, "Bu tespitin tarihi önemlidir." dedi. Evet, gayet doğru, haklı, ben de katılıyorum. "Bu tespitin tarihi, 17 Aralık olarak belirlenmiştir." dedi.

Peki, ben soruyorum şimdi: Sayın grup başkan vekili, 17 Aralıkta terör örgütü tespiti yaptıysanız, Sayın Fehmi Koru'yu, hangi gerekçeyle aracı kılarak Amerika Birleşik Devletleri'ne, Pensilvanya'ya "Biz kardeşiz, barışı sağlayalım." diye gönderdiniz? Bu bir. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

İki: Sayın grup başkan vekili, madem 17 Aralık, bu terör örgütüyle ilgili sizin yapmış olduğunuz tespit. Buna hiçbir itirazımız yok. Millî İstihbarat Teşkilatı, 17 Aralıktan sonra size 1.715 bürokratın ismini verdi, askerin ismini verdi, "1.715 FETÖ örgütü mensubu devletin içerisinde etkin noktalardadır, bunlarla ilgili gereğini yapın." dedi. Bunlarla ilgili hiçbir şey yapmadınız ama 1.685'i, 15 Temmuz gecesi ellerinde silahlar, bu ülkenin insanlarını katlettiler. Peki, siz bu terör örgütüne niye göz yumdunuz madem o tarih 17 Aralık tarihiydi? Bunun hesabını elbette halk soracak. (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, devam edelim, gelelim kanun hükmünde kararname konusuna. Saygıdeğer milletvekilleri, silah arkadaşlığı, Silahlı Kuvvetler için o kadar önemlidir ki. Silah arkadaşınız, sırtınızı döneceğiniz arkadaştır. Siz, silah arkadaşlığını bitirdiniz. Ne demektir, bunu anlamanız için bir örnek anlatayım size: 2015 yılında Malatya'da 2 tane Fantom uçağı sisin içerisinde dağa çarptı ve 4 pilotumuz orada şehit oldu. Niçin şehit oldular biliyor musunuz, niçin 2 tane uçak aynı anda? Çünkü ikili kol sisteminde uçuyorlar. Lider uçağı, arkasındaki uçak takip eder; lider nereye gidiyorsa kol da onu takip eder, ona mutlak inanır. O ne yapıyorsa onunla aynısını arkadaki yapar çünkü ona güvenmek zorundadır, askerlik böyle bir şey. Siz, terör örgütüyle cephedesiniz, onunla savaşırken arkanızdaki silah arkadaşınızın sizin için ölmeye hazır olduğunu ve sizi vurmayacağına emin olursunuz. İşte, tam böyledir. Onun için birinci uçak dağa vurdu, arkasındaki de ona inandığı için o da vurdu ve 4 şehidimiz oldu. Bu, silah arkadaşlığıydı ama siz ne yaptınız biliyor musunuz? O silah arkadaşlığını bitirdiniz. Nasıl? Genelkurmay Başkanının emir subayını, onun gırtlağını sıkacak hâle getirdiniz. Cumhurbaşkanının emir subayını, Cumhurbaşkanına komplo kuracak hâle getirdiniz. (CHP sıralarından alkışlar) İşte, bitirdiğiniz buydu. Şimdi de bunun burada perçinlemesini yapıyorsunuz. Yapmayın diyoruz bunu, ordunun içerisine lütfen siyaseti sokmayın.

Bakın, Rus general söylüyor, onu bari lütfen doğru okuyun, diyor ki: "Karadeniz artık bir Türk gölü değildir." Buna Demirelvari bir cevap verilebilirdi, "Karadeniz binaenaleyh göl de değildir." denilebilirdi. Bu, işin esprisiydi ama bir gerçeğin altını çizdi, Karadeniz'de bu Silahlı Kuvvetler, bizim gemilerimizin bayraklarını dalgalandırdığında hepimizin gururuydu ama şimdi değil. Peki, Karadeniz'de öyle de başka yerde nasıl? Bakın, 2006 yılında dünyanın 4 tane hava kuvvetlerinin yapabildiği bir büyük operasyonu biz yaptık, başardık. Neydi? 2006 yılında 17 askerî hava meydanından geceleyin 54 tane uçağımızı kaldırdık, üçüncü bir ülkeye gönderdik ve orada gece operasyonları yaptı, hiçbir aksama olmadan eksiksiz olarak geldiler ve meydanlarına indiler. Bu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin büyük operasyon gücüydü ama onu da kırdınız. Bunu yapmayın, böyle, Silahlı Kuvvetlerin içerisine siyaseti sokmayın. Siyaseti soktuğunuz zaman bunun sonu gelmez.

Onun için sizi uyarıyoruz, bugün iktidarsınız, elinize geçirdiğiniz her şeyle büyük hatalar yapıyorsunuz. Bakın, hatayı söyleyeyim size, sizi buradan uyardık, Cumhuriyet Halk Partisi dedi ki: "FETÖ'yle mücadele ederken FETÖ'ye destek verecek şekilde büyük hatalar yapıyorsunuz." Cumhuriyet gazetesi, cepheyi FETÖ lehine geliştirmek için büyük hatanızdır. Her kim soruşturduysa... O savcıyla ilgili sizi buradan uyardım. Cumhuriyet gazetesine sizin operasyon yapan savcınızla ilgili sizi günler öncesinden uyardım, "Bu savcı, FETÖ'cüdür." dedim. Doğru çıktım, haklı çıktım, öyle değil mi?

Devamını bir sonraki maddede anlatacağım.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)