GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:27
Tarih:25.11.2016

ZÜHAL TOPCU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu maddede 1416 sayılı Kanun'la yetiştirilmek üzere yurt dışına gönderilen öğrencilerle ilgili bazı hükümler var.

Şimdi, bunlarla ilgili, özellikle 24'üncü Dönemdeki yasama faaliyetleri sırasında, bu maddeyle ilgili de çok fazla tartışma yapıldı. Önce, yurt dışına yalnızca ALES puanıyla öğrenci gönderilirken yine iktidarın yaptığı düzenlemeyle 1416 sayılı Kanun'a "sözlü ve/veya yazılı" ibaresi konularak orada, yine, keyfî uygulamalara yönelik birtakım adımlar atıldı. Burada ısrarımıza rağmen, tabii ki sayısal çoğunluk olarak bakıldığında iktidar partisi muhalefeti hiçbir zaman dinlemeden bu "ve/veya"yı koyarak bu maddelerle bu alımları devam ettirdi. Şu anda yine, burada bu 1416 sayılı Kanun'la ilgili madde var. Özellikle ilgili kurumlar, üniversiteler tarafından kaç tane, hangi alanda öğrenci gönderilecekse onlara yönelik bazı maddeler var. Tabii, burada biz başından beri özellikle söyledik, burada "ve/veya"nın konmasındaki amaç her zaman olduğu gibi siyasi bir fayda, siyasi bir etkileme amacını da gütmektedir.

Şimdi, buna bakıldığında, bunlar seçilirken, özellikle bu gençler yurt dışına gönderilmek için seçilirken kim karar verecek, nasıl karar verecek, neden bu kadar bu konu üzerinde ısrarla duruldu? Uygulamalara baktığımızda, yine 1416 sayılı Kanun'la yurt dışında çalışmalarını yapıp döndükten sonra gelenlerin nasıl istihdam edildiğini ben buradan sormak istiyorum. Acaba "Aynı görüşten değiliz." diye başlatılmak istenmeyenler oldu mu?

Sayın Bakan, bunları özellikle size sormak istiyorum: 1416 sayılı Kanun'la yurt dışına gidip döndüğünde "Siz, bizim görüşümüzden değilsiniz, bölüm istemiyor." diye kabul edilmek istenmeyen öğrenciler oldu mu; burada, onları soruyoruz. Çünkü eğer burada bir çocuğumuzu, bir gencimizi gönderiyorsak -bunların hepsi bizim çocuğumuz- oraya gidip bu ülkenin, bu vatanın onlara sağladığı imkânlardan faydalanıp, ondan sonra da dönüp bu ülkeye hizmet etme aşkında olan çocuklar bunlar. Ama bu iktidar yandaş tavırlarla, bu gibi suistimal içerisinde olan düşüncelerle bu gençliği itmektedir. Onun için diyoruz ki: Lütfen, bu çocukların, yurt dışından geldikten sonra uygun olan yerlerde ve onurlarını kırmadan istihdam edilmeleri ve bunlar için harcanan paranın da bu ülkenin ihtiyacının giderilmesi yönünde kullanılması gerekir. Buradan özellikle bunu belirtiyoruz.

Bir diğer konu da şu: Dün YÖK sitesinde açıklama yapıldı, bin araştırma görevlisi alınacak. Şimdi, madem bin araştırma görevlisine ihtiyaç vardı da bu en son KHK'yla, 674 sayılı KHK'yla 3 binden fazla ÖYP'li yani öğretim üyesi yetiştirilmek üzere alınan gençler atıldılar. Şimdi, karar veriliyor işte "Siz bizim işimize yaramıyorsunuz." diye, bir taraftan da bin kadro açıklıyorsunuz. O zaman hepsini potansiyel suçlu olarak değil, eğer suçlu varsa suçlarını tespit edin, atın ama gerçekten potansiyel suçlu olarak hepsini değerlendirmeyin.

Şimdi, özellikle vurgulamak istediğimiz şu: Burada, biz Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu devletin yasama çalışmaları sırasında her şeyi tartışıyoruz ama asla bu devletin varlığını ve birliğini tartışmıyoruz ve tartıştırmayız da. Bizim adımız "Türk milleti", devletimizin adı da "Türkiye Cumhuriyeti devleti"; bundan da geri dönüş yok. Daha önceki konuşmacılardan bir tanesi "kürdistan" lafını etti. Biz de buradan diyoruz ki: Ne kürdistanı, diğer iller nasıl Türk'ün öz yurdu ise Diyarbakır'ı da, Van'ı da, Tunceli'si de Türk'ün öz yurdu ve orada yaşayan bireylerin, vatandaşların, kardeşlerimizin hepsi de Türk milletinin birer şerefli mensubudur. Bunu da buradan ifade etmek istiyoruz.

Teşekkür ediyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)