GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 674 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (1/760) ve İçtüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:19
Tarih:10.11.2016

ERKAN AYDIN (Bursa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün 78'inci yılında şükran ve özlemle tekrar tekrar anıyorum.

Yine, kanun hükmünde kararnameleri konuşuyoruz. Hükûmet, Anayasa gereği, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirip içinde Anayasa'ya aykırılık taşıyan birçok maddeyi bu görüşmelerle kılıfına uydurmaya çalışıyor. Belli ki uzun bir süre Türkiye'yi kararnamelerle yönetmekte kararlılar.

Bakın, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk bu kürsüden 1937 yılında ne diyor? "Modern hükûmetçiliğin en belirgin özelliği, halkı gücüne olduğu kadar şefkatine de içtenlikle inandırabilmesidir." diyor. Burada aslında Rize Milletvekili Osman Bey'den bir çıkış bekliyorduk "1 Kasıma bakalım." diye ama herhâlde başka bir şeyle ilgileniyor, o yüzden dinleyemedi. Yani burada şefkat de lazım. Sadece "Oy ve güç elime geçti." diyerek bir yönetimin olmadığını Ulu Önder Atatürk söylüyor.

Şimdi, bakıyoruz AKP Hükûmetine, bu düşünceden çok çok uzakta. Hangi birisini sayayım? Meclisin devre dışı bırakılması, Anayasa'nın askıya alınması, bütün dünyaya ayar verme üzerine kurulu dış politika, el konulan medya organları, hapse atılan aydınlar, yazarlar, gazeteciler, seçilmişler. İçeride ve dışarıda sürdürülen büyük bir kavga var. Tüm bu kavgalardan, çatışmalardan sonra ortaya güçlü bir Türkiye çıkacağını sananlara soruyorum: Her ülkede farklı düşünen, farklı inançtan, mezhepten, ideolojiden insanlar yaşıyor. Gelişmiş toplumlar bir arada yaşamanın formülünü bulmuşlar. Bu formülü de güçlü bir anayasa ve bağımsız bir yargıyla da teminat altına almışlar.

Yine, Atatürk 1937 yılında gene bu kürsüden ne diyor? "Bilindiği gibi, biz yurt güvenliğinin içinde kişilerin güvenliğinin de, ona yaraşacak biçimde olmasını göz önünde tutarız. Bu güvenlik, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının ve Türk yargıçlarının güvencesi altında, en ileri biçimde varlığını sürdürmektedir." Bakıyoruz, yargıyı siyasallaştıran Hükûmet, bu ilkeden çok ama çok uzakta.

Bitmiyor, dışarıdan gelen yatırımlar o ekonominin olmazsa olmazı. Anayasa'nın, hukukun, özgür düşüncenin, bağımsız medyanın olmadığı ülkelere yabancı yatırımcı gelmez; tehditle, baskıyla, meydan okumayla da getiremezsiniz. Para, güvendiği yere gider. Tüm bunlar baskı altına alındığı için yatırımcılar kaçıyor, onlar kaçtığı için de döviz yükseliyor, ekonomi zayıflıyor. Buradan nasıl güçlü bir ülke çıkacak herkese soruyorum.

Dış politika üzerine de gene bu Meclisten Atatürk ne demiş: "Son yıllarda uluslararası ilişkilerde sürekli değişiklikler olmasına karşın biz bu karışıklığın ortasında, barışseverlik dolu duygularla karşılıklı dostluklarımıza uygun hareket ediyoruz. Onların nitelik ve alanlarını genişletmeye uygun düşüncesi ile uluslararası durum ve görevimizi göz önünde tutarak çalışıyoruz."

Değerli milletvekilleri, herkesle kavga eden, herkese tehdit savuran bir ülkeye kim iyi gözle bakabilir, kim ciddiye alır, kim o ülkenin iyiliğini ister? (CHP sıralarından alkışlar)

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Bravo Erkan!

ERKAN AYDIN (Devamla) - Teşekkür ederim, sağ olun.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Gaza gelme, gaza gelme! Gaza gelme, bak tufaya düşersin.

ERKAN AYDIN (Devamla) - Osman Bey, sonunda laf attın, ne zaman laf atacaksın diye bekliyoruz ya!

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Gaza gelme, çok gördük öyle!

ERKAN AYDIN (Devamla) - Bak, gereğini sonunda yaptın.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Gaza gelme bakayım, konuşmana devam et.

ERKAN AYDIN (Devamla) - 1 Kasım... 1 Kasım...

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Çalışacaksın, tabii çalışacaksın, öğreneceksin, işi öğreneceksin.

ERKAN AYDIN (Devamla) - Gücün yoksa sözün dinlenmez Osman Bey, önce gücün olacak.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Evet, işi öğreneceksin, çalışacaksın!

ERKAN AYDIN (Devamla) - Oradan oturarak ülke yönettiğin zaman bir de bakıyorsun ülke krizin ortasına girmiş.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Öyle hazırdan yok bu işler, bu işler öyle hazırdan olmaz çalışacaksın; esnafa gideceksin, köylüye gideceksin, muhtara gideceksin.

ERKAN AYDIN (Devamla) - Bakın, buradan tek bir çıkış yolu var.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Çalışacaksın, ondan sonra konuşacaksın!

BAŞKAN - Sayın Bak, tamam.

ERKAN AYDIN (Devamla) - Ben buradan gene Ulu Önder Atatürk'ün sözüyle bitiriyorum.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Daha çok iş var, çok.

ERKAN AYDIN (Devamla) - Kulaklarına küpe olsun Osman Bey.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - 10 tane seçimde kaybettiniz, hâlâ kaybedeceksiniz.

