| Konu: | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı ilk görüşmesi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 31 |
| Tarih: | 05.12.2016 |
BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başında bizleri izleyen sevgili vatandaşlarımız; sizleri sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz 2017 yılı merkezî yönetim bütçemizin ülkemize, milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Bütçe görüşmeleri sırasında ve bugün eleştiri, öneri ve uyarılarıyla bütçemize katkıda bulunan bütün milletvekillerimize teşekkür ediyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanımıza ve üyelerine, AK PARTİ ve muhalefet partilerimizin bütün milletvekillerine, başta Maliye Bakanımız olmak üzere bütün bakan arkadaşlarıma, Maliye Bakanlığı ile tüm kamu idarelerinin temsilcilerine, uzmanlarına teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu gazi Meclis çatısı altında her birimiz milletimize vekâlet ediyoruz. Dolayısıyla önemli ve ağır bir sorumluluk taşıyoruz. İktidar partisine mensup milletvekilleri de, muhalefetin milletvekilleri de millî iradenin tecelli etmesiyle buradalar. Demokrasinin en güzel tarafı, muhalefet ile iktidarın bir arada olması, birbirini tamamlamasıdır. Türkiye'nin her meselesinin müzakere yeri ve çözüm yeri bu yüce Meclis çatısıdır. "Her şey Türkiye için." diyerek çıktığımız yolda siyasetimizin esası, vatandaşımızın memnuniyeti, refahı ve mutluluğudur. Hep hizmet siyaseti yaptık. Demokrasinin standartlarını yükseltmek, vesayet odaklarıyla mücadele etmek, hukuk devletini güçlendirmek, siyasi güven ve istikrarı sağlamak hep öncelikli hedeflerimizden oldu.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; siyasi partiler ve milletvekilleri, milletten güç alır, hesabı da millete verir. Hesabımızı da bugün millete veriyoruz. AK PARTİ hükûmetleri olarak ilk günden beri bütçelerimizi halkımızın ihtiyaçlarına göre belirledik. Mali disiplinden hiçbir zaman taviz vermedik, vermeyeceğiz. Ülkemizin refahını artırdık, artan refahın toplumun bütün kesimlerine yayılmasını sağladık. Alın teriyle, akıl teriyle çalışarak ülkemizin kalkınmasına, refahına katkı sağlayan çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik. Para politikasında daima fiyat istikrarını esas aldık ve enflasyonla mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdürüyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulda bugün görüşmeleri başlayan 2017 yılı bütçesi, AK PARTİ hükûmetlerinin hazırladığı 15'inci bütçe. Hükûmet politikalarının önceliklerini belirleyen en önemli siyasi metinler, bütçe ve tamamlayıcı nitelikte orta vadeli programlardır. 2017 yılı için büyümeyi, istihdamı, yatırımları desteleyen, makrofinansal istikrarı gözeten bir bütçe hazırladık. Eğitim, sağlık, sosyal yardım gibi alanlara ağırlık veren, kamu yatırımları teşvik ve destekleriyle reel sektörü önceleyen bir bütçe hazırladık. Sadece bir yılı değil, orta ve uzun vadeli hedeflerimizi esas alan bir bütçe ortaya koyduk. Hiçbir zaman tutmayacağımız sözleri vermedik, verdiğimiz sözlerin tamamını tuttuk. On dört yıl boyunca işçimizin, memurumuzun, çiftçimizin, esnafımızın alın terinden ödediği vergileri emanet bildik ve yine milletimizin istifadesine sunduk. Derslik sıkıntısı olan şehirlerimize derslik, hastane eksiği olan illerimize hastane yaptık; yeri geldi iki kıtayı denizin altından birbirine bağladık, yeri geldi köprülerle kıtaları birleştirdik, aşılamayan dağları tünellerle geçtik.
