| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 26 |
| Tarih: | 24.11.2016 |
SERKAN TOPAL (Hatay) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Anadolu'nun en ücra köşelerinde, ebeveynlerinin dişlerinden tırnaklarından artırarak okuttukları ve elleri ekmek tutsun diye umut ettikleri yüz binlerce öğretmenin yürek çığlığıyım bugün çünkü ben de onlardan biriyim, öğretmenim. Edirne'den Kars'a, Sinop'tan Hatay'a il il, ilçe ilçe, köy köy, gözleri ışık saçan bir çocuğa tek bir harf öğretebilmek için memleketin en ücra köşelerine erinmeden giden, varlıklarıyla gurur duyduğum, Meriç'ten Aras'a, Kızılırmak'tan Asi'ye akan ve kefensiz yatan şehit öğretmenlerimin; yurdun hiç ölmeyen, sönmeyen aydınlanma ocaklarına, Keban'dan, Karakaya'dan, Atatürk'ten Harran'a, Çukurova'ya, Bafra'ya, Amik Ovası'na, Konya'ya ve Anadolu'nun bağımsızlık ateşini bilgisiyle gönüllere taşıyan, cumhuriyetin yılmaz bekçileri öğretmenlerimin, Atatürk'ün "irfan ordusu" dediği bir milyon kişilik irfan ordusu meslektaşlarımın, cefakâr öğretmenlerimin 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü en içten duygularımla kutluyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Onlar bu ülkenin aydınlık yüzleri. Ama, biliyorum ki hiç olmadığı kadar buruklar bu 24 Kasımda. Birlikte görev yaptıkları arkadaşları yanlarında oturmuyor teneffüslerde, öğretmen odalarında. Bu hüzünle, bu üzüntüyle burada sizlere sesleniyorum: Bütün meslektaşlarım şunu bilsinler ki yağmurda, çamurda, teneffüste nöbet tutarken geçim derdinden ikinci bir iş yapmak zorunda kalan ve bunu sınıfındaki öğrencisine asla yansıtmayan, eş özründen aile birlikteliğini sağlayamayan, servislerle köy yollarında platonik aşklarını dile getiremeyen, yazın nerede ucuza çocuklarıyla tatil yaparım diye düşünen, dertlenen, "Ay sonunu nasıl getiririm?" diye değme muhasebeciye taş çıkartan, kredi kartı borcu altında inleyen, vatanını, milletini, bayrağını en büyük kutsalı sayan, "Ey Türk gençliği, birinci vazifen, Türk istiklalini ve Türk cumhuriyetini, ilelebet korumak ve muhafaza etmektir!" düsturuyla gecesini gündüzüne katan emekçi kardeşim, öğretmenim, sana Anadolu'nun her bir kentinden binlerce selam gönderiyorum.
Değerli milletvekilleri, eğitim sisteminin temelinde öğretmen vardır. Gelecek nesilleri aydınlık yarınlara taşıyacak olanlar öğretmenlerdir. Gençlerin bilgi sahibi olmasından, sorgulamasından, neden, nasıl, niçin diye sormasından rahatsız olmayacak bir iktidar çözebilir eğitim emekçilerinin sorunlarını. "Kindar nesil yetiştirmek" mottosuyla yola çıkanlar Gülenist hareketlerin altyapısını oluştururlar. Başta öğretmen yetiştirme problemleri olmak üzere, personel, istihdam sorunları, derslik açıkları, fiziki ortam yetersizlikleri, kalabalık sınıflar, öğretmensiz okullar, bilimsellikten, sanattan, spordan uzak programlar ve plansız uygulamalar sonucunda sorunlar katlanarak artmış, eğitim sistemimiz, maalesef, şu anda iyi durumda değil, eğitim emekçileri, öğrenciler, öğretmenler ve veliler mağdur edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, öğretmen gerçeklerini akademik bir dille ve rakamlarla anlatmayacağım. Yoksa uzun uzun, üstelik OECD raporlarına dayanarak anlatabilirim size. Sınıf mevcutlarını ve öğretmen-öğrenci dengesini, bir öğretmene düşen öğrenci sayısı karşılaştırmalarını, öğretmen maaşlarında ülkeler arasındaki uçurumu, ülkelere göre öğretmenlerin yıllık çalışma sürelerini, dünyada ve Türkiye'de öğretmenlerin yaz tatili sürelerini, öğretmenlerin aylık gelirlerinin giderlerini karşılamaya yetmediğini, Avrupa'da bir öğretmenin alım gücü gerçeğini, bütün bunları sizlere belgelerle anlatabilirim. Hatta, burada yanımda mevcut. Sadece bir tane örnek vereceğim: Ortalama öğretmen maaşlarında -dolardan Türk lirasına çevrilmiş- 35 ülke arasında, maalesef, 31'inci sıradayız; OECD ortalaması 105 bin, Türkiye'nin ortalaması 40.824. Bütün belgeleri de yanımda getirdim ama bunları açıklamayacağım. Bütün bunları seçim bölgelerimize gittiğimizde zaten biz duyuyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çözüm olarak şunu söyleyebiliriz: Buradan Sayın Bakanımıza, Sayın Başbakanımıza ve Sayın Cumhurbaşkanımıza seslenmek istiyorum. Açığa alınan öğretmenlerimiz mağdur. Mağduriyetlerini gidermek için, ivedi bir şekilde, bugünden itibaren, yarın iadelerini lütfen sağlayalım. Mağduriyetleri giderme noktasında Sayın Bakanımıza bu konuda gerçekten güveniyorum, burada kendilerine saygılarımı sunuyorum.
