GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:27
Tarih:25.11.2016

İZZET ULVİ YÖNTER (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum. 405 sıra sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Tasarı üzerine konuşuyoruz, 28'inci maddeyi ele alıyoruz.

28'inci maddede 2547 sayılı Kanun'un 53'üncü maddesinin (a) ve (b) fıkraları değişiyor. Arkasından, bu değişen fıkralarla beraber şu ibare ekleniyor: "İleri sürülen suçlar hakkında yetkili makamlarca inceleme başlatılabilir, inceleme sonucunda soruşturma açılmasına karar verilmesi ya da doğrudan soruşturma başlatılması hâlinde" ifadesi getiriliyor ve ilaveten aynı fıkranın (2) numaralı bendinin (b) alt bendinde ise "üniversite" ibaresi "Devlet ve vakıf yükseköğretim kurumu" şeklinde değiştiriliyor. Tabii, "üniversite" ibaresinin "devlet ve vakıf" olarak kanunla neden değiştirildiği çok net değil ve anlaşılmaz.

İkinci olarak, inceleme hakkının yetkili makamların takdirine bırakılması da olayın biraz savsaklandığını gösteriyor. Zaten yetkili makamın, ita amirinin, atamaya yetkili makamın inceleme konusunda bir takdir hakkı vardır. Fakat, isnat edilen suçlamanın ciddiyetini değerlendirmek de ilgili makama, atama makamına, ita makamına aittir. Bu nedenle, ciddi sayılabilecek bir suç olması düşünülerek inceleme konusunda takdir hakkı verilmesi bize göre elbette çok yerinde değil.

Ayrıca, yükseköğretim kurumları içinde siyasi parti faaliyetinde bulunmak veya siyasi parti propagandası yapmak, maalesef 657 sayılı Kanun'daki fiillere ilave olarak kınama cezasıyla cezalandırılıyor. Yükseköğretim Kurulunda bir üniversitede siyasi parti veya siyasal düşüncelerle ilgili bir değerlendirmede bulunmak, görüş açıklamak kınama cezasını nasıl gerektiriyor, bunu sizin takdirlerinize bırakıyorum ve bunu da anlaşılmaz bulduğumu ifade etmek istiyorum.

Ayrıca, yine 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun aylıktan kesme cezasını gerektiren fiilleri kapsayan maddesine bir ilave yapılıyor, "Görevin yerine getirilmesinde dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrımı yapmak, kişilerin yarar veya zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak." ifadesi getiriliyor. Bu, son derece mahzurlu elbette. Niye mahzurlu? O zaman, bugüne kadar sırf siyasi düşüncesinden dolayı kamuda eziyet gören, disiplin cezası alan, sürgüne gönderilen, bilhassa milliyetçi ülkücü hareketin aziz mensuplarından da mutlaka özür dileyeceksiniz, onların affını talep edeceksiniz diye düşünüyorum çünkü bugüne kadar, on dört yılda, bu ülkede milliyetçi vatanseverlikleriyle bilinen bürokratlarımız, bürokraside çalışan memurlarımız maalesef çok ciddi sıkıntılar yaşamış, sorunlar yaşamışlardır. Bunları sizler, hepiniz biliyorsunuz. Bu kapsamda biz 28'inci maddenin doğru olmadığını ve çekilmesi gerektiğini düşünüyoruz; Sayın Bakanın, Komisyonun bu çerçevede değerlendirme yapacağına inanıyoruz.

Ayrıca, son olarak, geçtiğimiz eylül ayında PKK'yla bağlantılı, ilintili olduğu gerekçesiyle 11.500'e yakın öğretmenin açığa alındığı haberleri basına düşmüştü, farklı zamanlarda Sayın Bakanın açıklamaları da oldu. Bu konuda bu öğretmenlerin durumu nedir, bunların kaçı görevlerine iade edilmiştir, kaçı mesleklerinden tamamıyla çıkarılmıştır? Bu konuyla ilgili de bilgi sahibi olmak, sizin tarafınızdan bize bilgi verilmesi son olarak talebimizdir.

Hepinizi saygılarımla selamlıyorum, teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.