2017 yılı bütçemizde, benzer şekilde, tarıma, üretime, ihracata, bölgesel teşviklere, AR-GE faaliyetlerine desteklerimiz artarak devam edecektir. Aynı zamanda, 2017 yılı bütçemiz, sağlık ve altyapı yatırımlarını önceleyen, vatandaşlarımızın refahını artırmayı hedefleyen ve sosyal yönü güçlü bir bütçedir. Bütçe açığının millî gelire oranının 2017 yılında yüzde 1,9 seviyesinde olmasını öngörüyoruz. Bu, Maastricht Kriterleri'yle uyumludur, bütçe disiplinine verdiğimiz önemi ortaya koymaktadır.
Bütçemizin en belirgin özelliği, kamu yatırımlarındaki artıştır. Çünkü, biliyoruz ki sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. 2017 yılı bütçemiz, bu anlamda bir yatırım bütçesidir. 2017 yılı, inşallah bir yatırım yılı olacaktır. Geçen yıla göre yatırımlara ayrılan ödenekleri enflasyonun 3 katından fazla artırıyoruz. Böylece yatırımlarımız reel olarak artıyor, Türkiye ekonomisine can katıyoruz. Biliyoruz ki daha çok yatırım daha çok üretim demek, daha çok üretim de daha çok istihdam demek.
İnsan kaynağının en önemli sermayemiz olduğu bilinciyle yine en büyük payı eğitime ayırdık. 2017 yılında bütçemizin yaklaşık beşte 1'ini eğitime ayırıyoruz. Böylece merkezî yönetim bütçesinden eğitime ayırdığımız kaynağı millî gelirin bir oranı olarak OECD ortalamalarına yani yüzde 5,1'e çıkartmış oluyoruz.
Benzer şekilde, sağlığa ayırdığımız bütçeyi artıyoruz, 111 milyara yükseltiyoruz. Böylece bütçemizin üçte 1'inden fazlasını eğitim ve sağlığa ayırmış oluyoruz. İnsan merkezli bütçe böyle olur.
2017 yılı bütçemiz, sosyal yönü de güçlü bir bütçedir. Hükûmetlerimiz döneminde sosyal yardım ve sosyal koruma harcamalarının kapsamını genişlettik. 2000'li yılların başında sosyal yardım ve hizmetler için harcanan 1,6 milyar liralık bir bütçeyi 2017 yılında yaklaşık 40 milyar liranın üzerine çıkarıyoruz.
Yine, tarım sektörünü güçlü bir şekilde desteklemeye devam ediyoruz. 2017 yılında bütçemizden tarıma ayırdığımız kaynağı, öngördüğümüz enflasyon oranının 3 katı kadar artırıyoruz.
AK PARTİ hükûmetleri olarak yerel yönetimlere yepyeni bir anlayış getirdik, yerel hizmetlerin etkinliğini artırdık, 2017 yılı bütçemizde mahallî idarelerin gelir paylarını bir önceki yıla göre enflasyonun yine çok üzerinde artırıyoruz.
Özetle, 2017 bütçemizin merkezinde insan var, hizmet var.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2017 bütçemiz, kamu yatırımları ve reel ekonomiye sağlayacağı imkân ve desteklerle üretimi, ihracatı ve istihdamı artırmayı amaçlamaktadır.
Burada şu noktayı belirtmek isterim: On dört yıldır bütçeden faiz ödemelerine ayrılan kaynağı, sürekli bir şekilde aşağı çektik. Topladığımız vergileri daha fazla borç faizi ödemelerinde kullanmak yerine milletimizin hizmetine sunduk. 2002 yılında bütçe giderlerimizin yüzde 43'ü faiz harcamalarına gidiyordu. 2017 yılında, inşallah bu oran yüzde 9'un altına inecek. Eskiden her 100 liralık verginin 86 lirası faize giderken 2017 yılında sadece 11 lirası faiz harcamalarına gitmiş olacak. Kalan kısmını eğitime, sağlığa, yatırıma, tarıma, sosyal yardıma, kısaca halkımızın refahına harcıyoruz.
