GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 1'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:32
Tarih:06.12.2016

CHP GRUBU ADINA MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

"Kamu Denetçiliği Kurumunun Türkiye'de kurulmasına ihtiyaç var mıydı, yok muydu?" sorusuna vereceğimiz cevap: Tabii, demokratik hukuk devleti olan tüm ülkelerde gerçekten böyle bir kuruma ihtiyaç var ve böyle bir kurum âdeta... Sayın Bülent Kuşoğlu'na teşekkür ederim. Onun yazmış olduğu bir makalede "Eskiden maden ocaklarına kanarya konulurdu. O kanarya öttüğü sürece havanın yeterli olduğuna, sorun olmadığına inanılırdı. Kamu denetçisi de eğer demokratik olan ülkelerde gerçekten konuşuyorsa, iktidarları uyarıyorsa orada demek ki kamu denetçisi vardır." diyor. Yani, bu örnek Türkiye'deki sisteme tam uyuyor.

Şimdi, kamu denetçisi bugüne kadar neler yaptı veya kamu denetçisi literatüre, Anayasa'ya baktığımız zaman, tarafsız olmalı, bağımsız olmalı, objektif olmalı. Kamu denetçisi seçilen başkandan üyelerine kadar, bugüne kadar bir siyasi partiye üye olup veya milletvekili adayı olup veya milletvekili olup seçimden bir hafta önce veya on beş gün önce istifa ediyorlar, "Biz tarafsızız." diyorlar, partizanca davranışlarla hepsi seçiliyor. Bunun adı nedir? Kanuna karşı hiledir. Bunun adı nedir? Bunun adı, açık ve net bir vaziyette kayırmacılıktır. Kayırmacılık neyi besler? Kayırmacılık eşitsizlik getirir, insan haklarını ihlal eder, demokrasiye yabancı bir kavramdır, demokrasiye aykırıdır bu. Şimdi, peki -kayırmacılıkla bu şekilde seçildiği zaman- bu kurum ne yapması gerekiyor? Yapması gereken... Esas sorun da, esas sorun da... Siyasi iktidarın uygulamalarının ve yöneticilerin eylem ve işlemlerinin hukuka, adalete uygun olup olmadığını nasıl denetler? Hukukta temel bir ilke var: Borç alan emir alır. Peki, borç nedir? Borç "Ben seni bu makama seçtim, seçtirdim; sen beni denetleyemezsin." Onun için, dikkat edilirse bugüne kadar, bu kadar hak ihlalinin olduğu bir ülkede acaba Kamu Denetçiliği Kurumunun bu konuyla ilgili siyasi iktidarı uyarıcı kaç tane kararı oldu? Bakıyorsunuz, bu kadar hak ihlalinin olduğu ülkemizde en fazla başvuruların olduğu bölgeler Trakya, İç Anadolu; Güneydoğu ve Doğu Anadolu aşağı yukarı yok denilebilecek kadar. Bununla birlikte, kurumlara baktığımız zaman en fazla ihlalin olduğu yerler neresi?

BAŞKAN - Sayın Tanal, bir dakikanızı rica ediyorum.

Sayın milletvekilleri, ülkemizi ziyaret etmekte olan Afganistan Halk Meclisi Afganistan-Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Qudratullah Zaki ve beraberindeki Parlamento heyeti şu anda Meclisimizi teşrif etmiş bulunuyorlar. (AK PARTİ, CHP sıralarından alkışlar)

Kendilerine yüce Meclisimiz adına hoş geldiniz diyorum.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Değerli konuklarımıza da hoş geldiniz diyorum. Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekiliyim -onu da belirtmiş olayım- hoş geldiniz Meclisimize. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, tabii, Kamu Denetçiliği Kurumu ileri bir demokrasinin en temel ve en etkin olan kurumlarından birisidir. Bu iyi yönetimin oluşabilmesi için ilk önce kamu denetçisi neyi öğretiyor vatandaşa? Diyor ki: "Ben seni yönetim karşısında, idare karşısında koruyorum. Bu yönetim, bu devlet, bu iktidar sana hesap verebilmeli." Yani, vatandaşını koruyan bir kurumdur Kamu Denetçiliği Kurumu. Peki, Kamu Denetçiliği Kurumuna bugüne kadar esasen ihtiyaç duyulmasının nedenleri için deniliyor ki: "Bir: Yargı süreci çok yavaştır. İki: Yargı denetimi biçimseldir. Üç: Yargı denetimi pahalıdır. Dört: Yargı organları arasında yetki paylaşımı olduğu için sürekli bir uzatmaya sebebiyet vermektedir."

Peki, kamu denetçiliği eğer işlemiş olsa ülkemizde neler olur? Kamu yönetiminin kalitesi artar. Yani, eğer kamu yönetiminin kalitesi artmıyorsa burada Kamu Denetçiliği Kurumunun sorumluluğu vardır, görevini ifa etmediğinin açık göstergesidir. İki: Aynı zamanda, kamu yönetiminin ulaşılabilir ve saydam olması lazım. Eğer ülkede yönetimde saydamlık yoksa, ulaşılamıyorsa Kamu Denetçiliği Kurumu bu görevini yapmıyor demektir. Üç: Eğer ülkede demokratik kurallar işlemiyorsa bunu sağlayacak olan, kararlarıyla birlikte yön gösterecek olan Kamu Denetçiliği Kurumudur; bu görevini yapmıyor demektir. Katılımcılık... Esasında, en azından, bununla ilgili raporların, önerilerin bulunması lazım. Dördüncüsü: Kamu yönetimine karşı yurttaşlara, yeni bir koruma mekanizması anlamında önerilerin sunulması gerekirken maalesef, görebildiğimiz kadarıyla -2012'de kuruldu, 2013'ten itibaren şikâyetleri almaya başladı- bugüne kadarki şikâyetlere baktığımız zaman bir arpa boyu yol kat etmiş değiliz.

Peki, biz bunu kime yapıyoruz? Avrupa Birliğinin bu kadar önerileri nedeniyle biz bunu kurduk. Esasen, insanımız için kurmamız lazım. Bizim daha demokratikleşmemiz için kurmamız lazım, hukuk devlet için, özgürlükler için, demokrasi için. Ama, hukukun bu kadar rafa kaldırıldığı bu dönemde Kamu Denetçiliği Kurumundan ses çıkmıyorsa demek ki maden ocaklarındaki, oradaki esas bizim can olayımız, bize ses verecek, yol gösterecek olan Kamu Denetçiliği Kurumu görevini yapmıyor, işlevsiz bir durumdadır.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)