GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:27
Tarih:25.11.2016

MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; öncelikle, yarım saattir, Antep'te bir patlama olduğu yönünde haberler var. Hükûmetin bu konuda bir bilgi vermesini Cumhuriyet Halk Partisi olarak diliyoruz.

Arkadaşlar, bu yasanın 24 ve 25'inci maddeleri çıraklık eğitimiyle ilgili, çıraklık eğitimini temel eğitimin içine katıyor. Benim de genel bilgilerim vardı ama acaba ekonomisi gelişmiş, sanayisi gelişmiş ülkelerde çıraklık eğitimi nasıldır diye bir araştırma yaptım, şu sonuç çıktı: Çıraklık eğitimi diye bir kavram, daha doğrusu "çıraklık" kavramı kalkmış arkadaşlar, Batı'da böyle bir kavram artık yok. Ama, biz hâlâ bu kavramı Türkiye'de eğitim sisteminin içine katıyoruz.

Komisyonda biz sayın iktidar partisi milletvekillerine, Başkana, çıraklık kavramını temel eğitimin içine katmanın on iki yıla çıkardığınız eğitimi sekiz yıla düşüreceğini söyledik ancak "Çırağa ihtiyaç var." diyerek bunu reddettiler. Yani, bir anlamda, çıraklık sistemi, eğitimi esir almış şekilde oldu. Bu önümüzdeki dönemde... Zaten şu anda fiilen genç kızlarımızın, okula gitmesi gereken kızlarımızın, merdiven altı tekstilde çalışması, çocukların otomotiv sektöründe çalışması bir anlamda yasalaşacak. Zaten "Fiilî durumu yasal hâle getirelim." ne yazık ki iktidarın bir alışkanlığı hâline geldi.

Arkadaşlar, maarif müfettişleriyle ilgili düzenlemeye Hükûmet, daha doğrusu AKP son bir ek yaptı ve maalesef, bizim "Bu mesleğe tecavüz ediyorsunuz." değerlendirmemizin daha ilerisi bir ortam oluştu. Artık maarif mesleği katledilmiş durumda, bir kariyer mesleği olmaktan çıkmış. Maarif müfettişliği tümüyle katlediliyor. Getirdiğiniz öneriyle -bilmiyorum farkında mısınız ama- Millî Eğitimdeki sıradan bir şube müdürü bile maarif müfettişi olabilecek. Bu "Tıp fakültesinin herhangi bir yerinde çalışan kişi doktor da olabilir." demeye benziyor arkadaşlar. İnanın, bu kadar vahim. Hükûmeti bu konuda tekrar düşünmeye çağırıyorum.

Arkadaşlar, bu millî eğitim yasasının ilerideki bölümleri de, tıpkı çıraklık eğitimindeki bu yapboz gibi, üniversitelerin sınav sisteminden sınav güvenliğine kadar pek çok şeyinin yenilenmesini öngörüyor.

Matematiksel istatistiki hesaplamalara göre, arkadaşlar, 2014 yılına kadar son on yılın bütün sınav soruları çalınmış, FETÖ örgütü tarafından çalınmış. Her şey bir yana, sadece bu vebal bile milyonlarca kişinin, milyonlarca gencin, gece gündüz çalışarak, kıt kanaat dershanelere giderek bu sınavlara girenlerin, o çalınmış sınav sorularıyla girenler karşısındaki eşitsizliği bile... Bilmiyorum, bu vebal size yeter diye düşünüyorum. Çünkü, millî eğitim sisteminin içindeki bu yapboz sisteminin en ciddi sonuçları burada doğdu.

Peki, bu ne sonuç doğuruyor arkadaşlar? Dünyada yapılan bir araştırmaya göre, Amerika'da temel eğitimi bitiren bir öğrenci 40 bin kelime öğreniyor, Almanya'da 45 bin kelime öğreniyor, İngiltere'de 50 bin, Suudi Arabistan'da 13 bin, Türkiye'de 8 bin arkadaşlar. Çünkü, eğitim sisteminin sürekli değişmesi, temel derslerin sürekli birbirini tekrar etmesi ve gelişmemesi ve sistemin içindeki bu çarpıklık nedeniyle Türkiye'de, hem doğumuzdaki hem batımızdaki pek çok okuldan pek çok temel eğitim öğrencisi çok daha düşük bir kelime hazinesiyle çıkıyor. Bizim sıralarımıza nasıl geliyor, biliyor musunuz arkadaşlar? Yapılan bir araştırmaya göre, Hacettepe Üniversitesinin araştırmasına göre Türkiye Büyük Millet Meclisi altında bizler 500 kelimeyle konuşuyoruz. Bu eğitim sisteminin devamı olarak maalesef de derdimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz.

Sayın milletvekilleri, son olarak Hükûmetten dileğimiz, biz bu öğretmenlerin, açığa alınanların tekrar önümüzdeki günlerden itibaren öğrencilerine kavuşmasından dolayı... Gerçekten, bu Nasrettin Hoca'nın eşeğini kaybedip bulmasına benzedi ama kalan 8 bin öğretmen için de en kısa zamanda bir sonuç alınmasını bekliyoruz ve Türkiye'nin önümüzdeki yıla, 2017'ye en azından bir ölçüde rahatlamış şekilde girmesini diliyoruz. Yoksa şu anda Türkiye'de, maalesef, can ve mal güvenliğinin yanında -iki temel güvenlik daha geldi arkadaşlar- hukuk güvenliği sorunu ve sınav güvenliği sorunu var diyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.