Bütçe disiplini sayesinde, bir yandan insanımıza daha fazla hizmet götürürken bir yandan da kamu borcunu endişe kaynağı olmaktan çıkardık. Avrupa Birliği tanımlı borç stokunun millî gelire oranı, bu senenin sonunda muhtemelen yüzde 32,8'e düşmüş olacak. Bu oran, OECD ortalamalarının üçte 1'inden az, Maastricht Kriterlerinin yarısı kadardır, hatta bu konuda 25 Avrupa Birliği üyesi ülkeden daha iyi bir konumdayız.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2008 yılındaki küresel krizin etkileri hâlâ sürüyor. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin büyüme oranlarında beklenen iyileşme maalesef sağlanamadı, özellikle 2016 yılında küresel ekonomi beklentilerinin altında bir performans gösteriyor. Büyüme, küresel kriz sonrası en düşük düzeyde. Zayıf uluslararası ticaret, korumacılık, İngiltere'nin Avrupa Birliğinden ayrılması, azalan sermaye akımları, artan küresel borçluluk gibi faktörler, bütün ülkelerin büyüme oranları üzerinde ciddi baskı oluşturuyor.
Türkiye ekonomisini küresel gelişmelerden bağımsız anlamak ve değerlendirmek tabii ki mümkün değildir. Küresel ekonomideki zorlu koşullara rağmen, büyük kriz sonrası dönemde Türkiye ekonomisi, 27 çeyrekte üst üste ortalama yüzde 5,2 oranında büyümüştür. Küresel ekonomideki durgunluğu, çevre ülkelerdeki jeopolitik gelişmeleri ve 15 Temmuz hain darbe girişimini göz ardı ederek Türkiye'nin performansını eleştirmek hakkaniyete sığmaz. Bütün bu sıkıntılara rağmen her birisi kıta büyüklüğünde olan, Çin ve Hindistan hariç, gelişmekte olan ülkelerin ortalama büyümesi yüzde 2,1. Türkiye, böylesine zorlu bir yılda bile gelişmekte olan bu anlamdaki ülkelerden daha hızlı büyümeyi başarmıştır. Büyümeyi orta vadede daha yükseğe çıkartmayı, 2018 ve 2019 yıllarında tekrar yüzde 5 seviyesine çıkartmayı hedefliyoruz. Bunu da yapısal reformlarla başaracağız.
Türkiye'nin millî gelirini büyütürken insanımıza iş sağlamanın gayreti içerisindeyiz. 2007 yılından bu yana 6,9 milyon vatandaşımıza ekmek, iş kapısı açtık. OECD ülkeleri arasında en yüksek istihdam artışı sağlayan 2'nci ülke olduk. Ancak iş gücüne katılım oranının yüzde 44'ten yüzde 52'ye yükselmesi, işsizlik oranının düşüşünü sınırlamıştır. İstihdamı daha da artırmak için hem reform yapıyoruz hem de bütçeden güçlü destekler sağlıyoruz.
Kadınların iş gücüne ve istihdama katılımlarını teşvik eden uygulamaları hayata geçirdik. On yıl önce yüzde 23 olan kadınların iş gücüne katılım oranı bugün yüzde 33'e yükselmiştir ama bu yetersizdir, daha çok çaba göstermemiz lazım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; mali disiplindeki sağlam duruşumuz, dünya ekonomisinin en sıkıntılı dönemlerinde Türkiye'yi şoklara karşı dirençli kılmıştır. Bütçe disiplini, sağlanan güven ve istikrar ortamı, sağlıklı politikalar enflasyonun düşmesinde kilit rol oynamıştır. Otuz dört yıl aradan sonra enflasyonu yeniden tek haneye düşürdük. 2016 yılında yüzde 7,5 olan hedefimizi muhtemelen tutturacağız, ancak bu yetmez, enflasyonu daha düşük seviyelere çekmek için çabalayacağız.