İkincisi, 450 bin atanamayan işsiz öğretmen var, 150 bin öğretmen açığı var. Atanamayan öğretmen sorununu bir an önce lütfen çözelim.
Bugün için eğitim emekçisi öğretmenlerin en temel sorunlarından bir tanesi de iş güvencesi. Salt amirin iki dudağına bakan, performans değerlendirmeleriyle başlayan iş güvencesi sorununu çözmeniz gerekiyor. İş güvencesi gelecek güvencesidir ve bu güvenceden mahrum bir öğretmenin kendine güvenen, geleceğe güvenle bakan nesiller yetiştirmesi maalesef çok zordur. Gelecek kaygısıyla boğuşan, kendine güvensiz toplumlar ne onurlarına ne özgürlüklerine ne de bağımsızlıkların sahip çıkabilir. Bu yüzden, eğitim bir toplumun geleceği olduğu için ve bu geleceği ören en temel nesne öğretmen olduğu için eğitim emekçisinin kadrolu istihdamından asla vazgeçilmemeli ve eğitim emekçisine yönelen baskılar, keyfî ve hukuksuz açığa almalar son bulmalı. Eğitim emekçisinin kafasında geçim derdi olmamalı. Öğretmen aylıklarını 4 kişilik bir ailenin bir aylık geçiminde esas alınan sınırın üzerine lütfen çıkaralım.
Mustafa Kemal Atatürk'ün bilime, sanata, teknolojiye verdiği önemi unutmadan, çağdaş, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olmanın gereklerini uygulayalım.
Öğretmenin sözleşmelisi, ücretlisi olmaz. Öğretmen öğretmendir. Tüm öğretmenler kadrolu atanmalıdır. Sözleşmeli öğretmen adımı ancak niteliksel bozulmalara yol açar, öğretmenler arasında statü farkları oluşturur. Sözleşmeli öğretmen alırken yapacağınız sözlü sınav yeni paralel yapıların önünü açar. Ülkemizde sözlü sınav torpilin ve rüşvetin önünü açar. Bu uygulama alınacakların listesini sarı sendikada ve iktidarın ilçe başkanlıklarında hazırlanmasına neden olur. Öğretmen atamaları liyakate ve iş güvencesine dayalı objektif kriterlerle yapılmalıdır. Eğitim sisteminde eleştiren, sorgulayan ve kendi geleceğine sahip çıkacak sağlıklı nesiller yetiştirmek hedeflenmelidir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmamı değerli bir meslektaşımın sözleriyle bitirmek istiyorum, "Bilgisizlikten çorak ve çatlayan topraklara dönen nesilleri başyapıt durumuna getiren, tükeninceye kadar yanan bir mum gibi etrafını aydınlatan, kültürü oluşturacak zekâyı, hayali, duyguyu işleyen, şekil veren, Mevlâna'nın, Yunus'un, Hacı Bektaşi Veli'nin sevgi bahçelerinden inciler, Itri'nin bestelerinden, Veysel'den güller deren hisler, karlı çizmelerle karlı ovalardan yemyeşil vadilere yürüyen, köylerin, kentlerin aydınlığı olan kardelen çiçeklerini yetiştiren, neye baksak, nereye baksak insan mimarı, Atatürk devrimlerini yaşatma kararlılığıyla aydınlanma mücadelesini sürdüren değerli öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü kutluyorum." Özellikle açığa alınan öğretmenlerle ilgili -Sayın Meclis Başkan Vekilimize, daha önce de konuşmuştuk, sayın grup başkan vekilimiz- bu konuyla ilgili acil, ivedi bir çözüm bekliyoruz. Bütün öğretmen arkadaşlarımız şu anda izliyor, bu konuda bir çözüm bekliyoruz.
Hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)