| Konu: | Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 25 |
| Tarih: | 23.11.2016 |
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Öncelikle belki sondan başlayayım. Diyor ki: "Kanun hükmünde kararnameyle atılan öğretmenler niye atıldı?" Sayın Atıcı'nın da buna benzer yaklaşımı var.
Şimdi, Türkiye bir darbeden geçti, herkes sanıyorum ki darbeyi unuttu. Darbecilerin yayınlamış olduğu bu bildiri: "Tüm yurtta sıkıyönetim ilan edilmiştir. Sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir. İllerin idaresi maksadıyla il sıkıyönetim komutanları atanmıştır. İl sıkıyönetim komutanları Sıkıyönetim Kanunu'ndaki yetki ve görevlere haiz olarak görevlerini yürüteceklerdir. Askerî mahkemeler sıkıyönetim mahkemeleri olarak görevlendirilmiştir. Kolluk güçleri sıkıyönetim mahkemeleri tarafından verilen talimatları yerine getireceklerdir. Kamu yetkisiyle yapılan tüm atamalar yurtta sulh konseyi tarafından yapılacaktır. TSK tarafından emir komuta bütünlüğü içinde devletin yönetimi maksadıyla yurtta sulh konseyi teşkil edilmiştir. Mevcut yürütme erki görevden el çektirilmiştir."
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Darbeyi öğretmenler mi yaptı Sayın Bakan?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - "Meclis feshedilmiştir. Tüm valiler görevden alınmıştır. Ankara, İstanbul, İzmir, Kayseri vali ve büyükşehir belediye başkanı yurtta sulh konseyi tarafından atanmıştır. Siyasi partilerin tüm faaliyetleri sonlandırılmıştır." diye bir bildiri var, ondan sonra da hiçbir şey olmamış gibi...
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Onu öğretmenler mi yazdı Sayın Bakan? Öğretmenler mi yazdı onu? Darbeyi öğretmenler mi yaptı?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - İşte burada örgütlü bir suç var, örgütlü bir suç var. Dolayısıyla, bu örgütlü suçun yanında duranlar, destek verenler ne olursa olsun, yeniden bu milleti on yıl sonra bir darbeyle muhatap kılmamak için kamu görevini üstlenenlerin mutlaka üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi lazım.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Darbeyi EĞİTİMSEN'ciler mi yaptı?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Burada bir ceza soruşturması yapılmamaktadır; burada, kamu görevinde bulunup da tarafsız, adil, devlet memuru olması için 657 sayılı Kanun'da olan yeminini yerine getiremeyeceğine inanılanlar...
ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) - Kürsüden yemin edenler...
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bunların bir yere illa üyeliği de gerekmiyor. Çok net şekilde diyor ki: "Bu kimselerin terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatının bulunması gereklidir." Bununla kanunla kanun hükmünde kararname kapsamında...
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - O sendikalara kim izin verdi Sayın Bakan, o sendikalara kim izin verdi?
TURABİ KAYAN (Kırklareli) - Öğretmenler darbe mi yaptı bu ülkede?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Vallahi tebrik ediyorum, bu tabirle darbecileri koruyorsunuz; bu tabirle darbecileri koruyorsunuz, çok net olarak diyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Biz hukuku koruyoruz Sayın Bakan, hukuku.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - "667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında yapılacak değerlendirme, adli suç veya disiplin suçu niteliğindeki somut bir eylemin soruşturması mahiyetinde olmayıp -bu söylediğim Anayasa Mahkemesi kararı- kamu görevlilerinin belli bir yapıyla herhangi bir bağlarının olup olmadığına ilişkin bir kanaati oluşturacağı bir süreci ifade etmektedir." Dolayısıyla da onların talimatıyla kurulmuş bir sendikaya üye olmuşsa peki ne diyeceksiniz?
ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) - EĞİTİM SEN...
AHMET YILDIRIM (Muş) - EĞİTİM SEN onların talimatıyla kurulmadı Sayın Bakan.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Onların içerisine bakın, EĞİTİM SEN'den...
AHMET YILDIRIM (Muş) - Ama "o bir yana" dediğiniz 15 bin kişi.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Güzel, şimdi, diğer tarafı çözdüysek EĞİTİM SEN'e gelelim.
AHMET YILDIRIM (Muş) - "O bir yana" diyor. 15 bin kişi.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - EĞİTİM SEN'in benim Bakanlığımda 120 bin üyesi var, 120 bin. Başkanıyla da her defa ihtiyaç olduğunda görüşüyorum, çağırdım konuştum da.
AHMET YILDIRIM (Muş) - 15 binini attınız, 15 bin!
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - 120 bin üye hakkında bir soruşturma yapılmamıştır ancak Türk Silahlı Kuvvetleri terörle mücadele yaptığı zaman "Katil devlet" deyip "Böyle bir mücadeleye karşıyız." dersek veya terör örgütünü kınayacağı yere...
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - "Katil devlet" deyince işten mi atılıyor?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - ...hendek açanları, çukur açanları kınayacağı yere, Mehmetçikleri şehit edenleri kınayacağı yere... Mehmetçikin, hakka hukuka uyulması için, kamu düzeninin sağlanması için, özgürlüklerin korunması için... Güvenliğin olmadığı yerde özgürlük de korunmaz. Bunu yapanları kınayan bir öğretmenin, bir demokratik sendikayla bağlantısının olmasından dolayı değil...