Son yıllarda Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri olan cari işlemler açığını önemli ölçüde düşürdük. 2011 yılında yüzde 9,6'ya kadar yükselen cari açığın millî gelire oranını, 2016'da yüzde 4,3 seviyesine düşüreceğimizi öngörüyoruz. 2017 yılında turizm kayıplarımızın önemli ölçüde telafi edilmesiyle bu açığın daha da gerileyeceğini tahmin ediyoruz.
Yine, bu kapsamda, yurt içi tasarrufları artırmak, enerjide dışa bağımlılığı azaltmak ve ihracatın katma değerini artırmak için birçok tedbir aldık, almaya devam ediyoruz.
Bireysel emeklilik sisteminde, devlet katkısıyla katılımcı sayısını ve fon büyüklüğünü 2'ye katladık. 1 Ocak 2017 tarihinde başlayacak olan otomatik katılımla birlikte tasarruf oranlarımız daha da yükselecektir.
Bankacılık ve finansal sektörümüzün sağlıklı ve güçlü olması, Türkiye ekonomisinin gücüne güç katmakta, direncini artırmaktadır. Bankacılık sektörümüzün aktif kalitesi yüksek ve sermaye yeterliliği güçlüdür.
On dört yıl boyunca yatırım ortamını iyileştirmek, yerli ve uluslararası yatırımı teşvik etmek için yine önemli adımlar attık. Bu yatırımcı dostu politikalarımız sonucunda, 2003 yılından bu yana neredeyse 173 milyar dolar uluslararası yatırım çektik. Daha önce Türkiye'de faaliyet gösteren 5 bin civarında firma varken, bu sayıyı 2016 yılında 51 binin üzerine yükselttik.
Müteahhitlerimiz, 2003 yılından bu yana, yurt dışında 277 milyar dolardan fazla iş üstlendiler. Dünyanın en büyük 250 müteahhitlik şirketinin 40'ı Türk firması.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye ekonomisi, 2009 yılındaki küresel krizden, 17-25 Aralık sürecinden asgari düzeyde etkilenmiştir. 15 Temmuz darbe girişiminin ve ABD seçimleri sonrasındaki finansal dalgalanmaların etkileri de reformlar sayesinde arızi olacaktır, geçici olacaktır. Türkiye ekonomisi ve finans sektörü, dayanıklılığını defalarca ispatlamıştır. Bu zorlu konjonktürde ekonomimizi desteklemek için 2017 yılı bütçemizde reel sektöre verdiğimiz destek ve teşvikleri önemli ölçüde artırıyoruz. Reel kesim desteklerini 2017 yılında enflasyonun 2 katından fazla artırarak 30 milyar liraya çıkarıyoruz. Ayrıca, Kredi Garanti Fonu çerçevesinde hazine desteğiyle reel sektöre çok güçlü destek veriyoruz. Bu destekler içerisinde en büyük payı, istihdama çok önemli katkısı olan sosyal güvenlik işveren prim desteğine ayırıyoruz.
İhracatın desteklenmesine ayrıca büyük önem veriyoruz. Şimdi ihracatta seferberlik zamanı. İhracat desteklerini 1 milyar liradan 3 milyar liraya yükseltiyoruz. Böylece 2017 yılında ihracatımızın rekabet gücünü daha da artıracak teknoloji yoğun ürünlerin ihracatını daha güçlü bir şekilde destekleyeceğiz.
Yine, 2017 yılında turizm sektörüne verdiğimiz desteği yaklaşık 4 katına çıkarıyoruz.
Ürettikleri katma değer ve istihdamdaki yüksek paylarıyla reel sektörün bel kemiği olan küçük ve orta ölçekli işletmelerimizin çok önemli desteğe ihtiyacı var. Bu desteği de 2017 yılı bütçemize koyduk. Özellikle genç girişimcilerimize KOSGEB üzerinden hibe ve faizsiz kredi sağlıyoruz. Markalaşma, kurumsallaşma, AR-GE, inovasyon desteklerimizle birlikte toplamda KOSGEB'e 1,1 milyar liralık kaynak ayırıyoruz.
