| Konu: | DANIŞMA KURULU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 2 |
| Tarih: | 02.10.2012 |
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) - Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Değerli arkadaşlarım, yasama yılımızın tümümüze hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum.
Biraz önce bir dakikalık söz almak istemiştim, Sayın Başkan yasama yılı başı olmasına rağmen o sözü 10 arkadaşımızla değerlendirdi.
Gerçekten, yaz boyunca değerli arkadaşlarım, üreticilerimizle? Tarım ve hayvancılığı konuşuyoruz zaman zaman, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanını bu kürsülerde göremiyoruz aramızda. Pembe tablolar çiziliyor. O kadar güzel tablolar var ki: "Verdik, verdik, verdik, verdik?" Ne verdin, ne aldın? O konuşulmuyor.
Bu yaz boyunca biz samanı konuştuk, samanla yattık, samanla kalktık. Memlekette bir kuraklık var ama bir bölgede saman var, bundan gelir ve getiri sağlamak isteyenler fahiş fiyatlarla samanları sunmak istiyor. O arada hemen bir soru önergesi verdik, "Kardeşim, bunu mümkünse yurt dışından getirin." dedik ama bunu da ağzımıza, yüzümüze bulaştırdık, ithalatı yapamadık; hayvancılık perişan edildi.
Burdur hayvan pazarını dolaşıyorum; düve hayvan pazarında, buzağı hayvan pazarında, dana hayvan pazarında 7 bin liraya aldığı hayvanı 2.500 liraya hayvan pazarında satışa sunuyor. Bir vatandaşımız 75 bin lira verdi, Ziraat Bankasına borçlandı, 10 tane inek aldı ama şu anda battı, perişan oldu. Niye? "Tarım ve hayvancılıkta havza bazlı projeler yapacağız." dedik, havza bazlı projeleri on yıldır yapamadık. Tarım Bakanlığı sınıfta kaldı. Konuşuyorlar: "Efendim, şu kadar destek verdik." Ne desteği verdin kardeşim? Vatandaş destek istemiyor. Şu anda yemin çuvalı 48 lira arkadaşlar yani 50 lira olsa, kilogramı 1 lira ama 80 kuruştan süt satıyor! Et, sığır eti 10 lira; danayı 15 bin 500 liraya mal ediyor, şu anda danayı 13 bin liraya kestiremiyor. Et ve Balık Kurumu ne iş yapar? Et ve Balık Kurumu hemen bu konularda Ziraat Bankası, Halk Bankası tarafından finanse edilip piyasaya regüle etmek için girmeli, o vatandaşlarımız mağdur edilmemeli. Bunlar birer fabrika, bu canlı hayvanlar birer fabrika, fabrikalar kapanıyor, üreticimiz perişan, bunun ele alınması lazım.
Burada gruplarımız birleşmiş, grup başkan vekilleri bir karar almış, bu kararı destekliyoruz. Şu anda sunulan öneride bu kararı destekliyoruz, Meclisimizin çalışmasını istiyoruz ama bu konuların birer birer tartışılması gerekiyor.
Patates üreticisi feryat ediyor, Niğde'de, Aksaray'da, Akşehir'de feryat ediyor, Ödemiş'te feryat ediyor. Neden? Üretim politikaları bir türlü ayarlanmadı. Hangi mallar, kimler için, ne kadar üretilecek? Bu, iktisadın birinci kuralı ama konuşmalar çok güzel. Bu ülke şarole, angus, hereford, limuzinle tanıştı, bunlar kamyon markası değil, teknik alet değil, elektronik alet değil. Bunlar, tarım ve hayvancılık ülkesinde üretilen bizim Güneydoğu Anadolu kırmızımızın rakibi, montofonumuzun rakibi, kendi Doğu Anadolu kırmızımızın rakibi olan, jerseyimizin rakibi olan hayvanlar. Bizim yaptığımız iş ama geldi bu hayvanlar bu memlekette kol geziyor. Verildi fakat üretici desteklenmediği için, ürünü para ettirilmediği için şu anda vatandaş perişan bir durumda. Bunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Yine emeklilerimiz? Değerli arkadaşlar, emeklilerimiz de feryat ediyor. Çok yerlere gittim, kahvelerde konuştuk, köylerde sohbet ettik, ramazan ayı vardı geçtiğimiz yaz aylarında, emekli şunu söylüyordu: "Zeval verme elime, ayağıma, dizime; muhtaç etme oğluma, gelinime, kızıma." ama emekli ne hâle gelmiş: Emekliye şu anda gelini de, kızı da, torunu da muhtaç hâle gelmiş çünkü sadece emekliden para giriyor aileye. Gençler, üniversite mezunu gençler okul bitirmiş, üniversite bitirmiş, biri telefon açtı, dedi: "Oğlum üniversite bitirdi, iktisat mezunu." Dedim:"Mermerde iş var." Adam: "Sen benimle dalga mı geçiyorsun!" dedi. Neden dalga geçiyorum? Mermerde iktisatçıya ihtiyaç var, jeoloji mühendisine ihtiyaç var, madenciye ihtiyaç var, muhasebeciye ihtiyaç var ama mermerciliği sadece kol gücüyle çalışılan iş olarak algılıyor vatandaşlarımız. Bana feryat etti. Herkes masabaşı bir iş istiyor. Ha, masabaşı işi, bunu regüle edecek olan İş Kurumumuz; masabaşını da regüle edecek, sahada çalışan insanları da regüle edecek, bunları düzenleyecek. Bu düzenlemeler yaz boyunca önümüze geldi, düzenlenmediği için geldi.