ERKAN AYDIN (Devamla) - Bakın, Atatürk ne diyor, cumhuriyet için ne diyor, Osman Bey iyi dinle.

BAŞKAN - Sayın Bak, bana bak Sayın Bak!

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Bu kafayla sittin sene hiçbir zaman olamazsınız. Başbakanın dediği gibi sittin sene iktidar olamazsınız!

BAŞKAN - Bana bak, lütfen Sayın Bak!

ERKAN AYDIN (Devamla) - Ben beş dakika istiyorum, beş dakika ekleyin Sayın Başkan.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Hayır, sataşan sensin, sataşan sensin! Konuşmana devam et!

ERKAN AYDIN (Devamla) - Bakın, Osman Bey...

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Bursa sokaklarında yürüyemezsin.

BAŞKAN - Sayın Bak, lütfen ama!

ERKAN AYDIN (Devamla) - Sayın Bak, kulaklarını iyi aç.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Teröristlerin avukatlığını yapmayacaksın. Bir de teröristlere söyle, bir de PKK'ya laf söyle, bir de DAEŞ'e laf söyle!

ERKAN AYDIN (Devamla) - Atatürk ne diyor Atatürk, cumhuriyet için ne diyor iyi dinle.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Bir de DAEŞ'e söyle, bir de PKK'ya söyle. Sokakta yürüyemezsin bak, ona göre.

ERKAN AYDIN (Devamla) - Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk diyor ki: "Cumhuriyet demokratik idarenin..."

BAŞKAN - Sayın Bak, lütfen, bana bak dedim ve...

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Şehitler var, şehitler!

BAŞKAN - Kesin, lütfen.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Bir de teröristlere söyle!

ERKAN AYDIN (Devamla) - Bakın, üç dakikam gitti.

BAŞKAN - Lütfen, Sayın Bak...

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Bir de teröristlere söyle.

ERKAN AYDIN (Devamla) - Ben sana söylüyorum.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Bana söyleme, teröristlere söyle.

ERKAN AYDIN (Devamla) - İşte, sana söylüyorum. Sen nasıl anlarsan.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Bu ülkeyi yıkmak isteyenlere söyle, hainlere söyle. Hainlere söyle, hainlere.

ERKAN AYDIN (Devamla) - Sana söylüyorum, sen üzerine nasıl alınırsan.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Bana söyleme, hainlere söyle.

ERKAN AYDIN (Devamla) - Ya, sana söylüyorum işte.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Hainlere söyle sen.

BAŞKAN - Sayın Bak, lütfen...

Sayın Aydın, ben bir dakika vereceğim, siz tamamlayın lütfen.

Buyurun.

ERKAN AYDIN (Devamla) - Üç dakikam gitti ya, üç dakikam.

BAŞKAN - Normalde hiç vermiyorum. Bir dakika veriyorum size.

ERKAN AYDIN (Devamla) - Tamam.

BAŞKAN - Buyurun.

ERKAN AYDIN (Devamla) - Osman Bey, gene sana söylüyorum, kulaklarını aç da dinle.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Başkanım, sataşma var, söz istiyorum.

ERKAN AYDIN (Devamla) - Buradan çıkışın tek bir yolu var, o da: Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve onun söylediklerini uygulamak.

Ne demiş gene Mustafa Kemal Atatürk? Cumhuriyet için demiş ki: "Cumhuriyet, demokratik idarenin tam ve mükemmel bir ifadesidir. Bu rejim, halkın gelişimini ve yükselişini sağlayan, onlardan esirlik ve soysuzluk, dalkavukluk hislerini uzaklaştıran bir yoldur." Yani, "Dalkavukluğa gitmeyin." demiş. Tek yol "Cumhuriyete dört elle sarılın. Sarıldığınız zaman da o her zaman söylediğimiz müreffeh medeniyetler seviyesine ulaşabilirsiniz." demiş. Oradan, oturduğunuz yerden laf atarak, insanların sözünü keserek bir yere ulaşamazsınız diyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Sayın Başkanım, siz de şahit oldunuz yani ben hiçbir şey söylememiştim, ilk önce kendisi sataştı, cevap vermek istiyorum. Beni suçladı efendim, kayıtlara geçmesi açısından konuşmam lazım.

BAŞKAN - Bulunduğunuz yerden cevap verin Sayın Bak.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)

4.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydın'ın, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı'nın odasında kamera bulunduğu iddiasıyla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Emniyet tarafından gerekli inceleme ve soruşturmanın başlatıldığına ilişkin konuşması

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, az önce Sayın Akçay'ın dile getirdiği, hakikaten bizim de önemsediğimiz iddiayla ilgili biz gerekli yerlere de girişimlerde bulunduk Meclis Başkanlığı olarak. Dile getirilen iddia, Kocaeli Milletvekilimiz Sayın Saffet Sancaklı'nın odasında bulunan kamera konusundaki iddia bugün itibarıyla zannediyorum intikal ettirilmiş sizler tarafından bir dilekçeyle. Haberdar olur olmaz gerek Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tarafından gerekse Emniyet birimi tarafından ivedi olarak konunun idari, teknik ve adli açıdan açıklığa kavuşturulması adına gerekli inceleme, soruşturma başlatıldığı; inceleme tamamlandığında da konu hakkında ayrıca ilgili muhatapları nezdinde ayrıntılı bilgilendirmenin yapılacağı bilgisi tarafımıza iletilmiştir. O bilgiyi sizinle paylaşmak istedim ve bunun takipçisi olacağımızı bir kez daha ifade ediyorum.

Teşekkür ediyorum.