Esnafımızın finansmana erişimini sağlamak ve finansman maliyetlerini düşürmek için esnaf kredileri faiz desteğine 1,3 milyar lira kaynak ayırdık. Sizlerle birlikte burada önemli bir reform yaptık. Özellikle taşınır rehni, KOBİ'lerin finansmana erişimini ciddi bir şekilde artıracaktır. Benzer şekilde, tarımsal kredi faiz desteğini de yüzde 37 artırarak 2,4 milyar liraya çıkartıyoruz.
Kamu yatırımlarımızdaki artış ve reel sektöre verdiğimiz desteklerle birlikte 2017 yılında yatırım, üretim, ihracat ve istihdamdaki canlanmayı inşallah hep birlikte göreceğiz. Bu destekler ve reformlar sayesinde Türkiye ekonomisinin başarı hikâyesi örnek gösterilen performans olmaya devam edecektir. Biz işçimize, memurumuza, esnafımıza, çiftçimize, girişimcilerimize, iş dünyamıza, kısacası milletimize güveniyoruz. Biz potansiyelimizin farkındayız, güçlü ve büyük Türkiye için var gücümüzle çalışıyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ hükûmetleriyle gelen güven ve istikrar ortamı sayesinde Türkiye çok değerli kazanımlar elde etti, şimdi bu kazanımları korumak için daha çok çabalayacağız.
Bu dönemde küresel ölçekte birçok mega projeyi hayata geçirdik. 2013'te halkımızın hizmetine sunduğumuz Marmaray Projesi'yle Asya, Avrupa kıtalarını denizin altından demir yolu sistemiyle birbirine bağladık.
Kuzey Marmara Otoyolu ile Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü ağustos ayında hep birlikte trafiğe açtık.
Dünyanın en uzun 4'üncü asma köprüsü olan Osmangazi Köprüsü'nü temmuz ayında hizmete sunduk.
Avrupa'nın ve Türkiye'nin ilk, dünyanın ise 3'üncü denize inşa edilen havalimanı olan Ordu-Giresun Havalimanı'nı açtık.
İstanbul Boğazı Karayolu Tüp Geçişi Projesi olan Avrasya Tüneli'ni Aralık ayının 20'sinde inşallah hizmete açıyoruz.
Şimdi dünyanın ilk 3 katlı tünelinin çalışmalarına başladık.
Dünyanın en büyük yolcu taşıma kapasitesine sahip havaalanını İstanbul'a inşa ediyoruz.
Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu'yla ülkemizin iki önemli sanayi ve turizm şehri olan İstanbul ve İzmir'i birbirine bağlıyoruz. İstanbul-İzmir arasını inşallah sekiz saatten üç buçuk saate indirmiş olacağız.
Çanakkale Boğaz Köprüsü, dünyanın en uzun açıklığa sahip köprüsü olacak. Köprünün ihalesini 2017 yılında yapacağız.
Karadeniz limanlarını doğu, güneydoğu ve Akdeniz'e bağlayacak olan Ovit Tüneli'ni 2017 yılında tamamlamayı planlıyoruz. Ovit Tüneli, dünyanın 2'nci büyük çift tüp tüneli olacak.
Sağlık alanında da dev adımlar atıyoruz. 29 şehir hastanesi projemizi hayata geçiriyoruz. Bu projelerden Mersin ve Yozgat şehir hastanelerini yıl sonunda inşallah hizmete açıyoruz.
Savunma sanayimize yatırım yapmaya devam edeceğiz. Savunma sanayimizin yerli ve millî imkânlarla güçlenmesi için gerekli bütün projeleri hayata geçiriyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik alanlarında çok önemli düzenlemeler yaptık, büyük yatırımlara imza attık.
81 ilimize üniversite açtık, üniversitesiz il bırakmadık.
On dört yılda yarım milyondan fazla öğretmen atadık, 270 bin yeni dersliğin yapımını tamamladık.
2003-2016 yılları arasında değişik ölçeklerde 2.718 sağlık tesisini vatandaşımızın hizmetine sunduk.
