GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:28
Tarih:29.11.2016

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 405 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 36'ncı maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bugün üzerinde konuşacağım madde bu kapsamlı yasa tasarısının disiplin yönetmeliğine ilişkin maddelerinden bir tanesidir. Bu ek madde, akademisyenlere ve üniversite çalışanlarına verilen cezaların niteliğine göre beş ve on yıl sonra özlük dosyasından silinmesini öngörmektir. Akademisyenler ve diğer üniversite çalışanlarının belirtilen süre içindeki davranışları amiri tarafından değerlendirilecektir. Bu süre içerisinde disiplin cezasının özlük dosyasından amiri tarafından silinecek olması nedeniyle çalışan ve amiri arasında bir biat etme durumunun ortaya çıkma tehlikesi bulunmaktadır. Düzenlemenin nesnel kriterlerle belirlenmemiş ve amirin takdirine bırakılmış olmasını doğru bulmuyoruz. Mutlaka kişisel değerlendirmelere ve kuşkulara yol açmayacak somut ve nesnel kriterler eklenmelidir. Bu maddenin bu hâliyle geçmesini doğru bulmuyoruz.

Değerli milletvekilleri, yasa tasarısında disiplin yönetmeliğine ilişkin önemli bulduğum birkaç konuyu daha sizlerle paylaşmak istiyorum. 12 Eylül darbesinin bir ürünü olan disiplin yönetmeliğinin bütününe ilişkin bir düzenleme yok burada. Bu düzenleme üniversiteler ve akademisyenler üzerindeki baskı ve korku ikliminin ortadan kaldırılmasına yarayacak mıdır? Bizim asıl tartışmamız gereken bu disiplin yönetmeliğiyle akademik özerklik, özgür, bilimsel tartışma ortamını yaratmak ve akademisyenlerin özgürce yayın yapabilecekleri bir üniversite ve akademik ortamı sunmak ve bu yöndeki düzenlemelere ağırlık vermektir.

Sayın Bakan, bu yasal düzenleme bilim insanlarının özgürce bilim üretmelerinin sağlanmasına yönelik bir çözüm üretebilecek midir? Ülkedeki baskı ortamı sonucunda akademisyenlerin ülke dışına gitme eğilimine engel olacak mıdır? Yurt dışına gönderdiğimiz akademisyenlerin ülkemize dönmeleri yönünde bir katkı sağlayacak mıdır?

Değerli milletvekilleri, 12 Eylül askerî darbe ürünü olan, maalesef günümüze kadar egemenliğini sürdüren Yükseköğretim Yasası'nın bütüne ilişkin, ruhuna ilişkin bir düzenleme, bir reform yok burada. Giderek artan biçimde özgürlükler ve akademik özerklik kısıtlanmakta, toplumdaki baskı iklimi üniversiteleri kuşatmaktadır.

Değerli milletvekilleri, diğer yandan bu yasal düzenlemeyle bilim insanlarının disiplin cezalarına 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamındaki fiiller de ekleniyor. Belirtmek isterim ki akademisyenlerin diğer kamu görevlilerinden ve devlet memurlarından farklı ve aynı statüde değerlendirilmeleri doğru değildir. Yükseköğretim kamu hizmeti, devlet memurları tarafından yürütülen genel idari hizmetlerden farklı özellikler taşımaktadır. Bilim insanlarının klasik devlet memurlarından farklı olarak sorgulayan, üreten ve bilimsel yayınlarıyla toplumsal sorunların çözümüne katkı sağlamasından dolayı kendisini baskı altında hissetmeyeceği özgür ortamlara ihtiyaç vardır. Bizlerin bu koşulları dikkate alarak düzenleme yapması gerektiğini düşünüyoruz. Aksi hâlde, aşırı disipline edilen üniversitelerle içinde yaşadığımız dünyanın bilimsel rekabet koşullarının çok çok gerisinde kalacağız. Bu sorun beraberinde kalkınma, ekonomik gelişme ve büyüme, bir refah toplumuna ulaşma çabalarımızı da sekteye uğratacaktır. Bu bağlamda, yükseköğretimde yapılan bu düzenlemenin bütüncül ve çok boyutlu değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Değerli milletvekilleri, disiplin ve soruşturma süreçlerinin objektif ve şeffaf yapılması, at izinin it izine karışmaması için bugün burada bizim kapsamlı ve uzlaşıyla yaptığımız yasalara ihtiyaç vardır fakat bugün, bırakın disiplin soruşturmasını, gerekçeleri dahi sunulmadan haksız yere görevlerinden uzaklaştırılan bilim insanlarımız vardır.

Değerli milletvekilleri, önemli olan sadece yasal düzenlemeler yapmak değil, fiilî durumlar yaratmadan burada kabul edilen yasaların hukuka uygun uygulanmasıdır. Ülkemizi bir an önce OHAL sürecinden çıkartıp üniversitelerimizin ve bilim insanlarımızın soruşturma dosyalarıyla değil, bilimsel çalışmalarına odaklanacağı bir özgürlükler iklimini yaratmak hepimizin görev ve sorumluluğudur.

Teşekkür ediyorum, saygıyla selamlıyorum sizi. (CHP sıralarından alkışlar)