GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:22
Tarih:17.11.2016

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet Kalkınma Partisinin grup önerisi üzerine söz aldım, muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Her ne kadar İç Tüzük gereği lehte söz almışsak da, Sayın Turan, artık lehte midir aleyhte midir, konuşmadan sonra takdir sizindir.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bu grup önerisi 438 sıra sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nda ve değişik kanunlarda değişiklik yapan bir kanun tasarısının Genel Kurul gündeminin önüne alınması için getiriliyor.

Şimdi, neredeyse her hafta bir gündem değişikliği söz konusu. Tasarının içeriğine ilişkin görüşlerimizi biraz sonra görüşmeler başladığında Milliyetçi Hareket Partisi Grubundan değerli milletvekili arkadaşlarımız ayrıntılı olarak yüce Meclise sunacaklar. Ancak burada özellikle dikkat etmek istediğim bir husus var: Şimdi -bilhassa 24'üncü Dönemde görev yapan milletvekili arkadaşlarımız da çok iyi hatırlayacaklardır- yıllardır tartışılan en önemli konulardan birisi de Hükûmet tarafından getirilen torba kanun tasarıları ve teklifleri. 2014 yılının Eylül ayında zamanın Hükûmet sözcüsü ve Başbakanı bu konuda söz de vermişlerdi. Hakikaten, torba tasarı görüşmelerinin yasama kalitesini bozduğunu, plan, programdan uzak, kaliteli bir çalışma olmadığını da ifade etmişlerdi, itiraf etmişlerdi. Fakat o günden bugüne değişen hiçbir şey yok. 2014 Eylülünden bugüne tam 15 torba tasarıyı görüştük, bugün 16'ncısı görüşülecek. Bu 438 sıra sayılı, adı "Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda..." diye başlayan bu teklif de neticede bir torba mahiyette yüce Meclise geliyor. 48 maddede, 12 farklı kanunda bir değişiklik öngörüyor. Bu denli çok sayıda kanunda değişiklik yapılması getirilen yasal düzenlemelerin yeterince tartışılmamasına da yol açmaktadır ve dolayısıyla yasama kalitesini de ciddi miktarda düşürmektedir.

Şimdi, öte yandan, bu tasarıda yer alan maddelerin önemli bir kısmı, daha yakın tarihlerde yapılan değişikliklerin tekrar bir değişikliği şeklinde geliyor, bir kısmı da Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti ve uygulamada ortaya çıkan sorunlara yol açan düzenlemeleri içeriyordu. Kanunların bu denli hızlı bir şekilde değişmesi, ülkemizdeki yasama faaliyetinin ve altyapısının yerleşmesine de engel oluyor. Kanunların uygulanmasına, burada bir uygulama birliğinin sağlanmasına da aykırılık teşkil ediyor, mâni oluyor ve bu husus, aynı zamanda, hukuk devleti ilkesini de zedeliyor. Ve buna ilişkin geçmişte bu maddelerle ilgili yapılan tartışmaları dikkate aldığımızda muhalefetin uyarılarının da hiç dikkate alınmadığını görüyoruz. Eğer muhalefetin o zamanki uyarıları dikkate alınmış olsaydı bugün bu düzenlemeleri yapmak da gerekmeyecekti.

Şimdi, değerli arkadaşlar, lafa geldi mi 2023, 2071 hedeflerinden bahsediyorsunuz Sayın Turan ama bir hafta, bir ay ve bir yıl sonrasını maalesef öngöremiyorsunuz çünkü plan yok, program yok, öngörü yok, vizyon yok. Kanunlar âdeta yapboz tahtasına dönmüş, yasama faaliyeti âdeta boşa dönen kasnak gibi dönüyor. Devamlı aynı değişiklikler tekrarlanmak zorunda kalınıyor. Stratejik plan yok. Üç yıllık orta vadeli bir programın ne öngörülebilir hedefleri tutuyor ve sürekli kısa vadeli hedefler ve öngörüler dahi revize edilmek durumunda kalıyor.

Şimdi, bu 438 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nda çok ilginç bazı hususları dikkatinize sunmak istiyorum. 2'nci maddede Askerî Ceza Kanunu'nun ek 8'inci maddesinde bir değişiklik geliyor. Aynı maddede 23 Haziran 2016 tarihinde değişiklik yapılmıştı. 23 Hazirandan bugüne ne geçti arkadaşlar? Temmuz, ağustos, eylül, ekim; dört ay sonra aynı maddede tekrar değişiklik getirmek durumunda kalıyorsunuz. 10'uncu madde Adalet Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 34/A maddesi, o da 18 Haziran 2014 tarihinde bir değişikliğe uğramıştı. Şimdi, iki yıl dört aylık bir süre sonra tekrar aynı maddede bir değişikliğe gidiliyor.

Yine, bu 438'in 13'üncü maddesi Türk Ceza Kanunu'nun 103'üncü maddesinde bir değişiklik getiriyor ve bu 103'üncü maddede, yine, 18 Haziran 2014 tarihinde 6548 sayılı Kanun'un 59'uncu maddesiyle değişiklik yapılmıştı. 14'üncü madde, yine, Türk Ceza Kanunu'nun 158'inci maddesinde 3 Nisan 2013 tarihinde değişmişti, üç yılı aşkın bir süre sonra tekrar değişiklik yapılıyor. 22'nci maddede, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100'üncü maddesiyle 27 Mart 2015'te değişiklik yapılmıştı. Yani, bir yıl sonra tekrar bir değişiklik söz konusu. 25'inci maddede, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 128'inci maddesinde 21 Şubat 2014 yılında değişiklik yapılmıştı. 26'ncı madde de, yine, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 135'inci maddesinde değişiklik öngörüyor. 21 Şubat 2014'te değiştirilmişti bu madde, şimdi tekrar değiştiriliyor. 27'nci madde de, hakeza, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 139'uncu maddesindeki bir değişiklik ve bu da 21 Şubat 2014'te değiştirilmişti. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 140'ıncı maddesi, yine, 21 Şubat 2014'te değiştirildi. Yine, bu 28'inci maddeyle bir değişiklik öngörülüyor.

Bu tasarının 30'uncu maddesi de, yine, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 202'nci maddesinde bir değişiklik öngörüyor. Burada, 24 Ocak 2013'te zaten bir değişiklik yapılmıştı, tekrar değişiyor, aradan geçen zaman üç buçuk yıl ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373'üncü maddesinde bir değişiklik öngörüyor. Bu da 17 Nisan 2013 tarihinde değiştirilmişti.

Yani, "yapboz" dediğimiz bu. Burada, bir plan, öngörü, vizyon var mı? Yok. Ne var? Günübirlik değişiklikler var, günübirlik idare. Bugün, böyle, "Onu yaparız." Dün de ifade edildi bir konuşmacı tarafından, "var kanun -yok kanun, yok kanun- yap kanun" anlayışının hâkim olduğu görülüyor. Bu yasama anlayışını ve bu plansız programsız ve öngörüsüzlüğü de doğru bulmadığımızı ifade ediyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)