İktidara geldiğimizde 6.389 olan kamu hastanelerimizdeki nitelikli yatak sayısını 60 binin üzerine çıkarttık. Böylece, nitelikli yatak oranını yüzde 6'dan yüzde 51 düzeyine çıkarttık. 2023 yılında hedefimiz nitelikli yatak oranımızı yüzde 100'e çıkartmaktır.
OECD ülkeleri arasında gelir eşitsizliğini en fazla iyileştiren ülkelerden biri olduk. Mutlak yoksulluğu azalttık. Gelir dağılımında, yatırımlarda bölgelerarası farklılıkları azalttık.
Tüm vatandaşlarımızı genel sağlık sigortasından yararlanır hâle getirdik.
Söz verdiğimiz gibi 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren asgari ücreti net 1.300 lira yaptık.
Yaptığımız seyyanen ve oransal artışlarla en düşük emekli aylıklarında reel olarak yüzde 42 ile yüzde 356 oranında artış sağladık.
Engelli çalıştıran işverenlere prim desteği uygulaması başlattık.
Toplu Konut İdaresi eliyle dar ve orta gelir grubuna yönelik 81 ilimizde 704 bin konut yaptık. Kentsel dönüşümü önceliklendirdik.
Ulaştırmada, sanayide, enerjide, tarımda yatırımlarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz.
Ulaşım ve haberleşmede dev yatırımlar yaptık. Aktif havaalanı sayısını 26'dan 55'e çıkartarak hava yolunu halkın yolu yaptık ve bir lüks olmaktan çıkarttık. Uçuş ağımızı 3 kattan, yolcu trafiğini 4 kattan daha fazla artırdık.
Bölünmüş yol ağımızı 3 kattan fazla artırarak neredeyse 25 bin kilometreye ulaştırdık. Böylece 6 ilimiz bölünmüş yollarla birbirine bağlıyken bugün 76 ilimiz bölünmüş yollarla birbirine bağlanmış oldu. Sadece bölünmüş yollar için 112 milyar lira yatırım harcaması yaptık.
Ankara-Eskişehir-İstanbul, Ankara-Konya, Konya-Eskişehir-İstanbul hatlarında 29 milyon vatandaşımıza ulaşımda yüksek hızlı tren seçeneğini sunduk. 2019 yılına kadar Afyonkarahisar, Uşak, Manisa, İzmir, Kırıkkale, Yozgat, Sivas, Karaman, Bursa, Adana ve Mersin olmak üzere toplam 11 ilimizden yüksek hızlı ve hızlı tren hattını geçirmeyi hedefliyoruz.
Ülkemizde bugüne kadar tamamlanan 166 organize sanayi bölgesi projesinin 101'ini biz tamamladık.
Tarım sektörüne hak ettiği önemi verdik, gıda güvenliği noktasında çok önemli adımlar attık. Tarımsal hasılada Avrupa'da 4'üncü sıradan 1'inci sıraya yükseldik. 2002 yılında yaklaşık 4 milyar dolar olan tarım ve gıda ürünleri ihracatımızı 2015 yılı itibarıyla tam 4 kat yükseltmiş olduk. 2016 yılında yem ve gübrede KDV'yi kaldırdık. Çiftçilerimizin maliyetlerini düşürdük. Millî Tarım Projemizle 19 ürünü 941 havzada alan bazında destekleyeceğiz.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; yapısal reformlar gelecek nesillere olan bir borcumuzdur. Ülkemizin şoklara karşı direncini artıracak, büyüme oranlarını sürdürülebilir yüksek seviyeye taşıyacak yegâne faktör, istikrar ve yapısal reformlardır.
2016 gibi zorlu bir yılda bile birçok reformu hayata geçirdik. Şubat ayında AR-GE reformu, mayıs ayında iş gücü piyasası reformu, ağustos ve eylül aylarında yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik reformlar, yine ağustos ayında tasarruflarımızı artıracak bireysel emeklilik sistemine yönelik reform, ekim ayında taşınır rehni reformu ve son olarak kasım ayında yargıyı hızlandıracak bilirkişi reformunu yaptık.