AHMET YILDIRIM (Muş) - Sayın Bakan, hukukçusunuz ya.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - ...kendisinin terör örgütünü bir şekilde desteklemesinden dolayı açığa...
AHMET YILDIRIM (Muş) - Ya, siz hukukçusunuz Sayın Bakan ya, hukukçusunuz.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - İşte, tamam...
AHMET YILDIRIM (Muş) - Bir soruşturma, yargı, hukuk yok mu bu ülkede ya?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Dolayısıyla, bakın, 120 bin sendika üyesine bir işlem yapılmamıştır. Buradan ilişiği kesilenler ve soruşturması devam edenler var. En kısa zamanda soruşturması devam edenler sonlandırılacak ve bu yapıyla bir bağlantısı olmayan, terör örgütüne destek vermedikleri tespit edilenler geri, tekrar eğitim sisteminde öğrencilerimizle baş başa bırakılacaktır.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Peki, mağdur olanlar ne olacak Sayın Bakan?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Biz mağdur olanların olduğunu düşünmüyoruz.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, soruları sordunuz, Sayın Bakan cevaplıyor; lütfen, müdahale etmeyin.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Biz mağdur olanların olduğunu düşünmüyoruz. Dolayısıyla terörle bağıntı yaptık.
Bir başka husus: Eğitimde öğretmen atamalarına devam edeceğiz, sözleşmeli öğretmen atamalarına devam edeceğiz. Bakın, "Sözleşmeli öğretmen ataması olur mu?" diyorsunuz. Türkiye'de özel okullar var, özel okullara bakın, her birisi sözleşmeli yapar. "Sözleşmeli öğretmen özel okulda çok iyi yapar ama siz devlette yapamazsınız." derseniz yine bu doğru değildir. Çok net şekilde diyoruz.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Öğretmenler açlıktan kıvranıyor.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yine, Niğde'deki olayla ilgili arkadaşlar bakacaklar, Çamardı'ndaki öğrencilerin bir başka en yakın yere, 40 kilometre öteye değil de bir başka yere gitmesini sağlayacaklar.
Bakın, engellilere ilk defa bizim dönemimizde sahip çıkılmıştır. Sosyal devlet olmanın gereği, ilk defa sosyal devlet olmanın...
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ya Rabb'im ya...
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Açın bakın, Özgür Bey, çok net söylüyorum, eskiden engellilere, ailesi engelli olanlara ne kadar destek verilirdi, şimdi ne kadar destek veriliyor? Eskiden sayısına bakın, şimdi... Engellileri, taşımayla, eğer taşınabiliyorsa evinden alıyoruz, eğitim kurumuna götürüyoruz. Hatta öyle olaylar var ki, çok net olarak söylüyorum, okula kadar gidemeyecek engeli, özrü varsa öğretmeni evine gönderiyoruz. Çok net olarak bildiğim var da... Türkiye nereden nereye geldi, bunu görmek lazım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Evet, Türkiye nereden nereye geldi, doğru söylüyorsunuz. Karanlıklar ülkesi oldu, buralara geldi Türkiye.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Dolayısıyla, eksikliğimiz var, onu kabul ediyoruz ama kesinlikle eskisinden çok daha iyi bir durumdayız.
MELİKE BASMACI (Denizli) - Sanki ayrı ülkelerde yaşıyoruz.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Vicdanı olanlar, insafı olanlar bunu çok net şekilde bilirler ve söylerler.
Bir diğeri: Öğretmenin mali hakları. Bakın, çok net; rakamlar yalan söylemez, yorumları yaparsın da ben rakam söylüyorum, bunun aksini söyleyen de çıksın söylesin. 2002 yılında bir öğretmenin maaşı ne kadardı? 470 liraydı. 470 lirayla siz 552 litre süt alırdınız.
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Ekmek kaç paraydı?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Onu da söyleyeceğim, beklersen söyleyeceğim.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Kaç dolardı Sayın Bakan, kaç dolardı?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Şimdi maaşı sadece 2.628 lira -ek dersi söylemiyorum- şimdi ne kadar süt alırsın? 1.142 litre süt alırsın.
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Tabii, süt fiyatını düşürdünüz 1 liraya.
ERHAN USTA (Samsun) - Çiftçiyi de mağdur ettiniz demek ki.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Allah için, söyleyin, 500 litre süt alan öğretmenin mi mali durumu daha iyi, 1.142 litre alanın mı?
Gelelim ekmeğe...
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Ne kadar et alıyordu? Eti söyleyin.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Gelelim ekmeğe; maaşı 470 lira, on beş saat ek ders 165 lira, aylık ücreti 635 lira. Ne kadar ekmek alıyor 2002'de? 250 gramlık 2.761 tane, şimdi 3.461 tane. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Elinizi vicdanınıza koyun da karar verin, hangi öğretmenin mali durumu daha iyidir? Aldığı aylıkla 2.761 ekmek alan mı, yoksa 3.461 ekmek alan mı?
Bir de benzini söyleyeyim isterseniz. Siz de rakamları alın, bakın. Benzin 2002'de...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Bir de eti söyleyin; sütü söylüyorsunuz, bir de eti söyleyin Sayın Bakan, bir de etle kıyaslayın bakalım ne olacak?
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Bir de buğdayla benzini karşılaştırır mısınız Sayın Bakanım.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Kaç kilo buğday satıp kaç kilo benzin alınıyordu, şu andakiyle karşılaştırır mısınız Allah aşkına. Bir de buğdayla karşılaştırın.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Cevap veremediğim sorulara yazılı cevap vereceğim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.