| Konu: | Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 27 |
| Tarih: | 25.11.2016 |
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dün Öğretmenler Günü'ydü. Ben bir defa daha, başta Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü kutluyorum.
Değerli arkadaşlar, on dört yıldır üzerinde çok fazla oynanan eğitim sisteminin yarattığı deformasyona rağmen, öğretmenlerimiz cumhuriyetin ve çağdaşlığın ışığını yurdun en ücra köşelerine götürmeye devam ediyor.
Değerli milletvekilleri, EĞİTİM İŞ'in 24 Kasım Öğretmeler Günü nedeniyle 43 ilde öğretmenlerle görüşerek yaptığı "Öğretmenlerin Ekonomik Durumlarına İlişkin Öğretmen Görüşleri Araştırması" adlı araştırma sonuçları öğretmenlerin karşı karşıya olduğu sorunları ortaya koymuştur. Araştırmanın dikkat çeken sonuçları şöyle: Öğretmenlerin yüzde 83'ü mesleğinden elde ettiği gelirleri yetersiz buluyorlar. Öğretmenlerin yüzde 86'sı eğitim öğretime hazırlık ödeneğini yetersiz buluyorlar. Öğretmenlerin yüzde 74'ü maaşının düşük olması nedeniyle toplumdaki saygınlığının azaldığını, yüzde 75'i borçları nedeniyle mesleki verimliliğinin düştüğünü, yüzde 82'si kazandığı parayla çocuklarının gıda ihtiyaçlarını rahat bir şekilde karşılayamadığını, yüzde 52'si gelirlerindeki yetersizlik nedeniyle psikolojik sorunlar yaşadığını, yüzde 24'ü de az da olsa psikolojik sorunlar yaşadığını belirtiyor. Yine, öğretmenlerin yüzde 50'si bir iş bulmaları hâlinde mesleği değiştirebileceklerini, bırakabileceklerini belirtiyorlar. Yüzde 82'si son on yılda alım gücünün düştüğünü, yüzde 52'si görevden alınma korkusuyla yaşadığını, yüzde 66'sıysa öğretmenler odasında kendilerini özgürce ifade edemediğini belirtmiştir. Yani, öğretmenlerimiz mutsuzdur değerli arkadaşlar.
Bunun yanı sıra, son zamanlarda on binlerce öğretmen görevden alınmış, öğrencilerinden ayrı bırakılmıştır. Yaşananlar acıdır, yaşananlar insanların, toplumun vicdanını kanatıyor. Yüz binlerce örneğini vermek mümkün. Örneğin, Gaziantep'te okul müdürü, millî eğitim müdürü, teftiş kurulu tarafından sehven açığa alındığı kabul edilen 2 EĞİTİMİŞ üyesi öğretmen iki buçuk aydan bu yana hâlâ görevlerine dönmemişlerdir. Bugün, açığa alınanların bir kısmının görevlerine iade edildiklerini öğrendik, mutlu olduk, sevindik; diğerlerinin de bir an önce görevlerine dönmelerini bekliyoruz.
Peki, bu öğretmenlerimiz göreve iade edilince kendi okullarında nasıl çalışacaklar? Velinin, öğrencinin, diğer çalışma arkadaşlarının yanında suçsuzluğunu ifade etmek zorunda mı kalacaklar? Bunu öğretmenlerimize nasıl reva görürsünüz değerli arkadaşlar?
Bu da yetmezmiş gibi, öğretmenler alımlarında kadrolu öğretmenlikten vazgeçilmiş, mülakata dayalı yani torpille sözleşmeli öğretmen alımına geçilmiştir. Ataması yapılmayan öğretmenler artık bu ülkede canına kıyar hâle gelmiştir. Sayıları onlarca şehrimizin nüfusundan daha kalabalıktır. Bir an önce ataması yapılmayan öğretmenlerimizin atamalarının yapılmasını gerçekten önemli görüyoruz ve bunu talep ediyoruz.
Bir başka üzerinde durulması gereken nokta, imam-hatip okulları konusudur. Değerli arkadaşlar, Gaziantep'te FETÖ'den devredilen 37 okulun 36 tanesi imam-hatip okulu olmuştur, zaten öğrenci mevcudu çok az olan imam-hatip okullarına yenileri eklenmiştir. Türkiye'de ve Gaziantep'te eğitim vermekte olan imam-hatip okullarının öğrenci mevcutları incelendiğinde, kapasitesinin yüzde 20'sini bile doldurmadığı görülecektir. Gaziantep'te birçok okulun sınıf başına öğrenci sayısı 40'ın üzerindeyken okullarımızın boş bırakılması sonucunu doğuran bu uygulamada neden ısrar ediliyor, anlamak mümkün değildir.
Diğer taraftan, Gaziantep'te okullarda çalışan öğretmenler sokak sokak gezdirilerek okul yaşında olan Suriyeli öğrencilerin sayısının tespit edilmesi istenmiştir. Değerli arkadaşlar, öğretmenlerin iş tanımı içinde ne zamandan beri sokaktan hem de mülteci toplamak var?
Hizmetlisi, yardımcı personeli, yakıtı olmayan, belki de tek başına bir köy okulunda, güvenlik görevlisi olmadığı için can güvenliği olmayan ortamlarda öğretmenlerimizin kutsal mesleklerini icra etmelerini bekliyoruz.
Değerli arkadaşlar, öğretmenlerimiz bunları hak etmiyor.
Ben, sözlerimi Mustafa Kemal Atatürk'ün sözleriyle tamamlamak istiyorum. Atatürk diyor ki: "Ulusları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir ulus, henüz "ulus" adını alma yeteneğini kazanmamıştır."
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.