Önümüzdeki dönemde başta AR-GE ve yenilikçilik ekosistemini güçlendirmek üzere Patent Kanunu, kitle fonlaması kalkınma bankacılığının yeniden yapılandırılmasına ilişkin düzenlemeleri hep birlikte hayata geçireceğiz. Vergi reformu kapsamında, Maliye Bakanımızın da ifade ettiği gibi, Gelir Vergisi Kanunu'na ve Vergi Usul Kanunu'na yönelik düzenlemeleri hayata geçireceğiz. Yargıda ise modern ara buluculuk sistemi ve yargıda ihtisaslaşmanın genişletilmesi gündemimizde yer almaktadır. Eğitim reformu kapsamında zorunlu okul öncesi eğitim, tam gün eğitim, yoğun yabancı dil, öğretmen akademisi, okul bazlı bütçeleme, hayat boyu öğrenme merkezlerine yönelik düzenlemeleri hayata geçirdik, geçiriyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bölgesel gelişmişlik farklarını da azaltmaya kararlıyız. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerini kapsayan yatırım teşviklerinde önemli bir adım attık. Görece az gelişmiş bölgelerdeki yatırım ortamını canlandırmak, istihdam, üretim ve ihracatı artırmak için Cazibe Merkezleri Programı'nı başlattık. Doğu ve Güneydoğu Bölgelerimizde başlattığımız büyük yatırım hamlesiyle özel sektörle birlikte, dile kolay, dört yılda 140 milyar liralık yatırım yapmayı hedefliyoruz. Altyapıdan sağlığa, ulaşımdan tarıma, hayvancılığa, iletişimden spora pek çok alanda yapacağımız yatırımlarla bu bölgelerimizin çehresini değiştireceğiz. Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Türkiye'nin yeni büyüme motoru olacak. Nasıl ki Türkiye, Avrupa'yla arayı kapatıyorsa Doğu ve Güneydoğu da batıyla arayı kapatmaya devam edecektir.
Stratejik sektörlerde yüksek teknoloji transferine dayalı yerli üretimin geliştirilmesini kamu alımları yoluyla destekliyoruz. Maliye Bakanımızın bugün de belirttiği gibi, kamu maliyesi reformu çerçevesinde öncelikli dönüşüm programlarından Kamu Harcamalarının Rasyonelleştirilmesi Programı'nı uygulamaya koyacağız.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son olarak, Avrupa Birliği üyeliği konusunda ilk gün ne diyorsak bugün de onu diyoruz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sen öyle diyorsun da millet öyle demiyor.
BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) - Türkiye, üyelik sürecinin gerekenlerini yerine getirdi, getirmeye devam edecektir. Son dönemde FETÖ ve bölücü terör örgütü, Avrupa Birliğiyle ilişkilerimizi zehirleme çabasındadır. Buna asla izin vermeyeceğiz. İnanıyoruz ki Avrupa Birliği, yakında bölücü terör örgütü ve FETÖ'yle mücadelemizi çok daha iyi anlayacak. Avrupa Birliğiyle ilişkilerimizin zedelenmesine onlar da izin vermeyecektir. Kaliteli kurumların inşası, demokrasimizin daha da güçlenmesi, hukuk devleti ilkesinin pekişmesi için Avrupa çıpasını önemsiyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmamı bitirirken bir kez daha 2017 yılı bütçemizin ülkemize, milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum. 2017 yılında Türkiye'nin huzuru, refahı ve kalkınması için çalışmaya devam edeceğiz; 79 milyon insanımızın onurunu, mutluluğunu esas alacağız. Hak ve özgürlükleri daha da genişletmeye, demokratik istikrarı daha da güçlendirmeye gayret edeceğiz.
Yüce Meclise, siz saygıdeğer milletvekillerimize tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Bütçemiz hayırlı olsun, emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Allah mahcup etmesin. Amin. (AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Şimşek.