Emekli perişan, atanamayan öğretmen perişan; okulunu bitirmiş, baba maaşıyla kahve köşelerinde okey oynuyor. Yurt dışına gidiyoruz; geçen hafta mermercilik kongresi vardı, yurt dışındaydım. Mermerciler de feryat ediyor. Şu anda sahalarla ilgili bütün yapılan saha izin belgeleri Başbakanlık bünyesinde toplanmış. "Biz, isimsiz kahramanlarız, dağlarda çoban ateşi gibi mermerden, taştan ekmeğini çıkaran insanlarız ama bu sorunumuzu şu anda Başbakanlık bünyesine aldılar, bütün ruhsatlar iptal edildi, biz katma değer üretiyorduk. Bizim hâlimiz ne olacak?" diye feryat ediyorlar. Bunları da burada değerlendirmek istiyorum ki, o mermerciler, katma değeri tamamen yurt içinden olan, ihracata mal veren, yüzde 92,5'u tamamen kasamıza giren bir materyali sağlayan isimsiz kahramanlarımız, mermercilerimiz. Onların da talep ve temennileri var, bunların da değerlendirilmesini istiyorlar.
Bu konularda sizlerle paylaşmak istediğim ayrıca kamyoncu esnaflarımız var. Kamyoncularımız, şoförlerimiz şu anda iş bulamamaktan, yük bulamamaktan kamyonlarını takoza almış durumdalar. Benim Burdur'umun Bucak merkezi var. Burada birçok köyümüzde arabalarını yenilemiş insanlarımız var ama yük bulamamaktan, taşımacılıktaki sorunlardan dolayı K1 belgesinden, R1 belgesinden, L belgesinden, SRC belgesinden muzdarip olmuşlar. Vatandaş söylüyor, "Bu belgeler nedir?" diyor. "Ben bu kamyonu aldım, vergisini ödedim, KDV'sini ödedim, yola çıktım ama bu belgelerin paralarını ödemekten perişanım. Benim aldığım para mazot parasına yetmiyor, bir de bir belge parası çıkıyor, bu belgeler ki her biri, örneğin R belgesi 250 bin lira. Kamyon almış? Lojistik belgeler var, daha pahalı. Bunlardan muzdariplikleri var. Bu Meclisin, bu önümüzdeki yasama döneminde bunlara, bu sorunlara tek tek eğilip çözüm bulması gerekiyor.
Emeklilerle ilgili sorunlarımızı, şoförlerle ilgili sorunlarımızı, esnafımızla ilgili sorunlarımızı, işçilerimizle, atanamayan öğretmenlerimizle ilgili sorunlarımızı sizlerle paylaştım. Bu sorunların, önümüzdeki Parlamento düzeninde, uygun bir çalışma ortamında değerlendirilmesini talep ediyorum.
Ayrıca, Tarım Bakanlığı buğdaya 5 kuruş destek veriyordu, 5 kuruş; bu destekler hâlâ verilmiş değil. Hasatlar yapıldı. Bu müracaatlar sizlere de geliyor. Siz milletvekillerinden ricam, Sayın Tarım Bakanlığını veya Başbakanlığı sıkıştırıp bu paraların bir an önce vatandaşa verilmesi çünkü bu aylar Ziraat Bankası ve Tarım Kredi borçlarının ödenme ayları. Bu aylarda bu paralar ödenmezse icralar geliyor.
Geçenlerde bir düzenleme yaptınız bir yıl ötelemeyle ilgili, yüzde 5 faizle? Bundan da ÇKS yani Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı olanlar yararlanabiliyor ama bizim daha hâlâ ailelerimizde mülkiyet sorunu var; mülkiyetler babanın üzerinde, ekim dikim yapan çocuk. Bu çocuk yani evin evladı, yetişmiş, askerliğini yapmış evladı, Çiftçi Kayıt Sistemine baba kayıtlı olduğu için -çiftçiliği çocuk yapıyor- bu desteklerden yararlanamıyor.
Ayrıca, 2009, 2010, 2011'de borçları olup da Ziraat Bankası ve Tarım Kredi borçlarını ödeyemeyip ötelenenler, şu anda, yaptığınız yasadan yararlanamıyor.
Yasa yapılmadı, genelgeyle bunu gönderdiniz. O genelgeyle Burdur'da Tarım Kredi ve Ziraat Bankası borçlarını bir yıl ötelediniz ama bundan kaç kişi yararlanıyor? Söylem güzel ama bakıyorsunuz, bir köyde Tarım Kredi ve Ziraat Bankasına borçlu olan 100 kişi varsa bundan ancak 5 kişi yararlanabiliyor. Niçin? Uygulamadaki sorunlardan, vatandaşımızı takip edemeyişimizden. Hâlâ "Çiftçi Kayıt Sistemi" diyoruz ama Çiftçi Kayıt Sisteminde mülkiyet haklarını vatandaşlarımıza böyle paylaştıramamışız. Ataerkil bir toplumuz, arazi bütünleştirmesini yapamamışız yani sorunlar bir bir geliyor. Bu sorunların önümüzdeki süreçte bu Parlamentoda birer birer çözümlenmesi gerekiyor. Onun için, Tarım Bakanlığını, Tarım Bakanlığı yetkililerini duyarlılığa davet ediyorum, aramızda görmek istiyorum. Bu sorunun çözümü için Parlamentodan destek bekliyorum.
Tümünüze saygılar, sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Özkan.