| Konu: | Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan'ın 433 sıra sayılı 2017 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 434 sıra sayılı 2015 Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın üçüncü tur görüşmelerinde Hükûmet adına yaptıkları konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 34 |
| Tarih: | 08.12.2016 |
ERHAN USTA (Samsun) - Tamam.
Önce Sayın Canikli'yle ilgili olan kısmı söyleyeyim o zaman Sayın Başkan.
Şimdi, Sayın Canikli çok hoş bir üslupla, bankaların bugün sağlamlığının ülkemizin bir varlığı olduğunu ve iktidarıyla muhalefetiyle hepimizin buna sevinmemiz gerektiğini ifade ettiler.
Tabii, bu üslubun bir devamı olarak ben şunu da söylemesini beklerdim. Bankalarımız bugün bu kadar sağlamsa, bu sağlamlığı ortaya çıkaran reformlar ne zaman yapıldı? 1999 yılının Haziranında, daha iki aylık hükûmet döneminden başlanarak bir dizi reformlar sonrasında, bu bankaların bugünkü sağlamlığı ortaya çıkmıştır, bunu mutlaka söylememiz gerekirdi. Hatta burada bir de şöyle bir şey var: Tabii ki bu reformlar yapıldı, çok sancılıydı, yılların birikmiş sorunları halloldu, bunun bir siyasi ve ekonomik maliyeti oldu. O siyasi ve ekonomik maliyet üzerinden sürekli siyaset yaptılar, sürekli "O günkü hükûmet şu kadar borçlandırdı.", "Şu kadar banka battı." şeklinde siyaset yapıldı, ama o reformların ürünü olan sağlam bankacılık sistemiyle bugün övünülüyor. Burada, ben biraz daha dengeli olmaya davet ediyorum Sayın Bakanı.
Şimdi, Sayın Ulaştırma Bakanımıza da teşekkür ederim, hakikaten bürokrasiden tanışırız. Yani "Ben nezaketsizlik yapmam kimseye." dedi. Ben nezaketsizlik yaptığını filan söylemedim. Ancak ben, kendisini, yaklaşık bir ay boyunca neredeyse 3-4 defa aradım. Hakikaten, sonra baktım, kendisinin bir mesajı var. Numarası bende kayıtlı değil. "İyi akşamlar Başkanım. Ahmet Arslan." demiş. Herhâlde 100 bin tane filan Ahmet Arslan vardır Türkiye'de, hem Ahmet hem Arslan çok yaygın bir isim. Belki tevazusundan "Ulaştırma Bakanı" şeklinde bir şey söylememiştir, ben hakikaten onun farkında değilim.
Bu işin bir yanı, ama diğer taraftan 5 şartname benim elimde. Sayın Bakan şunu ifade etti: Şimdi, şartnameye göre, bir yıl içerisinde, 1 Ekim 2016'dan başlayıp 5 Ekim 2017'ye kadar havaalanı kapatılmadan oradaki hizmet verilecek, o tadilat yapılacak diye...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz, tamamlayınız Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan, hemen bitiriyorum.
Yani, bir yılda tamamlanması ve hava ulaşımının engellenmemesi söyleniyor. Şartname böyle bizim bildiğimiz ama başka bir maddesi varsa bizim bilmediğimiz, lütfen söylesinler. Ama, şu anda yapılan şey... Hatta basına şöyle düştü, doğru mudur bilmiyorum, "Biz o şekilde ihaleye uymayacağız, bu işi üç ayda bitireceğiz." şeklinde bir şey söylendi. Bilmiyorum, belki o gazetelerde yanlış da olabilir, orada Sayın Bakanı suçlamak istemiyorum ama şu anda yapılan odur. Üç ay içerisinde bitirilmek isteniyor fakat üç ay da havaalanı trafiğe kapatılacak, 500 bin yolcu kaybı olacak demektir. Biz burada şunu söylüyoruz: Yani, ihaledeki orijinal şartlara uygun olarak -çünkü zaten öyle ihale edilmiştir bu- hava trafiğine kapatılmadan, aslında hemen bu Ekimde başlaması gereken işe başlanmış olsaydı zamanında bu yapılabilirdi, hiçbir aksama olmazdı. Hiç aksama olmadan bu tür tamiratların yapıldığına ilişkin de birçok örnek var.
İkinci husus da şu: Zaten ikinci pistin de bugüne kadar planlanmış olması gerekirdi.
Bunu ifade etmek istedim, teşekkür ederim.